Dünya Bankası Raporu: Avrupa’da en yüksek gıda enflasyonu

Cenk Mutluyakalı

Dünya Bankası’nın Kıbrıslı Türk toplumuna yönelik hazırladığı kapsamlı rapor hayat pahalılığına yönelik acı tabloyu yeniden ortaya koydu. Yüzde 79 ile Avrupa’da en yüksek gıda enflasyonuna ulaştık.

Bu oran, Kıbrıs Cumhuriyeti yani adanın güneyinde sadece yüzde 2 olurken, Avrupa Birliği ortalamasında ise yüzde 3’ü geçmedi.

Dünya Bankası Raporu "Kıbrıs Türk Ekonomisi: Fırsatların Paylaşılan Refaha Dönüştürülmesi" başlığı ile paylaşıldı. En fazla eksikliğini hissettiğimiz kavramı öne çıkardı: "Kanıta Dayalı Politika Oluşturma."

Ülke ve ekonomi yönetiminde bilgiye, veriye, bilime odaklanılması gerektiğinin altı çizildi.

Raporun sunumuna ne bakan ne de müsteşar düzeyinde “UBP-DP-YDP Hükümeti”nden hiç kimsenin katılmaması dikkat çekti.  Ana muhalefet CTP ise hem genel başkan hem de yönetim kadrosu ve milletvekilleri düzeyinde sunuma tam kadro katıldı.

Avrupa Birliği Koordinasyon Merkezi sorumlusu Selçuk Yürükoğluları rapor sunumunda “Önerilen politika değişikliklerini ülkemizim imkanlarını da göz önüne alarak dikkate alacağız” derken, yönetim desteği anlamında ne kadar yalnız kaldığını fark ediyordu.

Rapor ne diyor?

Dünya Bankası Güney Avrupa Program Yöneticisi Goran Tinjic, Avrupa Komisyonu Program Yöneticisi Oya Koçak Barçın ve Kıdemli Ekonomist Natasha Rovo’nun sunumlarını dikkatle izledim.
 

Raporun özeti şu:

Kıbrıs Türk ekonomisi 2023 yılında beklenenden daha güçlü bir şekilde toparlandı ve pandemi öncesi koşullara döndü.

 

Yeşil Hat ticareti ve güneyden geçişler ekonomiyi ayakta tuttu.

 

İşgücü piyasası göstergeleri pandemi öncesi seviyeleri geçerken, yüzde 44’ü kadınlar olmak üzere 9 bin 600’ün üzerinde yeni istihdam yaratıldı.

 

Avrupa’nın en yüksek gıda enflasyonuna ulaşıldı, yoksulluk ve eşitsizlik arttı.

 

İstihdamla birlikte kayıt dışılık da çoğaldı. Geçen yıl toplam istihdamın yarısının kayıt dışı olduğu görüldü.

Rapor içinde “Hane Halkı Bütçe Anketi Analizi” de var.
Bu analiz üç önemli kırılganlığa dikkat çekiyor.

1- Artan Eşitsizlik.
2- Azalan beşeri sermaye birikimi  (
sağlık, eğitim ve işgücü piyasası sonuçları.)
3- Yoksul ve yoksul olmayan haneler arasındaki büyük farklar.

Dünya Bankası’nın Kıbrıs Türk ekonomisine yönelik hazırladığı rapor reform önerilerini de içeriyor. Bu önerilerin en başında yoksul ve en kırılgan kesimler için “acil durum desteği” geliyor.

Ayrıca yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım ve özel sektörün rekabet gücünü artırmak gibi öneriler de öne çıkıyor.



Ekonominin can simidi: Yeşil Hat

Hem “Hükümet” koltuklarından hem de “Cumhurbaşkanlığı” makamından Avrupa Birliği ve Kıbrıs Cumhuriyeti karşıtı söylemler yükselse de ekonominin can simidi Yeşil Hat oldu. Yeşil Hat geçişleri ve ticareti, ekonominin ve büyümenin ana itici gücü oldu.

