“Düşündükleri seçim, koltuk, iktidar”

Arkın Group Yönetim Kurulu Başkanı, iş insanı, turizmci Erbil Arkın’dan, hükümete ağır eleştiriler

Fayka Arseven KİŞİ

Arkın Group Yönetim Kurulu Başkanı, iş insanı, turizmci Erbil Arkın, hükümete ağır eleştirilerde bulundu, “Hükümet gerçekten ırkçı kararlar aldı. Ama köküne indiğin zaman anlıyorsun ki her şey seçime dönüktür. Bazen de ilk düşündükleri, seçim, koltuk ve iktidarda kalmaktır. Bunu çok açık söylüyorum” açıklamasında bulundu.

Arkın, “Hükümet her gün bir karar alıyor, protestolar başlıyor, kararlar değişiyor. Oy kaybetmekten korkuyorlar, bela istemiyorlar. Türkiye size bu paraları vermese siz ne yapacaktınız? Hepimiz aç” yorumunda bulundu.

Turizmde ve diğer sektörlerde çok zor günlerin yaşandığını ve daha da zor günlerin yaşanacağını belirten Arkın, hemen kamu-özel ayırımı yapılmadan, seçim gailesine düşülmeden önlemlerin alınması gerektiğini söyledi.

YENİDÜZEN’e özel açıklamalarda bulunan Arkın, yaşananlar karşısında “imdat” çağrısında da bulundu.

 “Türkiye’den para gelince önce kamu çalışanını ödediler, geçmiş kesintileri ödediler. Neden? Çünkü potansiyel oy kamu çalışanıdır. Onları tatmin ettiler, özel sektör ise ikinci sınıf vatandaş oldu. Belki ırkçılık değil bu kez ama özel sektöre oy potansiyeli olmadığı için böyle davranıyorlar.”

 

  • YENİDÜZEN: 3 aylık bir süreç yaşadık. Siz işletme olarak neler yaşadınız?
  • Erbil ARKIN: Evet 3 aydan sonra zor bela hemen her işletmemizi açtık. Ama kaç ay daha dayanabiliriz, bilemiyorum. Çünkü kapalı olduğumuz dönemde tüm çalışanlarımı ödemeye çalıştım. Herkesin durumuna göre maaş düzenlemesi yaptık. Yüksek maaş alanları da bu dönemde diğerleri ile eşit tuttuk. Çünkü herkesin bir geliri olmak zorundaydı. Karnını doyurması için, ailesine bakması için, hayatını idame ettirmek için… Sağ olsun müdürler de bunu kabul etti. Herkese bir şey ödeyebildik.
    Hükümet ise bazı sektörleri 1500 TL’den mağdur bıraktı. 1500’ü alabilecek olan aldı, alamayan çalışanlarımı da ben ödedim.

 “Hükümet gerçekten ırkçı kararlar aldı. Ama köküne indiğin zaman anlıyorsun ki her şey seçime dönüktür. Bazen de ilk düşündükleri, seçim, koltuk ve iktidarda kalmaktır. Bunu çok açık söylüyorum.”

 

