Akdeniz Avrupa Sanat Derneği (EMAA), Avrupa Birliği’nin (AB) Kıbrıslı Sivil Toplum İş Başında VI. Hibe Programı altında finanse edilen, “Herkes için Sanat” projesi kapsamındaki “heykel rezidansı” etkinliğinin tanıtımını gerçekleştirdi.
“Heykel Rezidansı” projesi kapsamında sanatçılara yapılan açık çağrı sonucunda yarışmayı kazanan sanatçılar; Dize Kükrer, Eda Zeybel- Gönen Karagil-Nurtane Karagil, Naz Atun ve Sinem Akın oldu.
Seçilen sanatçılar, gelecek 3 hafta boyunca Lefkoşa Dr. Fazıl Küçük Parkı’nda heykellerini yapacak, tamamlanan heykeller ise kalıcı olarak park içerisinde sergilenecek.
Lefkoşa Türk Belediyesi (LTB) işbirliğinde, Girne Amerikan Üniversitesi ve Kıbrıs Amerikan Üniversitesi’nin kısmi sponsorluğunda gerçekleşecek projeyi ve Dr. Fazıl Küçük Parkı’nın dönüşümünü izlemek isteyenlerin bu süre boyunca parkı ziyaret edebileceği, sanatçıları yakından tanıma fırsatı elde edebileceği veya EMAA’nın sosyal medya hesaplarından takip edebileceği belirtildi.
Harmancı: Heykel tartışmaları demokrasiyi tetikleyecek
LTB Başkanı Mehmet Harmancı, tanıtım etkinliğinde yaptığı konuşmada, projenin hayata geçmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Harmancı, EMAA ile uzun süredir beraber çalıştıklarını, Kamusal Alanda Sanat Çalıştayı’nı beraber gerçekleştirdiklerini ve şimdi de Çalıştay sonuçlarını uygulamaya koyduklarını söyleyerek, seçilen sanatçıları kutladı.
Harmancı, kamusal alanda sergilenecek sanatın belli tartışmaları de beraberinde getireceğine ve herkesin bu sanat eserlerinden farklı çıkarımları olacağına işaret ederek, bu tartışmaların demokrasiyi tetikleyeceği ve interaktif bir ortam yaratacağını kaydetti.
Kıbrıslı Türklerin tarihinde ve belleklerinde önemli bir isim olan Dr. Fazıl Küçük’ün bu parkın dokusuyla birlikte yeniden anılıyor olmasının da projeye ayrı bir güzellik kattığını söyleyen Harmancı, Taşkınköy bölgesinin rahatlayabileceği alanların başında gelen bu parkın, projeyle birlikte düzenlenmesinin de gündeme gelmesinin önemine işaret etti.
Harmancı “Projeye katkımız sadece maddi değil manevi olarak da yüksek boyuttadır. Sanatçılarımızın her türlü ihtiyacını karşılamaya hazırız” dedi.
Docherty: Müzetevazi ama gerçek katkı
Avrupa Birliği Program Destek Ofisi Bölüm Başkanı Michael Docherty de, yaptığı konuşmada, iki yıldan biraz daha uzun bir zaman önce başlayan projenin meyvelerini verdiğini görmekten duyduğu mutluluğu ifade ederek, projenin Lefkoşa’da çevrenin iyileştirilmesine mütevazı ama gerçek bir katkısı olacağını söyledi.
Docherty, AB’nin 273 bin Euro’nun biraz üzerinde maddi katkıda bulunduğu projenin, sanatı hayatın bir parçası haline getirmeyi amaçladığını belirtti.
Kamusal sanatın, her zaman herkes tarafından sevilmese de, insanları üzerinde tartışmaya teşvik eden bir yanı olduğunu vurgulayan Docherty, şunları kaydetti:
“Özgürlük Anıtı ilk başta herkesin hoşnut olmadığı bir kamusal sanat örneğidir. Ancak şimdi bulunduğu çevrenin bir parçası ve şehrin simgesi haline geldi. Kamusal sanat, sanatı elit kesimin tekelinden çıkarıp halka açıyor. Lefkoşa’nın kuzeyinde de benzer sonuçlar görmek için sabırsızlanıyorum.”
Şonya: Kalıcı sanat eserlerini Lefkoşa2ya kazandırmak
EMAA Eş Başkanı Zehra Şonya da, proje hakkında bilgi vererek, projenin kamusal alanda kalıcı sanat eserlerinin Lefkoşa’ya kazandırılması aktivitesi olduğunu belirtti.
Şonya, seçilen heykellerin Dernek’in önemsediği insani değerler, sanatsal ve estetik kavramlara uygun olması ve iletişime açık olması göz önüne alınarak seçildiğini dile getirerek, heykel ve kamusal sanatın insanlarla buluşmasına verdikleri önemi vurguladı.
Dr. Fazıl Küçük Parkı’nı geçici ve kalıcı kamusal sanat örnekleriyle yeniden tasarlama çalışmaları olduğunu ifade eden Şonya, anıtsal heykellerin yanında insanlarla daha iyi bağ kurabilecek, insan yaşamının içine girebilecek heykellerin önemine değindi.
Şonya, seçilen 4 sanatçının kadın ve genç yaşlarda olmasından duyduğu memnuniyeti de ifade ederek, 1 ay boyunca sürecek heykel çalışmalarını izlemek için halkı parka davet etti.
Herkes İçin Sanat Projesi
EMAA tarafından yürütülen “Herkes için Sanat Projesi”; sanat aracılığı ile demokratik değerler, çoğulcu görüşleri, çeşitlilik ve kültürlerarası toleransı ve bu konulardaki farkındalığı artırmayı ve böylece Kıbrıs Türk toplumunun hayat kalitesini artırarak, sanatı ifade biçimi haline getirmeyi hedefliyor.