Kayıp Şahıslar Komitesi (KŞK) Kıbrıslı Rum üyesi Leonidas Pandelidis, kayıplar dramının ancak en son kayıp da saptandığında kesin olarak kapanacağını, KŞK’nın faaliyetlerinin ancak o zaman durabileceğini ve iki toplum arasındaki işbirliğinin önünden en büyük engelin o zaman kalkabileceğini söyledi.
Pandelidis Fileleftheros’a verdiği özel söyleşide KŞK’nın göreve başladığı 2006’dan 30 Eylül 2022’ye kadar, her iki tarafın resmen bildirdiği 1963-64 ve 1974 dönemi bin 510 Rum ve 492 Kıbrıslı Türk kayıptan toplam bin 188’inin kalıntılarının saptandığını, bin 28’inin kimliklendirildiğini, 161’inin kimliklendirme prosedürünün devam ettiğini anlattı.
Her iki taraftan, bulunan kayıpların, çoğunluğu sivil olmak üzere en küçüğü birkaç aylık, en büyüğü de 90 yaş ve üzerinde olduğunu söyleyen Pandelidis KŞK ekiplerinin bugün eşzamanlı olarak Ada genelindeki 7 noktada 7 kayıp kazısı yapmakta olduğunu söyledi.
KŞK tarafından uygulanmakta olan kayıp kazı ve kimliklendirme prosedürleri hakkında bilgi de veren Pandelidis, Kıbrıs’ın hem kuzeyi hem de güneyinde toplu mezarlar saptandığını, “Sighari” (Kaynakköy), Girne, Mağusa köyleri, “Aşşa” (Paşaköy) ve Limasol yakınında bir köyde gömülenlerden çoğunun Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum sivillerin olduğu toplu mezarlarla karşılaştıklarını anlattı.
Pandelidis KŞK çalışmalarında, birçok yerin bina dikilmesi, yer değişikliği ve benzeri değişiklikler nedeniyle zorluklar yaşandığını belirterek Girne’de, toplu mezar bulunduğu bilgisi aldıkları bir noktaya 6 apartman inşa edildiği iddiasını dile getirdi.
Pandelidis, apartmanların arasında, geçitlerinde kayıp kazılarına başlamaya çalıştıklarını söyledi. Pandelidis, Lefkoşa’nın kuzeyinde de ölülerin toplanıp gömülmesinde kullanılan üç kamyon ile ilgili bilgi aldıklarını, iki kamyondaki ölüleri bulduklarını, üçüncüsünü aramakta olduklarını anlattı.