Bozkurt gazetesinin Elefteria gazetesinden yaptığı alıntıda “dün” ifadesinden yola çıkarak Dr. Kıvılcımlı ve beraberindeki kişilerin 27 Mayıs’ta adaya gediklerini söyleyebiliriz.
29 Mayıs tarihli Bozkurt gazetesinde yer alan söz konusu haberde Rum Basını’na çelişkili ifadelerin verildiği görülmektedir. Örneğin ELEFTERİA: “Koççina’da oturan Kıbrıslı bir Türkle evli bir kızları ve kız kardeşleri vardır. Onu ziyaret etmeğe gelmişlerdir. Mersin’den yola çıkmışlar fakat sandalları karaya oturduğu kıyıya sürüklenmişlerdir. Gelişlerinin maksadı ise, hasta olan söz konusu kadını tedavi için harice götürmektir.’ şeklinde verirken Fileleftheros ve ve Mahi gazetelseri de farklı bilgileri okurla paylaşmaktaydılar.
FİLELEFTHEROS: “3 şahsın tutuklandıklarında, bunlardan biri emekli doktor olduğunu söylemiş, diğerlerinin ise oğulları olduğunu belirtmiştir. Doktor olarak görünen şahıs, bir prostat ameliyatı geçirmek üzere İngiltere’ye gitmek istediğini ve bunun için Kıbrıs’ta bulunan bir akrabalarından yardım temin etmek amacı ile Mersin’den Kıbrıs’a geldiklerini söylemiştir.”
MAHİ: “Polis kaynaklarından öğrendiğimize göre, söz konusu 3 Türk, Kıbrıs yakınlarına kadar bir yelkenli tarafından getirilmişler ve müteakiben motorlu sandala bindirilerek Baf’ın Türk semtine çıkmak üzere denize bırakılmışlardır. Fakat bölgeyi iyi bilmediklerinden Hloraka körfezindeki kayalık bir kıyıya çıkmışlardır.”
31 Mayıs 1971 tarihine geldiğimizde Bozkurt gazetemizde olayın tüm detayları okura sunuluyordu. “Dr. Halit Aksungur” ismini kullananın aslında Dr. Hikmet Kıvılcımlı olduğu da orataya çıkıyordu.
“Bozkurt Gazetesi- 31 Mayıs 1971, syf:1/4
Motörleri Kıbrısa vuran 3 esrarengiz şahsın Dev-Genç Militanları olduğu tesbit edildi...
Yaşlı adamın kimliği de ortaya çıktı:
“Dr. Halit Aksungur” değil; “Dr. Hikmet Kıvılcımlı”
Dr. Kıvılcımlı ve arkadaşları dün adadan ayrıldılar
Lefkoşa-Özel:
Birisi yaşlı, ikisi genç üç esrarengiz şahsın, bir deniz motörü ile Baf açıklarında Hloraka köyü dolaylarına çıkmaları hakkında, Rum basınına atfen üç günden beri vermekte olduğumuz haberler üzerindeki esrar dün kalkmıştır. Dünkü Rumca gazetelerde yayınlanan resimlerden anlaşıldığına göre kendini “Dr. H. Aksungur” olarak tanıtan 75 yaşındaki şahıs, Dr. Hikmet Kıvılcımlı’dan başkası değildir. Dr. Hikmet Kıvılcımlı, Sıkı Yönetim tarafından Türkiye’nin her tarafında aranmakta olup “Gizli Komünist Partisi”nin başkanı olarak gösterilmektedir. Kanserden muzdarip olan Dr. Hikmet Kıvılcımlı, ideolojik davranışlarından ve yazılarından ötürü sık sık tutuklanmaktaydı. Esrarengiz şahsın Dr. Kıvılcımlı olduğunu doğrulayan diğer bir belirti de, adaya çıkmasını müteakip kanser tedavisine tabi tutulmasıdır.
Dr. Hikmet Kıvılcımlı ve kimlikleri tesbit edilemeyen iki genç arkadaşı, Rum yönetiminin sağladığı yardımla, dün öğleden sonra Kıbrıs’a geldikleri motörle meçhul bir yöne doğru adadan ayrılmışlardır. Dr. Hikmet Kıvılcımlı ile arkadaşlarının bir Arap ülkesine gitmekte oldukları sanılmaktadır. Dr. Hikmet Kıvılcımlı yanındaki iki gencin oğulları olduğunu öne sürmüştür. 35 ve 36 yaşlarındaki bu iki adam isimlerinin “Mehmet Osman” ve “Remzi Ali” olduğunu söylemişler meslekleri sorulduğunda “işçiyiz” demişlerdir.
TÜRKİYE BASININDAKİ HABERLER
Dünkü Türkiye gazeteleri ajanslara atfen olaya geniş yer vermişlerdir. Gazeteler, Dr. Hikmet Kıvılcımlı ile arkadaşlarının Türkiye’yi nasıl terkettiklerini, büyük puntolu başlıklar altında vermektedirler. Ne var ki, Türkiye gazetelerinin hiçbirisi bu şahısların gerçek kimliklerini verememiştir.
