Dünya değişiyor. Pek de net anlaşılamayan garip mi garip bir savaş var. Görünmeyen bir düşmana karşı… “Öyle…” diyen de var “Böyle….” diyen de var… “Yalannnn…” diyen de var, “Gerçek” diyen de… Kafalar karmakarışık. İnsanoğlu bir yandan, ‘Esrarengiz Düşman’la savaşırken bir yandan da yeni düzene ayak uydurmaya çalışıyor.
Herkesin gündemdeki birinci konu ‘Virüs’. Ama bu arada, panik havasından yararlanarak, durumdan yararlanmaya çalışanlar, sinsi harekatlarını sürdürmekte. Dünyada da, bizde de… Kimisi ‘Koltuk’ kapma derdinde, kimisi ‘Kazanç’…
***
Bireyler düzeyinde yaşam kavgası devam ederken, siyasi rekabette de gerginlik var. İnsanlar pek farkında değiller ama bizim buralarda her an füzeler uçuşabilir, bombalar patlayabilir…
ABD, Ege’ye yerleşmiş durumda…. Karadeniz’de ABD-Rusya gerginliği hat noktada… Ortadoğu, bir başka karışık… Doğu Akdeniz, petrol-gaz kavgası da yatıştırılmış değil….
Kaos sürerken bizim ‘Cennet Ada’yı paylaşma kavgamız da devam ediyor. Yarım yüzyıldır Rum başka, biz başka şarkı söylüyoruz. Birileri de ensemizden zevk yapıyor, farkında bile değiliz.
Mantık, ‘tam bir işbirliği zamanı’ diyor ama mantık da kayboldu boşluklar içinde. Mantıksızlık, şovenizm hala kol geziyor onlarda da bizde de. Paylaşamıyoruz. Kendi içimizde bile ‘paylaşmayı’ beceremiyoruz. Ezeli düşmanımızla (!) mı paylaşacağız ?
***
Daha önce de yazmıştım, yineliyorum. Kendinizi yeni bir dünya düzenine alıştırın. Eski düzen yok artık ve olmayacak. Çok şey zaten değişti, değişmekte ve değişecek.
Bilgisayarın, ‘Tek Hakimiyet’ ve imparatorluğu dönemine girdik. Her işinizi ‘On-Line’ yapmaya alıştırın kendinizi…
Alışverişler, ‘On-Line’… Eğitim ‘On-Line’… Devlet işleri ‘On-Line’… İletişim ‘On-Line’…. Her şey ama her şey ‘On-Line’… Savaşlar dahil…
Bu ülkede müzisyen olmak
Çok sayıda müzisyen tanıyorum. Bazılarının ekmek parasını kazanabilecekleri bir başka işleri var ama bazıları sadece müzisyen. Yani profesyonel. Bir başka işleri yok, bir başka gelirleri de. Tek ve tek gelirleri, ‘sahne’den ve/veya özel derslerdendi.
Virüs sorunu çıktığından beri hepsi işsiz. Cepler boş. Kara kara düşünür durumda. ‘Yarın’, büyük bir soru işareti hepsinde. “Sahne yok…Özel derslerin çoğu iptal. Ne olacak bizim halimiz ?” diyorlar. Umutla, Yönetim’de kulakları ama oradan da tısss yok.
Ülkede ‘önlem’ çok…Önlemleri, kuralları, yasakları takan var mı ? Büyük mü büyük bir soru işareti… Meyhaneler, restoranlar, kahvehaneler v.s. ‘kurallı’ açık. Kurultaylar bile yapılabiliyor. Ama ‘müzik’ yasak…Çünkü herhalde, büyüklerimiz virüsün müzikten veya müzisyenlerden bulaşabileceğine karar vermişler.
Sokak Ağzı
“Memlekete bak. Grev yasak ama Kurultaylara yasak yok.”
***
“Pazar günlerinden sonra Cumartesi günleri de sokağa çıkma yasağı getirilebilirmişşşşş. Pazar günleri hiç kimse sokağa çıkmıyordu zaten !!! Cumartesileri de öyle olacak yani.”
***
“20 yıllık devlet memuruyum. Ben de işe gitmemeye başlasam, hatta gidip İstanbul’a yerleşsem maaşımı vermeye devam eder mi devletim ?”
***
“Meclise de canları istediğinde gidiyorlar. Daha neler göreceğiz acaba ?
***
“Bağımsız Devet KKTC mi dediniz ? Buyrun size bağımsız Devlet.”
***
“Oldu olacak TMK’nın da adını değiştiştirin. Bence Ers Koleji olmalı.”
***
“Kuran Kursları Saray’da başlamalı.”
***
“Çok merag eddim. RTE’nin adamı Ers, Fatiha suresini biliyor mu ? Bilmediğini iddia eden çog da ondan.”
Anlayana
“Yalanı söküp atmadan hakikati dikmeye kalkışma, tutmaz.” (Cenap Şahabettin)