Ümit Silman
“…Dünyada 120 ülke gezdim… Türkiye’nin 81 ilini ziyaret ettim… Ama İstanbul gibisini görmedim. Ben İstanbul’dan ayrılıyorum ama, İstanbul benden ayrılmıyor… ”
Kıbrıs Limasol doğumlu, Kıbrıslı Türk Ümit Silman…
Tam bir kaşif…
Yıllardır dünyayı geziyor, hiç durmadan…
Bugüne kadar 120 ülke gezmiş, Türkiye’nin 81 ilini ziyaret etmiş.
Londra’da ikamet eden ve şu günlerde emekliliğinin tadını çıkaran Ümit Silman’ın gezme merakı çocukluk yaşlarında başlamış. Limasol’da limana inen turistlere imrenerek baktığını anlatıyor.
“Leymosun Limanı’na gidip imrenerek turistleri izlerdim. Yarım yamalak İngilizcemle iletişim kurar, şehir turu rehberlik yapardım seve seve…” diyor…
1974 öncesinde Türk gemilerinin Limasol Limanı’na gelişlerini hatırlıyor, kente inen Türk turistlere de gönüllü rehberlik yapan Silman onlara Türk mahallesini ve alışveriş yapacak yerleri gösterirmiş…
Böyle geçen bir çocukluk hayatından liseyi bitirdikten sonra gemi ile Londra’ya gitmiş.
Hani Londra’ya gidişi de öyle basit uçakla olmamış, geze geze sürmüş seyahat.
İlk durak Girit adası, sonra Pire ve sonra eski Yugoslavya’da Zagreb, ve Venedik… Ve trenle Paris, oradan da İngiltere…
“Venedik hayaller şehrimdi zaten” diye anlatıyor.
İngiltere’de yıllarca turizm seyahat acentesinde çalışmış…
Turlar düzenlemiş, turlara katılmış, turistleri gezdirmiş.
Turizmciyken kendine bir hedef seçmiş “Ben bütün Avrupa’yı dolaşmalıyım” diye…
Hedefine ulaşmış!..
Tüm Avrupa’yı baştan sona, en küçük ülkelerine kadar dolaşmış…
Şimdi emekli…
“Nasıl geziyorsunuz, çok para değil mi dünyayı dolaşmak?” diye soruyorum.
Gezi programlarımı 1 sene önceden hazırlarım böyle olunca da ucuz uçak biletlerinden faydalanabilirim. Bir de yıllarca turizm acentelerinde çalıştığım için iyi bir çevre edindim, arkadaşlarım bana ödeme kolaylığı sağlıyorlar. Mesela uçak biletlerinin aynı anda ödenmesi gerekiyor, ben azar azar ödüyorum” diye cevaplıyor.
Gittiği ülkelerde düzenlenen gezilere katılırmış, tarihe hastaymış!..
Özellikle yeni-modern oteller yerine tarihi eski otelleri tercih ediyor Ümit Silman.
İstanbul’da Pera Palace’ı örnek gösteriyor.
Bu sene gittiği Sicilya’nın Palermi şehrinde de kaldığı otel 300 senelikmiş.
Kıbrıs’ı ve Türkiye’yi senede 2-3 kez ziyaret ediyor Silman.
“İstanbul gibi bir şehir hala göremedim dünyada… Ben İstanbul’dan ayrılıyorum ama İstanbul benden ayrılmıyor” diye konuşuyor Ümit Silman İstanbul için…
Anadolu insanının konuk severliğini özellikle işaret ediyor.
Dünyanın her yerinde dostlar arkadaşlar edinmiş.
“İnanamayacaksınız bu sene İsrail ve Ermenistan’da Türk olduğumu bildikleri halde bana aşırı bir hürmet gösterdiler dersem, bilmem bana inanır mısınız?... Erivan’a sabah 04:30’da vardım. Para değiştiremedim. Ne yapacağım diye düşünürken sabahın köründe taksicilerin beni kandırmaması için uçakta yanımda oturan Ermeni arkadaş beni akrabalarının arabasıyla otele götürmüştü, asansör çalışmıyordu, bu arkadaş valizimi tam 4. kata taşımıştı. Ve resepsiyondaki kıza ‘Bu beye çok iyi bakın bizim konuğumuz’ demişti. Hâlâ birbirimizi arar, hal hatırımızı sorarız”
KIRGIZİSTAN’DAN BİR ANI…
“Neremi neremi”
Kazakistan’a gitmiştim, kara yolu ile Kırgızistan’da Bişkek’e gelirken sınır kapısındaki görevli benim Türk olduğumu öğrendi ve bana Afrodit’i sordu. Ben de Baf’ta olduğunu falan söyledim. Adam meğer Banu Alkan’dan bahsediyormuş!.. Neremi neremi diyordu…
5 gün kalırsam Kırgızistan’da polise kayıt yaptırmam gerekiyordu. Ben bunu bilmiyordum. 5 gün sonra Bişkek Havaalanı’ndan ayrılırken polis kaydım olmadığı için benden 70 Euro istemişti. Bu parayı vermezsem çıkış yapamayacaktım. Polisin elinde Banu Alkan’ın fotoğrafı vardı. Polise söz verdim İstanbul’a gittiğimde Banu Alkan’dan imzalı bir fotoğraf alacağım diye kendisi için. Polis de bunun üzerine benim ülkeden çıkış yapmama izin verdi.
