Elbette başka ülkelerde de cinayetler işleniyor, çocuklar, kadınlar katlediliyor…
Elbette başka ülkelerde de trafik kazaları, öğrenci kavgaları yaşanıyor…
Acı olan, bunların yaşanmasından çok, “önlenmesi” yönünde hiç bir şey yapılmıyor olmasıdır…
-*-*-
İnsan kaçakçılığına hatta fuhuş ve uyuşturucu işine dönüştürülen üniversite olayımızı denetleyecek olan YÖDAK’ta, ayıptır söylemesi ama uyuşturucu veya fuhuştan çok daha çirkin işlerle zaman geçiriliyor!
YÖDAK üyeleri ile başkanı küs, kavgalı ve soruna çözüm bulmak için uğraşan yok!
Haaa sonuç mu?
Chukud Oliver Nwauusi adlı 23 yaşındaki genç, kendisi gibi bu ülkeye “üniversitede okumak için gelen” öğrenci grubu tarafından saldırıya uğruyor.
Balkondan atlıyor ve ölüyor…
-*-*-
Helin meselesine geçelim mi?
Geçmeyelim…
Acıyı deşmeyelim…
Dünyalar güzeli bir hayat, pisi pisine gitmiş durumda…
16 yaşındaki bir çocuk artık hayatta değil…
Ve devlet, o çocuğu koruyamadığı gibi, 21 yaşındaki katilini de eğitememiş…
Bu kadar basit mi?
Elbette bu kadar basit değil ama ortada “sıfır iş yapan” bir sahte devlet olduğunu sanırım herkes kabul ediyor!
-*-*-
18 yaşındaki bir erkek çocuk da, kazada ağır yaralanıyor…
Güney’deki hastaneye kaldırılıyor, YDÜ Hastanesi’ne getiriliyor…
Haberler hiç de iyi değil…
Mehmet Raif Koçak, sigortasız, seyrüsefersiz, ışıksız, çukurlu yollarımızdaki iğrenç tarfik rezaletinin “acı ismi” olarak yüreğimize kazılıyor…
-*-*-
Devlet mi?
Hangi devlet?
İhaleci ve bilmem neci devlet mi?
Yok Ersin bey, Ünal beyin Tayyip beyle buluşması sonrası bunalıma girmiş da…
Ve bir de Ünal bey akabinde AKSA patronu ve ülkenin patronu ile meyhaneye gitmiş da…
-*-*-
Nasıl nasıl?
Egemen eşit devlet mi?
Hade be oyanı!
Maliye bakanıysanız akrabalarınız ihaleye katılamaz!
KKTC küçük bir yer!
Türk ölçü birimleri sözlüğüne göre açıklayacak olursak, “Kıç içi kadar!”...
Herkes, herkesin akrabası, kankası, arkadaşı...
-*-*-
Uzatmaya gerek yok...
Maliye Bakanlığı bünyesindeki Merkezi İhale Komisyonu yani kısaca “MİK” bir konuda ihaleye çıkıyor...
İhaleyi, “bakanın eski şirketi”, “bakanın kardeşinin şirketi” veya “bakanın ailesinin yeni kurduğu şirket” kazanabilir mi?
-*-*-
MİK ile ilgili yasanın 13’üncü maddesine bakalım...
Bu madde, ihalelere katılamayacak olanları ve ihalelerden yasaklamayı düzenler...
Ve diyor ki özetle, “... birinci, ikinci, üçüncü dereceden akrabalar ihaleye katılamaz”...
-*-*-
Abi, abla, yenge, enişte...
Gerçekten usandım...
Bunları yazıyoruz, ilgili bakan tepki gösteriyor...
Söylüyoruz, küsüyorlar...
Sonuçta bir şey olduğu da yok zaten...
-*-*-
Temiz toplum, temiz devlet olacaksa, üstelik yasalar da varsa, uyacaksınız...
Tüm Dünya’daki modern demokratik, hukuk devletinin olmazsa olmazı, “conflict of interest” denen ilkedir...
“Çıkar çatışması” demiştik...
İşte ihalelerde bu olmamalıdır...
Yani siz bakansanız, başkansanız, sizin üçüncü dereceye kadar akrabanız ihaleye katılamaz!
-*-*-
İşinizi devam ettirmek mi istiyorsunuz?
Neden olmasın!
Tabii de devam ettirin!
Ama bunu yapmak istiyorsanız da “bakan”, “başbakan” falan ve de filan olmayacaksınız!
Yok eğer hem bakansanız hem de ihaleleri alıyor, aldırtıyorsanız, eleştirilince kızmayacaksınız!
-*-*-
Aç mı kalalım?
Çocuklarımız, kardeşlerimiz iş yapmasın mı?
Hayır onlar işlerini yapsın, kesinlikle katlıyorum ama siz de “işinizi iyi yapın”...
Derdim budur.
Şimdilik bu kadar yazayım!
İşinizi iyi yapmak istiyorsanız, en iyi yaptığınız işe dönün ama “bakan” olmayı “bırakın!”.
Ne olur artık “bakmayın!”.
Sömürgecinin temsilcisi!
Ahmet Ünsal yanlış yaptı mı?
Yaptı!
Yanlışı inkar etti mi?
Etti!
Görevden alınmalı mı?
Her iki sebepten dolayı “evet alınmalı”...
-*-*-
Peki görevden alma konusunda KKTC Cumhurbaşkanı ya da hükümetinde öyle bir “bronzo sıkılığı” söz konusu mu?
Hayır değildir!
-*-*-
Olayın bir de şu tarafına bakmak lazım!
Ahmet Ünsal, bunca protestoya bakıp, onurlu bir şekilde, bu ülkenin dokusuna son derece uygsunsuz olduğuna kendisi karar verip, “eyvallah” diyerek evine dönemez mi?
Dönmeli!
-*-*-
Peki neden dönmüyor?
İşte asıl mesele odur!
Ahmet Ünsal, “KKTC halkını da, kurumlarını da, cumhurbaşkanını da, hükümetini da takmıyor, sallamıyor”...
Ve bu şekilde davranarak, açık ve de seçik bir şekilde ispat ediyor ki, burada, sömürgecinin temsilcisidir!
Bir bir daha da ikidir!
Son günlerin en güzel iki haberi… Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı, Mağusa’da Gülseren Kışlası sınırları dahilinde bin adet servi ağacı fidanı dikmiş… Öte yandan İskele Belediyesi de Dr. Suat Günsel Devlet İlkokulu İskele’nin bahçesine 15 Zeytin, 10 Harnup ve 12 Jakaranda fidanı hediye etmiş. Çocuklar fidanları dikmiş… Bunca kirin, pasın, çirkinliğin içerisinde, iki yeşil güzellik… Teşekkürler…