Kamu hastanelerinde ciddi altyapı, cihaz, hekim ve personel eksikliğine işaret eden Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı Dr. Özlem Gürkut, Lefkoşa’ya yapılacağı duyurulan yeni hastanenin ihalesinin de iptal edildiğini söyledi, “Biz kendi hastanemizi niye yapmıyoruz” diye sordu.
Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı Dr. Özlem Gürkut, dünyada dünyada zaten var olan çatışma ve savaşlara yenilerini eklendiğini, pandeminin devam ettiğini, aşıya, ilaca, temiz suya erişemeyen insanlar olduğunu, yoksulluğun arttığını, gelir dağılımındaki uçurumun derinleştiğini kaydetti.
Dr. Gürkut, ülkemizde ise uluslararası hukuka dahil olmamanın acılarının pandemide çok daha fazla hissedildiğini belirtti.
14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle yapılan törende konuşan Dr. Gürkut, yıllardır benzer sorunların her Tıp Bayramı’nda gündeme getirildiğini, ancak, çözümlerin üretilmediğini söyledi.
Dr. Gürkut, Sağlıkta çağdaş bir sistemin kurulamadığını, bunu kurmakla görevli olan siyasi otoritenin ise herkesten daha fazla sistemsizlikten yakındığını ifade etti.
Yasaların güncelliğini yitirdiğin, kimi alanlarda ise hiç yasa olmadığını belirten Dr. Özlem Gürkut, kimi yasaların ise denetimsizlik nedeniyle uygulanmadığını ifade etti.
Dr. Gürkut, ülkemizde peş peşe açılan tıp ve diş hekimliği fakültelerinin hiçbir planlama olmadan hayata geçtiğini söyledi, "On yıl sonra kaç hekim, hemşire, sağlık çalışanına ihtiyacımız olduğunu bilmiyoruz, hangi branşlara ihtiyacımız olduğunu da planlamıyoruz" diye konuştu.
Halkın sağlığa erişiminin zorlaştığını, bugüne kadar yapılan tüm çalışmalar sonuçsuz kaldığını, sağlıkta çağdaş bir sistem kurulamadığını, sağlığa ayrılan bütçe kısıtlı olmakla birlikte, bu bütçenin akılcı ve adaletli kullanılamadığını anlatan Gürkut, sağlık sistemi, halk sağlığı ve sağlık hizmetleri sunumu ile ilgili yasaların ya güncelliğini kaybettiğini, ya da ihtiyaca cevap veremez durumda olduğuna dikkat çekti.
Teşkilat yasaları, Hekim Yasası, Güzellik Merkezleri Yasası ve bunlar gibi bir çok yasanın çıkmadığını, derme çatma yerlerde tıbbi hizmetlerin verildiğini ve denetlenemediğini söyleyen Gürkut, ülkede birbiri ardına açılan tıp ve diş hekimliği fakültelerini planlamaya dahil olmadığını ve denetlenmediğini kaydetti.
Gürkut, sağlıkta insan iş gücünün de planlamadan uzak olduğuna işaret ederek, ülke nüfusunun tıp, diş hekimliği eğitimi için gerekli yeterli hasta sayısı ve çeşitliliğini sağlamaktan uzak olduğunu söyledi.
Ülke hekimlerinin sıkıntılarına da değinen Gürkut, özelde çalışan hekimlerin bir çoğunun iş güvencesiz çalıştırıldığını, kamudaki hekimlerin ise kadrolu, sözleşmeli, mecburi hizmetli, hizmet alımı anlaşmalı gibi farklı statülerde çalıştırıldığını ve bunun da hekimlerin çalışma barışını bozan unsurlar olduğuna dikkat çekti.
Hekim eksikliği olan alanlarda hekimlerin kendi uzmanlıkları dışında çalıştırıldığına dikkat çeken Gürkut, hekimlere şiddet eğilimlerinin de arttığını vurguladı.
Ülkede yarı süreli eğitimi için bulunan asistanlar olduğunu ve bunların sorunlarına da işaret eden Gürkut, asistan hekimlerin yedek iş gücü olarak kullanıldıklarını kaydetti.
Uzmanlık eğitimlerinin ikinci yarısı için Türkiye’ye giden asistan hekimlerin yabancı uyruklu statüsünde çalıştırılarak maaşsız ve güvencesiz çalışmasının kabul edilebilir olmadığını da ifade eden Gürkut, sağlıkta çağdaş, adil ulaşılabilir bir hizmet sunumu için gerekenlerin yapılmasını istedi.
Ülkenin sınırlı hekim, sağlık çalışanı kapasitesinden en verimli şekilde yararlanılacak bir sistem oluşturulması gerektiğini vurgulayan Gürkut, en verimli şekilde işleyen bir sistem için çalışılması gerektiğini kaydetti.
Gürkut, 14 Mart Tıp Bayramı'nın kökenine de değindiği konuşmasında, Türkiye’deki meslektaşlarının verdikleri mücadeleye değinerek şunları kaydetti:
“2 yıldır pandeminin zorlu şartlarında canları pahasına çalışan meslektaşlarımızın gördüğü muameleyi kabul etmiyor ve Kıbrıs’tan dayanışma duygularımız ve selamlarımızı gönderiyoruz.”