…Yine bu sene gittiğim Panama ve Costa Rica’da bir grup Arjantinli gençle tanıştım. Yeni ülke arayışı içindeydiler. Kuzey Kıbrıs’a 2012’de gelmeleri için yardımcı oldum. Ayrıca bu grubu İstanbul’a gönderdim. Yani her gittiğim yerde elimden geldiği kadar ülkemin tanıtımını yapıyorum….
AZERBAYCAN’DAN BİR ANI…
“Tayyare yere çakıldı”
“Azerbaycan maceramı anlatmadan geçemeyeceğim. Londra’da bir arkadaşımın babası Bakü’de inşaat sektöründe çalışıyor. Azerbaycan Havayolları benim çalıştığım yıllarda bana Kompliment bilet hediye etmişti. Arkadaşımın babasının evinde kalacaktım. Azerbaycan’a böylelikle gitmeye karar verdim. Arkadaşımın babası ‘Seni havaalanından ben almazsam şoförümü göndereceğim’ demişti. Uçak alana alçalmaya başladı, iniş için, uçakta şöyle bir anons yapıldı ‘Tayyare şimdi düşüyor’ J Sonraki anonsta ise ‘Tayyare Bakü Havaalanı’nda yere çakıldı’ dendi.!.. Herkesin morali yerindeyken benim kalbim duruyordu. Tabii Azericenin Türkçe’den farkıydı tüm bunlar…
Alandan çıkışta baktım bir pankart ‘Ümit Silman’ diye. Şoför beni bekliyordu. Şoför ‘Sizi kerhaneye götüreyim mi?..’ Hayretler içinde kalmıştım. Zaten az önce uçak yere çakıldı anonsundan deliye dönmüştüm. Şimdi de kerhane!.. Daha sonra kerhanenin kâr hane, yani işyeri olduğunu öğrendim, rahat bir nefes aldım.
Kalacağım otele gittim. Otelde resepsiyondaki kız ‘Soyun’ dedi!.. Meğer kimliğimi soruyor.
Ben de ‘Odamda soyunacağım’ dedim. Bir birimizi tabii sonradan anlayabildik.
Bu kez otel müdürü geldi. Müdür de bize ve benimle birlikte otelde kalacak Türkiyeli gruba ‘Hamınızı 3. katta düzeceğim’ dedi. Yani hepimizi 3.kata yerleştirecekmiş!.. J
Bu kadar yerlerden unutamadığım yerler Hawaii, Güney Afrika’daki Ümit Burnu, Cape Town…
Ancak ne dersek diyelim bizim Kıbrıs’ımızı Türkiye’mizi ben hiçbir yere değişmem…
… Bir de Azerbaycan’daki bir anımı daha anlatmak isterim. Konuk kaldığım bir yerde orada iş arayan bir arkadaşımla gezerken bir şoför, arkadaşıma ‘Sizi çok beğendim. Siz büyük bir pezevenksiniz. Size büyük bir kerhanede iş buldum.’ demişti. Sonradan öğrendik ki pezevenk saygıdeğer demekmiş. Arkadaş bunun anlamını öğrenene kadar çok sinir olmuştu.”
Irak’ta Kurtlar Vadisi
Gezdiğim ülkelerde, mesela Slovenya’nın bir şehrinde rehber bizi gezdirirken ‘Aman bu akşam Aşk-ı Memnu var acaba yetişebilir miyim diye arkadaşına konuşurken bu dizinin kendi ülkelerinde çok izlendiğini anlatmıştı. Bulgaristan’da Yaprak Dökümü, Yunanistan’da Ezel, Cezayir ve Libya’da da Aşk-ı Memnu’nun çok izlendiğine tanık oldum.
İran, Azerbaycan, Suriye ve Lübnan’da Türkiyeli artistlerin hangi dizilerde oynadığını bile biliyorlar.
Geçen sene gittiğim Irak’ta da Kurtlar Vadisi çok izleniyormuş.