Eczacılar Birliği: Usulsüzlüğün tüm meslektaşlarımızı zan altında bırakmasına izin vermeyeceğiz

Kıbrıs Türk Eczacılar Birliği tarafından sigorta reçetelerinde usulsüzlük haberlerine ilişkin yapılan açıklamada, bahse konu edilen usulsüzlüğün tüm eczacıları zan altında bırakmasına izin verilmeyeceği belirtildi.

Kıbrıs Türk Eczacılar Birliği tarafından sigorta reçetelerinde usulsüzlük haberlerine ilişkin yapılan açıklamada, bahse konu edilen usulsüzlüğün tüm eczacıları zan altında bırakmasına izin verilmeyeceği ve ilgili bakanlıklar, sağlık meslek birlik ve örgütleriyle her türlü ortak mücadeleye hazır olunduğu kaydedildi.

Açıklamada, KTEB’e kayıtlı 440 eczacı, faaliyette olan 358 eczane ve 71 ecza deposu olduğu aktarılarak, eczacıların tümünü zan altında bırakan haberlerden duyulan üzüntü dile getirildi.

KTEB’in konu ile ilgili herhangi bir usulsüzlüğün tespiti amacıyla başlatılacak olan hukuk süreçlerinin yanında ve destekçisi olacağının vurgulandığı açıklamada, “Kıbrıs Türk Eczacılar Birliği 1959 yılında kurulan bir birlik olmasına rağmen, yasal olarak 2 Eylül 2023 tarihinde meslek tadil yasamızın genel kurul ile birlikte yürürlüğe girmesinden sonra kurumsal bir birlik halini almıştır. Tadil edilen yasamızda, tüm itirazlarımıza rağmen geçirilen yasa maddeleri ile birlikte tam olarak istediğimiz noktada olmasak da yine de geçtiğimiz yıllara göre özellikle denetim konusunda bir adım daha ilerdeyiz. KTEB olarak kendi meslektaşlarımızı denetleme yetkilerimiz ne yazık ki hala daha oldukça kısıtlıdır. İlaç ve Eczacılık Dairesi’ndeki mevcut ve hantal yapının ülkedeki tüm denetimleri zamanında ve etkili bir şekilde yapmasının mümkün olmaması nedeniyle meslek birliğimizin usulsüzlüğü tespit edilen meslektaşlarımız konusunda yasal önlem almasını geciktirmektedir” denildi.,

Açıklamada, hastanın sağlıklı bir şekilde ilaca ulaşması çözüm önerileri ise şöyle sıralandı:

“Yıllardır sadece KTEB tarafından dile getirilen ve aslında ülkede ilaç konusundaki sorun olarak dile getirdiğimiz her konunun çözüme ulaşmasına yardımcı olacak olan “ilaç takip sistemi” ivedilikle hayata geçirilmelidir. Özellikle yeşil reçeteli ilaçların da ülkeye girişinden hangi hastaya satıldığına kadar tespitinin yapılabileceği bu sistemle, her bir ilacın kimliği olan karekodlar sayesinde ilaçların kimler tarafından temin edildiği ve kimlere ulaştırıldığı kolaylıkla tesbit edilebilecektir. Ayrıca ülkemizdeki ilaç arz ve talebinin de kolaylıkla belirlenmesine yardımcı olacak bu sistem, ilaç israfının da önüne geçilmesine olanak sağlayacaktır.

Kamu hekimlerine bir an önce Sosyal Sigorta reçetesi yazma yetkisi verilmesinin önünün açılması gerekmektedir. Sosyal Sigorta reçetesi yazdırma yetkisini sadece özel sektöre bırakarak devlet hastanesindeki hizmetlerden yararlanan hastaların ilaç ve muayene ücreti ödemek zorunda bırakılması sosyal devlet anlayışı ile bağdaşmamaktadır. Ayrıca, tüm doktorlara sosyal sigorta reçetesi yazma hakkı verilmemesi nedeniyle, hastalar tercih ettikleri doktorların sosyal sigortalar dairesi ile sözleşmelerinin olmaması durumunda indirimli reçete haklarından da mahrum bırakılmaktadır.

Kronik hastaların ilaca uzun süreli reçetelerle erişiminin kolaylaştırılması. Kurul reçeteleri bile 2 aylık reçeteler halinde veriliyorken ve kronik hastalığı olan veya yaşlı ve engelli vatandaşlar için bu bile oldukça büyük engeller teşkil ederken, Sosyal Sigorta reçeteleri aylık olarak yazdırılmak zorunda ve hatta bazı ilaçlar 1 aylık reçetelerle dahi istenilen miktarlarda karşılanamamaktadır. Bu da ciddi bir hasta mağduriyeti ortaya çıkarmaktadır.”

Haberler Haberleri