Tam da yazıma “Biz yırtınıp duruyoruz ama aslında dünyada hiç kimsenin umurunda bile değiliz” diye başlamışken, Kıbrıslı Türk Profesör Doktor Vamık Volkan’ın, sevgili Ödül Aşık Ülker’le söyleşisi çıkıverdi karşıma. Söz konusu söyleşide, yazmaya hazırlandığım yazıda söylemek istediklerimin aşağı yukarı tümünü bulunca pek şaşırdım diyemem.
“Dünya için Kıbrıs problemi yok” diyor Sayın Volkan.
Şöyle demek istiyor özde:
Kıbrıs’ta olan oldu bitti... Alan da memnun satan da... ‘Çözüm’ için 40 girişim yapıldı, sonuçlanmadı. 41’incinin sonuçlanacağını beklemek saflık. 41, 42, 43, 44’üncü girişimlerin (!) olumlu sonuçlanıp sonuçlanmayacağını konuşmak, tartışmak bile abes...İşinize bakın... Kendi kümesinizi temizlemeye bakın... Boşuna canınızı yemeyin...
Evet, doğru. Dünya için Kıbrıs problemi diye bir problem yok. Olsaydı, dünya sorunun üzerine gider gibi davranmaz gerçekten üzerine giderdi zaten. Dünyanın tümü değilse de en azından ‘Baba’lar ilgilenirlerdi az biraz.
***
Dünya’nın Kıbrıs’a bakışı nasıl mı ? Alın size bakış......
Ada 1974’de ikiye bölünmüş. Türkler kuzeyde, Rumlar Güney’de yaşıyorlar. Savaş yok. Savaş tehlikesi de yok denecek kadar az. Önceleri Kuzey ile Güney’i ayıran çizgi Berlin Duvarı gibiydi. Bu duvarın ötesine, ne bir taraftan, ne de diğerinden kuş bile uçmazdı. Sonra ‘duvar’ delik deşik oldu. Şimdi, dileyen dilediği gibi gelip-gidiyor. Aynı AB ülkelerinde olduğu gibi. Kıbrıslı Rum da Kıbrıslı Türk’ de ‘evinden’ çıkıyor, bir başka ülkeye gidiyor, gezip eğleniyor, işini yapıyor, sonra ‘evine’ dönüyor yine.
Kuzeydekiler kendi evlerine, Güneydekiler kendi evlerine alışmış durumda...
Biri EURO kullanıyor diğeri TL...Ne farkeder ki ?
İkisinin de kendi içlerinde sorunları var. Biri ekonomikman iflasın eşiğinde. Kurtulmak için çırpınıyor. Diğeri, zaten her şeyiyle Türkiye Cumhuriyeti’ne bağımlı. Türkiye ayakta durdukça o da duracak. Türkiye sıkıntılar yaşarsa o da sıkıntıya girecek.
Güney’deki “Ben Kıbrıs Cumhuriyeti’yim”, Kuzey’deki “Ben de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’yim” diyor. Varsın desin. Herkes keyfince dilediğini söylesin. Ne zararı var ki?
Dünya “Ben Kıbrıs’ta sadece Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanıyorum. Kuzey’deki ‘Devlet’ (!!!) benim için yok....” diyor. KKTC ise “Dünya ne isterse düşünsün, ben de Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanımıyorum (!)...” diyor. ‘Anne’ için ise Kıbrıs Cumhuriyeti, söylemlerde yok ama uygulamada var...Dünya için önemli olan da ‘uygulama’... Varsın taraflar diledikleri gibi konuşsunlar. Ne zararı var ki ?
Kuzey’dekiler, Türkiye’den gelişigüzel akıp gelen nüfustan şikayetçi, güneydekiler de Uzak Doğu’dan, hatta Rusya’dan akıp gelenlerden... Bu da sorun mu ? Göçmen sorunu her ülkede var... ABD’de, İngiltere’de, Almanya’da, Fransa’da, Hollanda’da.....Her yerde.....
İşin özeti, Kıbrısın her iki tarafındaki yöneticiler de, onları yönetenler de, halkların önemli bir bölümü de, vede ‘dünya’ da aslında statükodan memnun. Statüko değişirse yeniden ‘sıfırdan’ başlamayı ne bir taraf istiyor ne de öteki. Ama her iki taraf da postu yere vurmuyor. Umurlarında olmasa da umurlarındaymış gibi davranmak işlerine de geliyor aslına bakarsanız.