Dünyanın en güzel şehrine uyanmak gibi ortak bir hayali taşırız.
En güzel ülkesine!
O şehrin, ülkenin, o evin “kendimizin” olmasını isteriz.
* * *
Birleşmiş Milletler, "2020 Dünya Mutluluk Raporu"nu yayınlandı.
Dünyanın en mutlu ülkesi yine Finlandiya oldu.
En mutsuz Afganistan…
* * *
Bizi götürmek istedikleri yer Finlandiya'ya mı yoksa Afganistan'a mı daha yakın acaba?
Lütfen çok iyi düşününüz bunu, ölçünüz, tartınız çok iyi!
* * *
Son üç yıldır hep zirvede Finlandiya.
5.5 milyon nüfuslu küçük bir ülke...
Tarihine baktığımız zaman savaşlarda toprak kaybetmiş ama "bağımsızlık" kazanmış!
Hani sözde “toprak” kazanan ama "bağımsızlık" yitiren bizimle kıyası olmaz.
* * *
"Mutluluk" neyle ölçülüyor biliyor musunuz?
Özgürlüklerle örneğin!
Eğitim kalitesiyle, ekonomik rekabetle, cinsiyet eşitliğiyle...
Yoksulluk ve eşitsizliğin en düşük olduğu ülke Finlandiya…
Adaletli bir gelir paylaşımı var.
Basın Özgürlüğü Sıralaması'nda birinci örneğin!
Düşünceye saygı var, hürmet var…
* * *
"BM 2020 Dünya Mutluluk Raporu"nda 149 ülke içinde Kıbrıs'ın yeri 39'uncu sırada ancak tahmin edersiniz ki, Kıbrıs Cumhuriyeti bu, güney.
Birleşmiş Milletler üyesi ülke orası çünkü...
O nedenle bizim Türkiye'ye bakmamız gerekiyor, bir çözümle ve kendi irademizle dünya sahnesine çıkmadığımız sürece...
* * *
Türkiye 156 ülke arasında 104'üncü sırada!
Henüz "İstanbul Sözleşmesi"nden de çekilmemiş bu araştırma yapılırken...
* * *
Raporda ilk 10'a giren ülkelerinin 9'unun Avrupa Birliği'nde olması bir rastlantı değil herhalde…
Oysa şimdilerde, bizi içine çekmek istedikleri yer, Avrupa'nın dışında!
* * *
Bir başka ülkenin demokrasimize sürekli müdahale ettiği, yönetim iplerini elini tuttuğu ve talimatlarıyla incittiği bir yapıda elbette geleceğe dair çok iyimser olamıyorsunuz.
Yine de inanmak gerekiyor, "başarabiliriz" diye...
* * *
Yüzyıllar boyunca İsveç ve Rusya’nın idaresinde kalmıştı Finlandiya.
Yine de kendi kimliğini, kültürünü, demokrasisini korumayı başardı.
Mutluluğu “kendine dönerek” yakaladı.
Özüne, sesine, sözüne!
* * *
Sokaklarda telaşla koşuşan çocukların ve gençlerin, bir ömrü umutla eskitenlerin ve yaşlılığın sızısını tüm kemiklerinde hissedenlerin ortak isteği dünyanın en güzel memleketinde uyumaktır.
Yarınını düşünmeden…
Özgür…
Umutlu…
Kendi gibi…