  • YENİDÜZEN: Hükümetin casino çalışanlarına destek vermemesi, imtiyazlarını yerine getirme koşulu koyması konusunda ne düşündünüz?
  • Erbil ARKIN: Ayıp yaptılar, ırkçı bir tutum olarak değerlendirdim. Bizim sektörde birçok yabancı çalışan var. Ne kadar derlerse de yerli işgücü almamız gerekir ama hükümetimiz fakir olsa da insanlarımız iyi ve herkes çocuğunun temizlik yapmasını, garson olmasını istemez. Çocuklarımız bankacı olmalı, devlette çalışmalı… Biz de yerel işgücü bulamıyoruz, yabancı işgücü alıyoruz. O gurbetçiler de bu işin dışında bırakıldı. Birçok gurbetçi çalışan, memleketine geri dönemedi. Bu insanları sokağa atıp, aç mı bırakacaktık? Benim vicdanım bunu kabul etmez.
    Hükümet gerçekten ırkçı kararlar aldı. Ama köküne indiğin zaman anlıyorsun ki her şey seçime dönüktür. Bazen de ilk düşündükleri, seçim, koltuk ve iktidarda kalmaktır. Bunu çok açık söylüyorum. Ben ne kokar ne tüterim. Herkes benim için eşittir. Ama belli ki hükümetteki her iki parti de seçimi düşünerek hareket ediyor.
    Türkiye’den para gelince önce kamu çalışanını ödediler, geçmiş kesintileri ödediler. Neden? Çünkü potansiyel oy, kamu çalışanıdır. Onları tatmin ettiler, özel sektör ise ikinci sınıf vatandaş oldu. Belki ırkçılık değil bu kez ama özel sektörün önemli kısmı oy potansiyeli olmadığı için böyle davranıyorlar.

“Bu ada ölecek”

“Ekonomiyi yıllarca kapalı tutamazsınız. Dönen para git gide çukurun içerisine gömülür ve çıkamayız. Onun için hazırlıklı olalım, açılalım çünkü taze para girmezse ekonomiye, bu ada ölecek.”

 

  • YENİDÜZEN: Casinocuların pandemi sürecinde hükümet tarafından tehdit edildiğini düşünüyor musunuz? İmtiyazlar konusunda özellikle…
  • Erbil ARKIN: Düşün sen ki her taraf kapalı, hiçbir insan ne casinoya gidebiliyor, ne otele ve bizim Maliye Bakanı mecbur etti herkesi imtiyazını ödesin. ‘Açmazsanız imtiyazınızı iptal ederim’ dedi. Yani mecbur oldu, herkes parayı bulsun ve versin. O parayı almasaydı ve deseydi ki;  ‘işçilerinizi ödeyin veya imtiyazınızı iptal ederim’ ona hak veririm, insancıl bir hareket. Ama maliye aldı ve kendi kasasına koydu ve bizi bir kuruş gelirimiz olmadan ödeme yapmaya mahkum etti.
    Ha dalavere, üç kağıt yok muydu bizim sektörün içerisinde, partilere yakın? Vardı.
    Günün sonunda Maliye Bakanlığı ile mahkemelik olduk. Hakları yokken bize böyle tehditlerde bulundular. Bakarsanız genele beni kızdıran tamamen seçime dönük bir politika yapılıyor. Covid 19 ikinci öncelik oldu, birincisi seçim gailesi, iktidarda daha fazla nasıl kalırım oldu.
    Covid 19 ile yaşamaya mahkumuz. Şuan 3’ncü dünya savaşı yaşıyoruz. Biz Covid 19’dan iyi korunduk. Ama Hükümet burnundan daha öte bakmadığı için bu duruma düştük. Gerçekçi olsalardı bileceklerdi ki bu hastalıkla en az 2-3 yıl mücadele edeceğiz. Yani hastaneni hazırla, paranı ona göre harca… Bir de ekonomiyi açmak zorundasın. Ekonomiyi yıllarca kapalı tutamazsınız. Dönen para git gide çukurun içerisine gömülür ve çıkamayız. Onun için hazırlıklı olalım, açılalım çünkü taze para girmezse ekonomiye, bu ada ölecek.

 “Hükümet her gün bir karar alıyor, protestolar başlıyor, kararlar değişiyor. Oy kaybetmekten korkuyorlar, bela istemiyorlar. Türkiye size bu paraları vermese siz ne yapacaktınız? Hepimiz aç.”

