Downer yeniden başladı. Başladı da bitirir mi ? Asıl soru bu...
Görüşme üstüne görüşme yapıyor. Yetkili yetkisiz herkesle.
Bazılarıyla umutlarla, bazılarıyla dostlar alışverişte görsün diye. O da çok iyi biliyor bu sorunu ‘çözecekse’ kiminle çözeceğini; ama bozuntuya vermemeye çalışıyor işte.
Anastasiadis, şu ünlü referandumda “Evet” diyenlerdendi. O zamanlar “Evet dediydi diye her zaman her şeye “Evet” diyecek diye birşey de yok.
Sahi... Ne demişti Demirel: “Dün dündür bugün bugündür. “
İlk söylediği zaman gülmüştük bu sözlere. Ama zaman içinde bu sözün ne kadar önemli, doğru ve akıllıca olduğunu yaşayarak anladık.
***
Anastasiadis dün “evet” dediydi... Bugün de “evet” der mi ? Neye “evet” neye “hayır” der ?
Bizim Cumhurbaşkanımız da uzuuun yıllar, çözümsüzlüğün çözüm olduğunu savunmamış mıydı ? O zaman öyle dediydi diye, şimdi de öyle mi diyecek yani ?
“Dün dündür bugün bugündür”.
Downer’in görüştüklerinden biri olan Dışişleri Bakanımız da, -sanırım basından gelen bir soru üzerine- Anastasiadis’in, EOKA’nın parti lideri olduğunu söylemiş. Dün öyle olmuş olabilir. Bugün de öyle mi acaba ?
Çok uzun yıllar hem toplum liderliğini, hem Cumhurbaşkanlığı yapan Rahmetli Denktaş da TMT’nin kurucularından değil miydi ? Buna karşın uzuuuun yıllar Kıbrıs sorununu çözecek niyetiyle görüşmecilik yapmamış mıydı ?
Unutma Sayın Özgürgün. Dün dündür, bugün bugündür... Tarihimizde, ‘Dünün dün, bugünün bugün” olduğunun vurgulana vurgulana karşımıza çıktığı o kadar çok örnek var ki...
***
Kıbrıstaki Türk “azınlığı” temsilen kurulan KATAK’ı kuranlar arasında rahmetli Dr. Fazıl Küçük yok muydu ? Yıllarca ‘azınlık’ hakları için mücadele verdikten sonra 10-12 yıl sonra, Kıbrıs Türktür Partisi’ni kurup Kıbrıs’taki Türklerin ‘azınlık’ olmadığını savunmaya başlayan da Dr.Küçük değil miydi ? “Dün dündür,bugün bugündür” diyerek....
Baş EOKA’cı Grivas da bir zamanlar Yunanistan’da, İngilizlerin kucağında oturan, onlar için çalışan, anlı şanlı vede kanlı bir komünist avcısıydı. Ama sonra, Kıbrıs’ta, İngilizlere karşı savaşan bir baş kahraman olduydu. “Dün dündür, bugün bugündür” diyerekten...
Makarios Kıbrıs Cumhuriyeti anlaşmasını imzalayıp Kıbrıs’a döndükten sonra yeni kurulan Cumhuriyetin ilk Cumhurbaşkanı olmuştu. Çok kısa bir süre sonra “Kıbrıs Cumhuriyeti ENOSIS yolunda bir sıçrama tahtasıdır... Dün dündür bugün bugündür” dememiş miydi ?
Türk Silahlı Kuvvetleri 1974’de adaya çıkarken, Kıbrıs Cumhuriyeti Garantörlük Anlaşmasına harfiyen uygun olarak, yıkılan Cumhuriyeti korumak, kollamak ve yaşatmak üzere gelmemiş miydi? Ama, geldikten sonra, “Kanla alınan masada verilmez..Dün dündür bugün bugündür” demedi mi ?
***
Downer yeniden başlama hazırlığında. “Dün dündür bugün bugündür” diyerekten...
Anavatan’ın yeniden “Dün dündür bugün bugündür” deyivermesi olasılığı da hep var. Onlar öyle derlerse, bizim şahinlerimiz de “Dün dündür bugündür” demezler mi sizce ?
“Bugünden yarına ne olacağı bilinmez” der eskiler... Bunun karşılığı aslında “Dün dündür bugün bugündür” dür. Bu nedenle de dün kimin ne olduğu, nereden geldiği, ne dediği hiç de önemli değildir. Öndemli olan bugün ne olduğu, ne dediği değil mi ?