Hayat yeniden tanımlanıp değişirken maalesef biz yerimizde sayıyoruz...
Bu ülkede iktidarı yakalayan hayatı yeniden tanımlayıp, değişimi gerçekleştireceğine, kendisi sistemin parçası haline geliyor...
Neden?
Çünkü; kamu alanı ile yeni düşünceler örtüşmüyor...
Dolayısıyla halâ dünün terimleriyle konuşuyoruz...
Peki ama, dünün varsayımlarıyla nasıl yeni bir yapı kurabiliriz ki?
Öyleyse, dönüp duran böyle bir akıl yürütme tarzını artık bir kenara bırakmak lazım...
Biz kendi mizacımıza göre yaşamak mı istiyoruz?
O halde bir yerde kamusal alan ile siyaseti örtüştürmemiz gerekir...
İşe ; bu düzenin devamını sağlayan faktör ve aktörlerin, kendi ürettiğimiz rakip güçlerle değiştirmesinden başlayabiliriz...
Örneğin;
Demokratik değerleri içselleştirebilen ,
"Ondan" ya da "bundan" taraf, yandaş değil;
Demokrasiden taraf olan insanlara daha fazla söz hakkı verebiliriz...
Demokrasiyi popülizm yaparak daraltmayabiliriz ...
Bu mümkündür...
Bu bir tercih meselesidir...
Hakikatin imkanlarından istifade edersek,
Üstesinden gelemeyeceğimiz zorluk yoktur!
Sol feraset ve basiret bu olgunlaşmayı, bu iradeyi ortaya çıkarmaya taliptir...
Üstelik Halk tarafından da yetkilidir...
Yeni hükümet döneminde bu iradeyi ortaya çıkaracak yöntem ve derinleştirmelere dönük esaslı bir katkı sağlanacaktır...
Ehh!
Haçana bir bu toplum kendi kendinin mağduru olarak yaşayacak ve yaşatılacak?