 

  • YENİDÜZEN: 20 gün oldu tam anlamıyla açılımın yaşanması…
  • Erbil ARKIN: E açıldık mı? Hükümet her gün bir karar alıyor, protestolar başlıyor, kararlar değişiyor. Oy kaybetmekten korkuyorlar, bela istemiyorlar. Türkiye size bu paraları vermese siz ne yapacaktınız? Hepimiz aç. Sıkıntılı günler geçiriyoruz ve geçireceğiz de açılmazsak. Tedbirleri alsınlar ama uçakları koymaya mahkumuz. Covid adaya da girecek ama sağlık sisteminizi düzeltin. Covid ile yaşamayı öğrenelim.  Hükümete yalvarıyorum çarkı döndürmek için yaşamamız için, ekonomiyi canlı tutmamız için açılmalıyız.

 

 “Vahim olacak, ekonomimiz çökecek”

 

“Hükümet olarak çıkıp halka demiyorlar; siz de biz de bu hastalıkla yaşamamız gerekir. Kapalı kalamayız. İlerisi vahim olacak, ekonomimiz çökecek. Şimdi piyasayı görüyoruz. Herkes çöküntü yaşıyor, işten çıkarmalar yaşanıyor.”

 

  • YENİDÜZEN: Açıldık ama açılamadık aslında turizm de darboğazın içerisinde siz neler gözlemliyorsunuz?
  • Erbil ARKIN: Evet açığız ama kapalı görünümündeyiz. THY ve Pegasus uçak koymak için çok uğraşıyor. Hükümet sabah evet der, akşama iptal eder. Hükümet olarak çıkıp halka demiyorlar; siz de biz de bu hastalıkla yaşamamız gerekir. Kapalı kalamayız. İlerisi vahim olacak, ekonomimiz çökecek.
    Şimdi piyasayı görüyoruz. Herkes çöküntü yaşıyor, işten çıkarmalar yaşanıyor. KKTC’de çalışanım 1600 kişidir. Dışarda da 600 kişi var. Bu insanlara çalışmadan ne kadar ekmek parası bulabilirim ki, benim cebim ne kadar büyük ki! Bizim etkilenmemizle diğer sektörler de etkileniyor.
     
  • YENİDÜZEN: Önümüz bayram ümit var mı turist için?
  • Erbil ARKIN:¨THY istiyor daha fazla sefer koysun ama hükümet yine ürktü, 4 uçuşa izin verdi. PCR testi isteniliyor haklı olarak ama gelecek olan turist 3-4 saatini test için havaalanında beklemek istemez. Böyle olunca turist size gelir mi?
    Duyuyoruz sağlık sisteminde çalışan eksikliği var, mevcut çalışanlar yoruluyor. Biz sadece personele uygun zamanlarda uçak koymaya çalışıyoruz böyle olunca da olmuyor. Neden eksik, eksik ne ise neden giderilmiyor? Çok şikayet ediyorum ama gerçekten çok şey kulağımıza geliyor, çok şey yaşıyoruz.
    Biz iyi müşterilerimiz için özel uçak getirmeye çalışıyoruz. Ama saat kısıtlaması getirildi, sağlık hizmeti yoksa uçak inemez denildi. Siz müşterinize bunu nasıl izah edeceksiniz ki?
     
  • YENİDÜZEN: Özel uçak ve uçuşlara yasak getirilmedi miydi? Yeni bir karar mı alındı?
  • Erbil ARKIN: O kadar çok karar değiştiriyorlar ki biz geçen hafta 8 özel uçak getirdik.  Çarkın dönmesi gerekir. Deneyelim, bu sistem devam edecekse haftalık yapalım dedik. Yani diyelim ki haftada 5 uçak getireceğiz. Ama kararları o kadar çabuk değiştiriyorlar ki inanamazsınız. Yine sağ olsunlar biri onları korkutuyor, Bakanlar Kurulu sabah aldığı kararı akşama değişiyor.

