Önümüzdeki hafta içinde sizlerle buluşacak olan henüz dumanı buram buram tütmeye başlamış bir biyografi var bilgisayar ekranımda...
Okurken kâh gözyaşlarıyla, kâh gülümseyerek, ama çoğunlukla onunla aynı topraklarda ve aynı toplumda yetişmenin gururuyla onurlandığım koca bir hayatın belgeseli...
En başarılı ve etkileyici kurgulara taş çıkartacak nitelikte, soluk soluğa okunacak, gerçeğin ta kendisi bir belge roman: “Dr. Ayten’in Romanı.”
Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği olarak “biraz geçmişe vefa” dedik. Bu topraklarda yaşanan acı – tatlı olaylara ve yaşayan toplumların yakın geçmişine minik bir mum da biz yakalım istedik. Tıp mesleğinin tarihçesini kayıt altına alma sorumluluğunu sırtımızda hissettik. Ve hâlâ nefes alırken bu adada efsane olmuş meslektaşlarımızın yaşam serüvenlerini kendi ağızlarından dinleyerek kayıt altına almanın gerekliliğine inandık.
İşte bu duygularla Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Yönetim Kurulu olarak bizler Dr. Ayten Salih Berkalp’in biyografisini yazdırma kararı aldık.
Dr. Ayten Berkalp, tüm sağlık sorunlarına ve anılarını bize teslim etmesinin hemen arkasından yurt dışında geçirmek durumunda kaldığı kalp operasyonuna rağmen, günlerce kâh kendi el yazısıyla yoğun notlar tutarak, kâh sekreterimiz Melek Kilim Yeşilada’ya anılarını bilgisayar ortamında bire bir yazdırarak inanılmaz yaşam serüvenini bizlerle paylaştı. O mükemmeliyetçi kişiliği ve capcanlı belleğiyle, en ufak detayı bile atlamak istemedi. Tüm ömrünü adadığı bu topluma ve adaya, kendi gözüyle ve yaşanmışlıklarıyla en doğru tarihçeyi bırakmanın kaçınılmaz görevi olduğuna inandı.
Evet sevgili okurlar; kitabı okurken baştan sona bu topluma, adaya, aileye ve insanlığa adanmış çok zengin bir yaşamla yüzleşeceksiniz... Dr. Ayten Berkalp’ın yaşamında asla ‘ben’ olmadı. O, kendine sunulan bu yaşamı hep “biz” olarak, hep “toplumu” , “ülkesi” ve “insanlık” adına yaşadı. O, bu adayı ve bu toplumu “eşim ol, seni Kopenhag’ın kraliçesi yapayım” diye önünde yerlere kadar eğilen o yabancı sevdalısına, Kıbrıs sorununun en kritik günlerinde “Kopenhag’a kraliçe olmaktansa, kendi adamda dilenci olmayı yeğlerim” diyebilecek kadar çok sevdi.
İşte böylesine detaylı, yakın tarih dolu bir yaşam hikâyesini de ancak kendisi de yakın geçmişin birçok önemli olayının tanıklığını bizzat yapmış, ya da kitaplarında ve yazılarında yazmış olan duayen gazeteci ve yazarlarımızdan Ahmet Tolgay kaleme alabilirdi.
Ahmet Tolgay, kendisine yaptığımız öneride bizi kırmadı... Bu çabaya yürek koydu... Aylarca çalıştı... Bu adaya dair çok, ama çok zengin Dr. Ayten Berkalp’in yaşam yolculuğunu o muhteşem kalemi ve bilgi donanımıyla, uzun soluklu, müthiş bir belgesel romana çevirdi.
Biliyorum ki, siz de okurken aynı duyguları paylaşacaksınız. Bu biyografi gerçekten de “soluk soluğa” okunacak gerçek bir roman.
Dr. Ayten Berkalp Atatürk devrimleriyle büyümüş, İngiliz disiplini ile yaşamı şekillenmiş ve bu adanın cesur kadınlarının simgesi olmuş içimizden biri... O, bu kitapta karşımıza bazen iyi eğitim almış bir doktor olarak, kâh iz bırakan hırslı bir sporcu, bazen dağlarda bir savaşçı, esir kadınların başında bir önder veya “sancaktar” olarak çıkar. Sağlıkta iyi bir bürokrat, toplumun ihtiyaçlarını şekillendiren bir mühendis… Ve eminim ki, benim tümünü buraya aktaramadığım birçok sıfatı, siz satırlar arasında heyecanla seyahat ederken onun için kullanacaksınız.
Ben, Dr. Ayten Berkalp’a muhteşem çalışkanlığı ve duyarlılığıyla toplumsal belleğimize kattığı bu çok anlamlı anılar için yürekten teşekkür ederim. Çok sevdiğim bir cümle vardır: “Toplum için ağlayanın gözyaşı hiç dinmez.” Sanırım bu vurgu, en çok ona yakışır.
Ve bu kitaba aylar boyunca özel birikimleriyle birlikte alın ve beyin terini döken Ahmet Tolgay… O olmasaydı, bu biyografi sizlere böylesine sürükleyici yerel bir roman tadında bu kadar güzel sunulamayacaktı. Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Yönetim Kurulu ve tüm hekimler adına kocaman bir teşekkür de değerli yazar Ahmet Tolgay’a...