Düzova’da (Eksomedoş) bir tarla...

Geçtiğimiz Cuma sabahı (28 Ekim 2011), Kayıplar Komitesi yetkilileri Murat Soysal, Okan Oktay ve Ksenofon Kallis’le birlikte okurlarımızın bize göstermiş olduğu bazı olası gömü yerlerini göstermek üzere Karpaz’a gidiyoruz... Komikebirli “

 

 

 

Geçtiğimiz Cuma sabahı (28 Ekim 2011), Kayıplar Komitesi yetkilileri Murat Soysal, Okan Oktay ve Ksenofon Kallis’le birlikte okurlarımızın bize göstermiş olduğu bazı olası gömü yerlerini göstermek üzere Karpaz’a gidiyoruz... Komikebirli “kayıp” yakını Hristina Pavlu Solomi de bizimle gelecek... Çünkü 14 Ekim 2011 Cuma günü yani bundan 15 gün kadar önce, Hristina’yla birlikte gitmiştik Galatya’ya ve okurumla buluşarak olası gömü yerlerini birlikte incelemiştik...

Ama ilk durağımız Düzova (Eksomedoş)... Bir okurumun bana sözünü ettiği bir tarlayı Kayıplar Komitesi yetkililerine göstermek istiyorum... Okurum küçük bir kız çocuğuyken, bu tarlada oynarken bazı kemiklere rastlamıştı... “Bir gallurgezin kollarıydı bunlar” demişti bana... Geçen haftalarda köye gelmiş, bir başka “kayıp” yakını olan Petrofanlı Ali Esendağlı’ya bu tarlayı tarif etmiş, birlikte gidip oraya bakmıştık...

İşte bu yüzden ilk durağımız Ali Esendağlı’nın köyün hemen girişindeki evi oluyor...

Ali Esendağlı’nın ailesinden pek çok “kayıp” var... Babası, amcaları, Petrofan’dan “kayıp” edilmişti 1974’te... Yıllar önce Petrofan’da (Esendağ) yapılan kazılarda bu “kayıplar” bulunmuştu – şimdi Ali Bey ve Petrofanlı diğer “kayıp” yakınları, bu “kayıplar”a Antropoloji Laboratuvarı ve DNA Enstitüsü’nde kimlik tespiti yapılmasını ve sevdiklerinden geride kalanları geri almayı bekliyor... Ali Esendağlı’nın sevgili neneciği de – çok yaşlı ve yatalak bir kadındı – bazı Kıbrıslırumlar tarafından bu köyde 1974’te öldürülmüştü – üzerinden o kadar çok kurşun çıkmıştı ki yaşlı kadının, naaşını görenler buna inanamamıştı... Ama Ali Bey’in evinde bir başka korkunç acı daha var: Sevgili eşi Hatice Hanım’ın üç erkek kardeşi 1967’de Grivas’ın Köfünye saldırısında öldürülmüş... Çok genç yaşlardaki Mehmet ve Hüseyin’in ve Mustafa’nın Köfünye saldırısı sırasında öldürüldüklerini önceleri Hatice Hanım’ın annesi Ayşe Hanım’a söylememişler. Mehmet ve Hüseyin 18 yaşında ikizleri, Mustafa ise 16 yaşındaki küçük oğluymuş Ayşe Hanım’ın ve günlerce Köfünye tepelerinde dolaşıp onlara seslenmiş... Ancak aylar sonra ona her üç oğlunun da öldürüldüğünü söylediklerinde bacaklarına öyle bir inme inmiş ki bir daha yardımsız ve desteksiz yürüyemez olmuş...

Hatice Hanım’ın halasının oğlu Kasım da Köfünye saldırısında öldürüldüğünde henüz 20 yaşındaymış... Ali Bey’in ailesinden bir “kayıp” daha var – o da büyük dayısının oğlu Ramadan... Ramadan da, Matyat’tan “kayıp”...

Üst katta, oturma odasında Ali Bey’in babası İsmail Bey’in ve Hatice Hanım’ın üç erkek kardeşinin fotoğrafları yanyana duruyor... Ailesi savaştan bu kadar çok etkilenmiş olan Ali Bey’e, “En iyisi bir pano yap ve savaşta yitirdiklerinizin fotoğraflarını ve isimlerini panoya koy... Torunların da bilsin...” diyorum...

“İyi fikir” diyor...

Ali Bey, bizim için harika bir kahvaltı hazırlamış... Özel olarak bulgur köftesi, pilavuna, poğaça yaptırmış... Sevgili eşi Hatice Hanım, bizim için taze limonata hazırlamış... Bahçede oturup bunları atıştırıyoruz...

Ali Esendağlı, bir “kayıp” yakını olmasına rağmen, her zaman başka “kayıp” insanların – ister Kıbrıslıtürk, ister Kıbrıslırum olsunlar – nerelerde gömülü olduğunu bulmak için çaba harcıyor... İçini kin ve nefret duygularının bürümesine asla izin vermemiş... Galatya’da babası ve erkek kardeşi “kayıp” edilen Hristina Pavlu Solomi’yle birlikte İngiliz Okulu’nda öğrencilere konuşarak onlara geçmişi sorgulamalarını önermişti Ali Bey... “Kayıplar bir yana, Köfünye’de neler olup bittiğini çok iyi araştırın, çok iyi sorgulayın” diye konuşmuştu İngiliz Okulu’nun Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırum öğrencilerine...

Ali Bey, Kallis’i çok iyi tanıyor... Petrofan’dan “kayıp” babası ve diğer yakın akrabalarını ararken, Kallis ona çok destek olmuş, Petrofan’daki kazıların inatla sürdürülüp nihayet Ali Bey’in ve diğer Petrofanlı “kayıp” ailelerinin “kayıp” yakınlarının bulunmasında Kayıplar Komitesi’nin diğer çalışanlarının yanısıra Kallis çok önemli bir rol oynamıştı... Kallis’le “kayıp” yeğeni Ramadan hakkında konuşuyorlar... Sonra Ali Bey’den bizi okurumun işaret etmiş olduğu tarlaya götürmesini rica ediyorum.

Ali Bey önde, biz arkada Düzova’nın (Eksomedoş) bir başka bölgesine gidiyoruz... Bulunduğumuz yerden Cihangir (Ebiho) görünüyor...

Murat Soysal, Okan Oktay ve Ksenofon Kallis, tarlayı inceliyor...

Kallis’e “Tarlanın yanındaki bu ev acaba hangi Kıbrıslırum’a aitti? Belki de bu evdeki yaşlı bir kadının kemikleriydi okurumun gördüğü” diyorum. Evin fotoğraflarını çekiyoruz ki Kallis araştırabilsin, bakalım bu evden herhangi bir Kıbrıslırum kadın “kayıp” var mı diye...

Ali Bey’e teşekkür edip, Düzova’dan (Eksomedoş) ayrılıyoruz, Karpaz’a doğru yola koyuluyoruz...

 

 

 

 

Arşiv Haberleri