 “Benim sizinle konuşmam imdattır. Bu çağrıyı normalde hükümete yaparsınız, sizin sorunlarınızı aşabilecek olana ama o koltuk sevdası yok mu, bambaşka…”

  • YENİDÜZEN: Turizm bu yıl için bitti, gelecek yıl için de umut yok. Turizmin geleceği için ne öngörüyorsunuz?
  • Erbil ARKIN: Benim sizinle konuşmam imdattır. Bakın buna ve düzeltin. Bu hastalıkla yaşayacağız. Mahkumuz, tedbirlerimizi alalım, ekonomimizi açık tutalım, kapılarımızı açık tutalım. Covid adaya girmeyecek mi, girecek. Bütün diğer ülkelerin yaptığı gibi tedbirleri alacağız.
    Ama anavatan oldukça biz kapalı kalalım mantığı doğru değildir. Bir de para gelince de nüfusun yarısını dışlamayın. Biz yönetim kurulu olarak seçimin gelip gitmesini istiyoruz biran önce. Çünkü sürekli seçiyoruz, onlar da kamuyu düşünüyor.  
     
  • YENİDÜZEN: Şuan yeniden bir hükümet krizi var. Yine seçim, yeni bir hükümet dillendiriliyor. Bu zamanda sağlıklı karar alınmasını bekliyor musunuz?  İmdat çağrısı yaptınız, böyle bir ortamda kime imdat çağrısında bulunuyorsunuz?
  • Erbil ARKIN: Normalde hükümete yaparsınız, sizin sorunlarınızı aşabilecek olana ama o koltuk sevdası yok mu, bambaşka… 

“İstanbullu Ali Bey’e 70 dönüm arazi verebiliyorsan, yerli yatırımcına da o imkanı ve fırsatı tanıman gerekir. Ama emrivaki gelince elçilikten ‘Ali beye verin bunu’, Ali Bey’e verilir ve bütün sahillerimiz öyle gidiyor.”

  • YENİDÜZEN: Yerli yatırımcı olarak yabancı yatırımcılara, hükümetlerin ayrıcalıklar tanındığı biliniyor. Özellikle Türkiye’den gelen yatırımcılara… Sizin bu konuya bakış açınız nedir?
  • Erbil ARKIN: Maalesef öyle ama sistem bu… Bu konuda ne yatırımcıyı ne de Türkiye’yi suçlayamam. Bu iş menfaatlere bakar. Anavatan olarak tabi ki ilk siz kendi insanınıza bakacaksınız. ‘Sahildeki 50 dönümü ver arkadaşıma’ dediği zaman bizimkiler elbette Türkiye’ye elleri açık olduğu için veriyorlar. O kişiler TC’de oldukları için bu işin finansmanını da Türkiye’de hallediyorlar. Tabi zaman içerisinde görüyorsunuz ki ağırlıklı olarak yatırımlar ve şirketler hep TC bazlı. Ben Türkiye’ye gidemiyorum ve diyeyim; verin bana 50 milyon yüzde 3 faizle veya teşvikle. Benim o statüm yok. Ben Kıbrıslıyım, bizim hiçbir etkimiz yok.
    Elçilik demezse ‘yerli yatırımcıyı teşvik edeceksiniz’ devamlı ikinci sırada kalacağız. Türkiye’yi suçlamıyorum, kendi taraftarına bakacak. Bizde yapılan yanlışlık ise İstanbullu Ali Bey’e 70 dönüm arazi verebiliyorsan, yerli yatırımcına da o imkanı ve fırsatı tanıman gerekir. Ama emrivaki gelince elçilikten ‘Ali beye verin bunu’, Ali Bey’e verilir ve bütün sahillerimiz öyle gidiyor.
     