Bir macera filmine konu olacak nitelikteki olay, beş gün önce Alanya’da başlamıştır. Alanya iskelesine gelen üç kişi, Rifat Kule adındaki bir balıkçının yelkenli motörünü beğenerek kendisi ile pazarlığa oturmuşlardır. Kapora olarak 500 Türk lirası veren üç kişi iki arkadaşlarının daha geleceğini ve kendisine 11 bin Türk lirası vereceklerini söylemişlerdir. Nitekim bir kaç saat sonra Rifat Kule’nin tanımadığı iki genç “balıkçı” Rifat Kule’nin yanına yaklaşarak onbir bin lirayı eksiksiz olarak vermişlerdir. Normal olarak tekne satışlarında Liman Başkanlığına haber verilip devir işlemi yapılması gerektiği halde balıkçı Rifat Kule buna lüzum görmemiştir. Motörü satın alan üç kişi, dört varil mazot ile yeter miktarda yiyecek maddesi olarak Rifat Kule’ye balık tutmak istediklerini söylemiş ve denize açılmışlardır. Üç kişi denize açıldıktan sonra bir ara verdikleri paranın sahte olup olmadığına dair şüpheye düşen Rifat Kule bankaya gidip araştırma yapmaya başlayınca olay meydana çıkmış ve Liman başkanlığına haber vermeden satış yaptığı için göz altına alınmıştır. Tahmin edildiğine göre bir arap ülkesine gitmek isteyen Dr. Hikmet Kıvılcımlı ile arkadaşları yollarını kaybederek yanlışlıkla Kıbrıs sahillerine vurmuşlardır.”
Türkiye basınının haberinde ise Kıvılcımlı ve arkadaşlarının Mersin’den değil Alanya’dan adaya geldikleri yönünde bir bilgi verilmektedir ki aslında, adaya yakınlık açısından bu daha inandırıcıdır. Dr. Hikmet Kıvılcımlı ve iki arkadaşını Kıbrıs Cumhuriyeti yetkililerinin daha önce Türkiye’ye iade edileceği yönündeki haberin aksine, buradaki yetkililerin Dr. Kıvılcımlı ve arkadaşlarına yardım ederek adadan ayrılmalarına imkân sağlamaları da dikkat çekici bir konudur. Ve konuyla ilgili Mayıs 1971’de Bozkurt gazetemizde yayımlanan son haber.
FOTO: Dr. Hikmet Kıvılcımlı
“Bozkurt Gazetesi- 31 Mayıs 1971, syf:3
RUM BASINI
ÜÇ TÜRK ADADAN AYRILDI
Dünkü Rum gazeteleri, birkaç gün önce Mersin’den gelerek Baf kıyılarına çıkan üç Türkün adadan ayrıldıklarını bildirmekte ve bunların birer resmini yayınlamaktadırlar. Bu hususta en geniş şekilde bilgi veren TA NEA gazetesi şunları yazmaktadır:
“Geçen Perşembe sabahı Baf ilçesinin Hloraka kıyılarına çıkan üç Türk önceki akşam gece yarısı sıralarında motörlü sandalları ile Adadan ayrılmışlardır. Bunlar tam bir gizlilik içinde en kuvvetli bir polis ekibinin muhafazasında gece saat 22.00’de Lefkoşa’dan Baf’a götürülmüşler ve karaya çıktıkları ayni yerden kendi motörleri ile hareket etmişlerdir. Kıbrıs kara sularından çekilinceye kadar Kıbrıs polisine ait bir sahil muhafaza gemisi, kendilerine refakat etmiştir. Bilindiği gibi şahıslar bir baba ve onun iki oğludur. Dün sabah Greko burnuna doğru yol almışlar ondan sonra da Suriye’nin yolunu tutmuşlardır. Bu olay hakkındaki haberler kesin değildir. En kuvvetli tahminlere göre bu Türkler Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu diye bilinen teşkilâtın mensupları olup Türk makamları tarafından arandıkları için kaçmışlardır.
Her halükârda Kıbrıs polisi bu üç Türkün Kıbrıs Türk âsilerinin faaliyeti ile hiçbir şekilde ilişkili olmadıklarını şüpheye yer bırakmayacak şekilde tesbit etmiş bulunmaktadır. Üç Türk Türkiye’ye dönmeyi katiyen istemediklerini ve bugünkü Türk rejimine karşı olduklarını söylemekteydiler. Solcu fikirlere sahip bulunduklarını da gizlememişlerdir.
Polis kaynaklarından öğrediğimize göre söz konusu üç Türkten Remzi Aksülgür’ün pasaportu sahte idi.
Öte yandan öğrenildiğine göre Kıbrıs’taki Türkiye Maslahatgüzarı İnhan, önceki gün soydaşını tutuklu bulundukları polis karakolunda ziyaret etmek istemiş fakat yetkili makamlar red cevabı vermiştir.
Bu mesele hakkında Kıbrıs Türk tarafı da hiçbir açıklamada bulunmamıştır. Ne Kıbrıs Türk gazeteleri, ne de kanunsuz Bayrak radyosu bu üç Türkün yakalanmasından söz etmişlerdir.
HARAVGİ gazetesi, söz konusu üç Türk hakkında Türk hükûmetinin yakın ilgi gösterdiğini bildirmekte ancak daha fazla bilgi vermemektedir. ELEFTHERİA gazetesi Büyükelçimiz Maslahagüzarı Elçi Asaf İnhan’ın üç Türk ile temas etmek istediğini ancak böyle bir görüşmenin sağlanamadığını yazmakta fakat niçin sağlanamadığını belirtmemektedir. Eleftheria ayrıca Kıbrıs’tan hareket etmeden önce üç Türk’e yakıt, yiyecek ve içecek verildiğini ve Kıbrıs karasularından çıkıncaya kadar kendilerine refakat edildiğini yazmaktadır.
.....”