Finlandiyalı bir standupçı var...
Adı Ismo...
Gösterilerini İngilizce yapıyor...
Adama hastayım...
-*-*-
Geçenlerde bir gösterisinden kısa bölüm izledim...
Harikaydı...
-*-*-
Son derece basit ve akıcı bir İngilizce konuşuyor...
Hafif aksanı var ama muhteşem...
-*-*-
Neyse; yankesici, cebinden cüzdanını almış...
Koşarak kaçıyor...
Ismo, adamın peşinden koşmaya başlamış...
Yarım saat koşmuşlar...
Yakalayamamış!
-*-*-
Bir anda Ismo’nun aklına iki şey gelmiş...
Birincisi, cüzdanda 40 Dolar dışında hiç bir şey yok...
İkincisi, Ismo, 30 dakika süreyle özel spor hocası için 50 Dolar ödüyor!
Hemen durmuş!
Yankesiciye bağırmış; “Teşekkürler!”...
-*-*-
Ismo, günlük sporunu ucuza getirdi...
Tamam ortada bir hırsız var...
Ama günlük spor zamanını da 10 Dolar ucuza kapattı!
-*-*-
Kıbrıslı Türkler, AKSA veya başka bir elektrik sağlayıcısına ihtiyaç duyuyor mu?
Kesinlikle duyuyor!
Teknecik, zamanında yatırım yapılmadığı, sahte akaryakıt alımı yapılması gibi gerekçelerle sık sık çöküyor ve zaten tek başına, bu plansız ve ganimetik yapılaşmaya yeterli elektriği üretemez!
-*-*-
Efendim, doğrudur şeffaf bir şekilde ihaleye çıkılması lazım ama sonuçta AKSA veya bir başkası, “kapitalist devlerin hırsız olma hali sabittir” gerçeğinden yola çıkarsak, paramızı alacaktır...
“Hırsızın peşinden koşmayalım” demiyorum ama en kısa sürede, bu sorun çözülmezse, egemen eşit Kıbrıs Cumhuriyeti’nden en az beş kat daha pahalıya elektrik almak zorundayız!
-*-*-
Ya hırsızın arkasından koşmayı sürdürün; belki yakalar ve o 40 Doları alırsınız; ya da bırakın en azından 10 Dolar da olsa bu işi ucuza kapatmış olalım! (Taaa ki doğru dürüst bir sistem ve devlet sahibi olana ve Fuat Oktay’ların gazına gelmemeye başlayıncaya kadar)...
-*-*-
Saatlerce elektriklerimiz gitti...
Herkesin evinde ciddi buzdolabı içi zararı yanında, mesela bizim evde internet alıcısı veya dağıtıcısı (router) yandı...
Jeneratörler saatlerce çalıştı...
Harcamalar bir yana, hava kirliliği öte yana...
-*-*-
Bir de fıkra anlatayım ve öyle bitireyim...
-*-*-
KKTC’de elektrikler kesilmiş.
Cemaat perişan. Saatlerce elektrik yok.
Hükümet ve adamları demiş ki, “Sendika kasıtlı kesiyor”...
Sendika başkanı da Serhat İncirli’ye Sim Tv’deki canlı programda demiş ki, “Yoook, yönetim kesiyor”...
Bir zamanlar AKSA ile yapılan elektrik sözleşmesini yerden yere vuran ama aynı eleştiriyi şimdi yapma şansı elinden alınan veya bronzosu el vermeyen Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a sormuşlar; “Elektrik sorunu nasıl çözülmeli?”...
Üç kelimeyle yanıtlamış:
“Egemen, eşit, amin”!
KKTC’den kısa kısa...
Eğitim Bakanlığı’ndan 20 kişilik bir kafile, Slovenya’ya gitmiş... Eğitimi inceleyecekler... Tabii ki gidilmeli... Ama bu gidişin “gezme maksatlı değil, gerçekten eğitim amaçlı olduğunu” söyleyebilmek için, 20 kişilik kafilede, birden çok kişinin emekliliğine bir kaç ay kalmamış olması gerekmez miydi?
Neyse, artık “Slovenya’da çadırda eğitim” konusunda tecrübemiz var!
-*-*-
Kıbrıs Cumhuriyeti, kendi yasal sınırları içerisinde, etnik temele dayalı bir ayrı devletin eşitliğini ve egemenliğini neden kabul etmeli?
Bu konuda Ersin Tatar ya da yanındaki bir adam veya kadın yanıt verebilir mi?
Ve bu yanıtı verecek olan ya da olanlar, “Geçtim egemen eşit devlet hakkını; Kürtlerin, Türklerle Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde federal bir ortaklık kurma şanslarının olasılık değerini açıklayabilir mi?” sorusunun yanıtını da düşünsünler...
-*-*-
Bazı Kıbrıslı Türklerin Türkiye'ye girişini engelleyen G-82 ve N-82 tahdit kodlarının anlam ve kapsamları nedir?
En basit ifadeyle "G-82, 'milli güvenlik aleyhine' faaliyette bulunan veya bulunduğu şüphesi olan yabancılara konulan koddur.”
G-82, Türkiye vatandaşı olanlar haricindekileri kapsıyor.
N-82 daha farklı bir şey...
Hakkında N-82 kodu tesis edilen yabancı kişi, ülkeye giriş yapmadan önce izin almak zorundadır...
Independent Türkçe’ye bu konuda geçmişte bilgi veren Türkiyeli Avukat Uğur Yıldırım’a göre, "N-82 ülke çıkarlarının aleyhine faaliyette bulunan veya genel güvenlik kapsamı içerisinde değerlendirilen kişilerle ilgili konulabiliyor".
Ayrıca, "ülkenin menfaatine aykırı", "ülkeyi karalayan" yayınlar yapılması, bunların desteklenmesi gibi durumlarda da bu kodların uygulanabildiğini belirten Yıldırım, "Bu gibi durumlar, içerikte biraz daha belli oluyor" diyor...
Benim merakım şu: Ersin Tatar, Londra’da, Chingford Muhafazakar Parti Milletvekili Ian Duncan Smith ile ‘... çok sıkı fıkı olduğu ve gülerek görüşme gerçekleştirdi’ği suçlamasıyla Türkiye’ye giremeyebilir mi? N-82 veya G-82 kapsamında mı? Çünkü Ian Duncan Smith denen adam Ermeni Soykırımı meselesinde ciddi aktif biri de... Tatar için N-82 veya G-82 uygulanmıyorsa bu muafiyetin sebebi nedir? Milliyetçi ve faşistler yanıtlarsa memnun olurum...
-*-*-
Tatar Londra’da ne kadar abidik gubidik insan varsa görüştü ve hepsiyle ne görüştüğünün çok ayrıntılı haberlerini de yaptırttı... Tatar, bir de Liberal Demokrat Barones ve Kıbrıslı Türk kökenli siyasetçi Meral Ece ile görüştü... Bu konuda hiç detay verilmedi... “Görüştüler” dendi... Peki neden? Çünkü eminim, Kıbrıs’ta federal çözüm yanlısı olan ve yıllarca bu uğurda çalışmalar yürüten Meral Ece’nin söyledikleri, Tatar’ı mutlu etmemiştir... Ama yine de “fotoğraf çekelim, ahali bizi çok önemli ve çok fazla iş yapar görsün” diyerek, fotoğraf paylaşılmıştır...
Dev gibi bir çınarımız daha devrildi... Önder Konuloğlu... Efsane futbolcu, efsane Doğancı, efsane sendikacı, efsane vatansever, güzel insan... Hep saygı ve sevgiyle hatırlayacağız...