  • YENİDÜZEN: Casino işletmecileri hükümet tarafından nasıl algılanır? Para makinesi misiniz? Yoksa turizmin bir parçası mısınız?
  • Erbil ARKIN: Para makinesi kesinlikle…  Casinolarla, 40 yıl önce bavul ticaretinden daha fazla, daha geniş ve daha fazla para getiren turistik sistemin içerisine girdik. Bu da adanın kaderini değiştirdi. 1985’te bir dönem casinoları kapattılar sadece 3 casino olmasına rağmen turizmde hasılat yüzde 15 düşmüştü. Bu defa da daha çok imtiyaz vererek açmak zorunda kaldılar. İmtiyaz verdikçe ve karar verme mekanizması da kendilerinde olduğu için imtiyazlar hat safhada verilmeye başlandı. Ya şahsi ya da adanın menfaatine, mantar gibi her taraf casino olmaya başladı.  Ama sebebi casionocuları beğendikleri veya gözü kaşı için değil güzel mangır geliyor, devletin kasasına güzel para giriyor.
    Biz diyoruz ki cennet gibi bir ülkede yaşıyoruz. Ama çok cennet gibi ülkeler, adalar var. Neden Kıbrıs’a gelsinler? Artı bir şey olmalı ki gelsinler. Casino, ucuz sigara, ucuz içki olabilir, rahatlık olabilir, insanlarımızın karakteri olabilir. Bu ekstraları sağlamazsanız neden size gelsinler?
    Uçak biletleri git gide yüksek fiyatlara satılıyorsa yine bizi etkileyecek. Hükümet, uçak şirketleri ile görüşüp ucuz bilet yaratmanın yolunu bulmalıdır. Gerek turizme daha önemlisi üniversitelere… Çünkü fiyatlar o kadar bir yükseldi ki aileler çocuklarını gönderemez hale geldi. Gelen öğrenci sayısı da azalacak.
    Türkiye uçak şirketlerine İstanbul-Ankara arası uçak biletleri için tavan fiyat uygulaması yaptı. Biz de ise kimse kimsenin işini bozmaz, en yüksek fiyattan biletler satılır.

 “400 kişiyi işten çıkarmak zorunda kaldık”

 Emekli olup çalışanlara ‘emekli maaş alanlar lütfen istifa etsin’ dedik, ülkesine dönecek olanlara yardımcı olduk, onları durdurduk.  Gönüllü olarak dönmek isteyenler oldu. Ama bazı otel işletmeleri hiç açmadı, çalışanını da kapının önüne koydu. Kaçabilecek olan kaçtı, kalan sefil kaldı.

 

  • YENİDÜZEN: Turizmde ciddi bir işsizlik beklentisi var. Sizde durum nedir?   
  • Erbil ARKIN: 400 kişiyi işten çıkarmak zorunda kaldık. Ama elimizi vicdanımıza koyduk. Çok sık eledik, düşündük. Emekli olup çalışanlara ‘emekli maaş alanlar lütfen istifa etsin’ dedik, ülkesine dönecek olanlara yardımcı olduk, onları durdurduk.  Gönüllü olarak dönmek isteyenler oldu. Ama bazı otel işletmeleri hiç açmadı çalışanını da kapının önüne koydu. Kaçabilecek olan kaçtı, kalan sefil kaldı. Ama ben öyle değilim, ben Kıbrıslıyım. Bu benim ülkemdir.
    Ama biz de zordayız ve her ay sonu durumumuz nedir diye bakıyoruz. Böyle kalıp nefes alabilir miyiz? Elimizden geleni yapıyoruz. İnanın bana kendimi satıyor gibi oluyorum ama her yönetim kurulu toplantımızda çalışanlarımızı düşünüyoruz ama benim cebim ne kadar dayanacak bu duruma? Bilmiyorum ama gitgide zorlanacağız. Ama hükümette o dert yok. Anaya giderler ağlarlar, parayı alırlar, kamuyu öderler, her şey süt liman. Oysa özele de
    destek olsalardı ya onlar da ekonominin bir parçasıdır. 
    Önce seçimi değil, halkınızı düşünün. Sadece size oy verecek olanları da düşünmeyin. Beğenmediğiniz, size oy veremeyecek olan sektörden en fazla para kasanıza giriyor. O nedenle ülkenizde yaşayanlara insanlara adil olun. Ama biran önce seçimlerin gelip geçmesini istiyorum. Zor günler yaşayacağız. Sistemimizi değiştirmezsek çok zor günler bizi bekliyor.

 

Röportaj Haberleri