Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Kıbrıs'ta taraflara resmi müzakerelere dönme çağrısı yaptı, "siyasi eşitlik temelinde iki toplumlu, iki kesimli federal çözüm” önerisini yineledi.
“Masaya oturunuz ve anlaşınız” demekle kalmadı, anlaşmanın hangi zeminde olacağını da işaret etti BM...
Ankara’nın Tatar eliyle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne sunduğu öneriler böylece reddedildi.
***
Yeniden anımsayalım.
27-29 Nisan 2021 tarihlerinde Cenevre’de, Kıbrıslı liderler ve garantör ülke temsilcilerinin katılımı ile bir zirve yapılmıştı.
5+1 denmişti o dönem…
Kıbrıs, Türkiye, Yunanistan, İngiltere oradaydı…
Birleşmiş Milletler orada…
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres’in başkanlık ettiği zirveye "Türk Tarafı" 6 maddelik bir öneri sunmuştu.
Bu öneriler Kıbrıslı Türklerin talepleri falan değildi...
Uzlaşıyla ortaya çıkmamıştı.
Dayatmaydı.
Öyle ya da böyle Birleşmiş Milletler’e sunuldu.
Güvenlik Konseyi’nden Kıbrıs’ta iki ayrı devletin kabulü isteniyordu.
Ne oldu?
Böyle bir kabul çıkmadı.
“İki ayrı devlet tanınmadan masaya oturmayız” mealindeki sözlerin tutsağı olduk şimdi…
6 maddelik önerilerin hiçbiri karşılık bulmadı.
Kıbrıs’ta eşit statü için Birleşmiş Milletler’den “federal çözüm müzakereleri”ne davet çıktı.
***
Ankara’nın Tatar eliyle ortaya koyduğu Kıbrıs’ı bölen tez yeniden çöktü.
Kıbrıs’ın kuzeyini dünyanın dışına itiyorlar.
“Siz seyirci olunuz” diyorlar, sadece…
Kıbrıs Cumhuriyeti ile Türkiye oyuncu…
Kıbrıslı Türkleri uluslararası toplumdan koparıyorlar.
İnatla ve ısrarla “ilhak” siyasetinde diretiyorlar.
İtaat, boyun eğme ve teslimiyet siyaseti…
“Sen sus, senin yerine ben konuşurum, ben karar veririm, bey uygularım” dönemi…
Demokrasi bir oyuna dönüştürüldü, kurulan kukla sahnesinin önünde gölgeler ve suretler birbirine karıştı, “ayrı egemenlik” masallarını dünya yutmadı.
***
“Ulusal” maskeli menfaat kemirgenleri yine ömrümüzden yedi.
Ne demişlerse, yalan çıktı.
Şimdi ne olacak?
Ayağa kalkmak, yurdumuza ve geleceğimize sahip çıkmak gerekiyor.
Bu statükoyu yinelemekten, korumaktan, sürdürmekten vazgeçmek; maskelerimizi indirmek, alt yönetim kültüründen uzaklaşmak şart oldu.
Uyumlaşmadan, sinmeden, kabullenmeden…
Biliyorum, zor…
“Şimdi Mağusa Limanı’nın özelleştirilmesi gerekiyor, bunun için çalışma başlattık” diyen TC Lefkoşa Büyükelçisi’ne “sen kimsin, senin ülkende limanları bir başka ülkenin büyükelçisi mi yönetiyor” demeliyiz.
Dünyanın tanıdığı gerçek bir devletin ortağı olmalıyız, kendi irademiz, kimliğimiz, eşitliğimizle…
O yola dönmeliyiz, bedeli neyse, ödeyerek…
Bakmakla görmek arasındaki fark
‘İnsan Mekan ve Ötesi’ fotoğraf sergisinin açılışına gidememiştim, Basın Günü’ne denk gelmişti.
Ümit İnatçı Sanat Merkezi farklı sanat disiplinlerinde özel işlere imza atıyor; o nedenle zaman ayırdım, gittim, sergiyi gezdim.
Sergi, 19 Temmuz’a kadar Lefkoşa Atatürk Kültür Merkezi’nde açık…
Siz de gidiniz…
On beş dakika zamanınız vardır.
İyi katılım olmuş, sanatseverler ilgi göstermiş, sevindim…
Fotoğraf sanatçıları Mustafa Evirgen ve Mustafa Müezzinoğlu’yla sohbet imkanı buldum, birlikte gezdik sergiyi, fotoğraflara baktık, yorumladık.
Bu ülkenin mali kaynakları böylesi nitelikli projelere destek için kullanılmıyor ne yazık…
Dünyaya ulaşma yolunda en önemli araçlarımızdan biri de sanattır.
Israrlı bir çabayla sanata gönül veren yetenekli insanlarımız uluslararası pek çok organizasyona davet alıyorlar.
Üretmek için hem hevesleri var, hem de kabiliyetleri…
İmkanları ise sınırlı…
Mustafa Evirgen, Mustafa Müezzinoğlu, Emel Sefer ve Yıltan Taşçı’nın fotoğrafları, ışığın izinden hayata taşıyor bizleri… Yokluğu, yoksulluğu, merhameti, hasreti tüm çıplaklığıyla gözlemliyor, dört fotoğraf tutkununun farklı perspektifiyle insan, mekan ve hatta zamanın ötesine taşınıyorsunuz.
Toplamda yirmi beş fotoğraftan oluşan kolektif sergi bizleri içine hapsedildiğimiz kalıpların dışına çıkarırken, kendimizi sorgulamak anlamında da bilincimize yeni bir pencere açıyor.
Bakmakla görmek arasındaki fark, fotoğraf sanatının ve serginin özeti…
Tebrikler dostlar, teşekkürler Ümit İnatçı Sanat Merkezi…
Mustafa Müezzinoğlu’nun “Gurbet Çocukları” adlı fotoğrafı. (Sergiden)