Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ) Psikoloji Bölümü Öğretim Görevlisi, Uzman Psikolog Nur Vural 15-19 Kasım Zorbalıkla Mücadele Haftası kapsamında konuşarak, yapılan araştırmalarda zorbalık yaşayan öğrencilerin özellikle okul ortamında en çok alay edilme, hakkında söylenti çıkarılması, cinsel anlam içeren yorumlar ve el hareketlerine maruz kalma gibi problemler deneyimledikleri sonucunun çıktığını kaydetti.
Vural, 2022 yılında yayınlanan UNESCO raporuna göre ise dünya genelindeki öğrencilerin %30'undan fazlasının zorbalık kurbanı olduklarının belirtildiğini aktararak, bunun düşük akademik başarıya ya da okuldan ayrılmaya neden olabildiğini ifade etti.
Zorbalığın bir grup veya birey tarafından karşı tarafa rahatsızlık vermek amacıyla yapılan sürekli ve saldırgan davranışlar olarak tanımlanabileceğini söyleyen Vural, çocukluk ve ergenlik yıllarında yaşanan zorbalığın bireyin yetişkinlik dönemindeki yaşamında da ilişkilerini ve davranış kalıplarını etkileyebileceğini paylaştı.
Vural zorbalığı temelde ikiye ayırabileceğimizi işaret ederek, “Zorbalığın fiziksel (vurma, itme vb.), sözel (iftira atma, küfür etme vb.), ilişkisel (dışlama, küsme vb.) yanı sıra internet üzerinden zarar verme davranışlarını içeren siber zorbalık gibi iki türü vardır”dedi.
Zorbalığın sosyal dinamiklerine baktığımız zaman iki kişi arasında güç dengesizliği olduğunu ve şakalaşma adı altında zorbaca davranışların normalleştirildiğini gözlemleyebileceğimizi belirten Vural, “Ancak zorbalığa tanıklık edenlerin nasıl davranacaklarını bilemediklerinden dolayı pasif bir tutum sergilediklerini de görürüz” uyarısında bulundu.
Vural, zorbalığa maruz kalmanın özellikle çocuk ve ergenlerin özgüvenini zedelediğine dikkat çekerek, “Ayrıca kendilerini yalnız ve anlaşılmamış hissetmelerine sebep oluyor. Bu da beraberinde kaygı ve depresyonu getirebiliyor” dedi.
Zorbalık yapan kişinin cezalandırılması konusunda da bilgi veren Vural, cezalandırmanın kişiye yönelik değil de yapılan eyleme yönelik olmasının önemli olduğunu söyledi.
Vural, zorbalığın kaynağının öfke ve şiddet olgularını irdelemekten geçtiğini ve öfke kontrolünün toplumun her kesimi için ele alınması gereken bir konu olduğuna dikkat çekerek, “Çocuklar, çevrelerindeki insanları gözlemleyerek ve modelleyerek öğrenir. Bu nedenle öfkenin saldırgan tavırlarla dışavurumunu gördüklerinde zorbalığa yönelme olasılıkları artar” hatırlatmasında bulundu. Bu noktada ailelere önemli görevler düştüğünü belirten Vural, “Ailelerin zorba davranışları teşvik edici söylem ve eylemlerden uzak durması gerekir” ifadesini kullandı.