Rapora bakalım…
“Yeşil Hat geçişleri yeni rekor seviyelere yükseldi. 2023 yılında 2019 seviyelerini neredeyse yüzde 10 oranında aşarak 7,7 milyon geçiş sayısına ulaşıldı. Geçişlerin yüzde 40’ını Kıbrıslı Rumlar, yüzde 32’sini Kıbrıslı Türkler ve kalan yüzde 28’ini başka ülke vatandaşları gerçekleştirdi.”

 

“Yeşil Hat Ticareti 2019’dan bu yana neredeyse üç kat artarak yeni bir rekor seviyeye ulaştı. 2023 yılında 15,5 milyon Euro’ya ulaşırken, sadece 5,4 milyon Euro olarak kaydedilen 2019 yılına göre neredeyse üç kat arttı. Ortalama olarak, aylık Yeşil Hat ticaret işlemleri 2019’da 0,4 milyon Euro iken 2023’te 1,4 milyon Euroya ulaştı.”

Üstelik bu yıl başlaması beklenen “Menşe Korumalı Ürün (PDO)” olarak tescillenen hellim de henüz devreye girmedi.

“Cebimdeki 50 TL”

Kıdemli Ekonomist Natasha Rovo, raporun sunuma şu sözlerle başladı:
“Lefkoşa’ya uzun zaman sonra geldim, cebimde 50 lira vardı, bir cafeye gittim ve o an, bu parayla hiçbir ürün alamayacağımı öğrendim.”

Hayat pahalılığındaki çılgın yükselmeyi kendi deneyimi ile anlatıyor kıdemli ekonomist…
50 TL anlamını yitirdi.
Hatta bana sorarsanız 100 TL bile!

Türkiye ekonomisinde yaşanan şokların, Kıbrıs Türk ekonomisini çok daha ciddi anlamda etkilediğini anlatıyor, Natasha Rovo… Adanın kuzeyinde küçük bir ekonomi var. O nedenle, Türkiye’de yaşanan sıkıntılar, Türkiye’den çok daha sarsıcı olarak bizi etkiliyor.

Kıdemli Ekonomist Natasha Rovo, Türk Lirası’ndaki değer kaybının altını çizse de şu önemli mesajı veriyor: “Hayat pahalılığının yerelden kaynaklanan sebepleri için neler yapılacak, bunun üzerine mutlaka yoğunlaşmak gerekiyor.”


Pahalılığın tek kaynağı TL değil!
Kimileri de “TL”nin ardına sığınarak kendi kârını büyütüyor, pahalılığı körüklüyor, fırsatçılık yapıyor.
 



Yeni istihdamların % 49’u kayıt dışı


Dünya Bankası’nın raporunda en dikkat çekici başlıklardan biri de “kayıt dışılık.”

“Geçtiğimiz yıl işgücü piyasasına yaklaşık 4.700 kayıt dışı iş (gücü) eklenmiştir ve bu rakam 2023 yılındaki toplam yeni istihdamın yüzde 49’una karşılık gelmektedir”

Sosyal sigorta sisteminin dışında kalanlar bunlar…
Her iki istihdamdan biri kayıt dışı, düşünsenize, nasıl bir denetimsizlik, başıboşluk, kontrolsüzlük var.

Sordum, sorguladım, anlamaya çalıştım.
“Hane Halkı Bütçe Anketi” sonucu bu verilere ulaşılmış…
Kayıt dışılık özellike de inşaat ve turizm gibi hizmet sektörlerinde öne çıkıyor.
Üstelik de bunlar en yoksul çalışan kesimler…

Tarım sektöründe de ciddi bir kayıt dışılık var ancak buradaki durum farklı…
Çoğu memur!

Turizmdeki “kayıt dışı” iş gücünün bir sebebi de öğrenci izniyle adaya gelenler diye tahmin ediliyor.

Hem sigorta sisteminden ciddi bir kaçak oluşuyor böylece, tüm çalışanların geleceği riske atılıyor, hem de planlama yapılamıyor.
Kayıt dışı istihdam verileri gerçekten de korkunç!