Telefonum çaldı!
Alo!
Ben Falan Filan!
Oooo selamlar efendim nasılsınız?
-*-*-
“İsmimi sakın yazma” dediğini anlamışsınızdır…
O yüzden Falan Filan dedim zaten!
-*-*-
Neyse, Falan Filan özetle dedi ki; “… Yeni Ercan Havaalanı’nı 20 Temmuz 2023’e kadar bitremeyecekler… Açamayacaklar… Erdoğan da oraya inemeyecek… Yeni Ercan Havaalanı’nın planlarını herkes çok iyi biliyor… O dönemdeki müsteşar çok iyi biliyor, bakan biliyor, Taşyapı mühendisleri de biliyor… Projede, planlarda eksik kesinlikle yoktur… Bitiremedikleri için mazeret arıyorlar… Erdoğan’dan korkuyorlar…”
-*-*-
Ve Falan Filan bir şeye daha dikkat çekti; “… Havaalanı ihalesini alan şirket T&T değil miydi? Yani Taşyapı ile Terminal Yapı! Peki Terminal Yapı nerede? Niye kimse onlara sormuyor? Bütün proje, bütün plan onlara aittir… Ve planlarda eksiklik olmadığını onlar size rahatlıkla anlatabilir…”
-*-*-
Tam bir egemen eşit paluze hikayesi!
Bitiremediler!
Kokuttular!
Koktular!
Başladığı günden beri rüşvet, vergi affı gibi “halk hırsızlığı” dedikoduları!
-*-*-
Mide kaldırıyor mu?
Kaldırmıyor!
Beklentim mi?
Umarım Erdoğan hepsini kovmaz!
(Cauuuuuv!)
-*-*-
Gelelim başka bir paluzeden hikayeye…
HADO!
Hatay’ın deniz otobüsleri…
KKTC – Hatay seferleri yapıyordu…
Hatay’daki liman 6 Şubat Depremi’nde zarara uğradı…
HADO, Taşucu’na taşındı…
Taşucu – Girne arasında sefer yapmak için başvurdu…
Son dakika KKTC’den kendilerine bir mesaj gitti; “… hayır, buraya gelmenize izin verilmemiştir!”…
İnsanlar şaşkına döndü!
-*-*-
Meğer mesele neymiş biliyor musunuz?
Tıpkı merhum Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’ın anıt mezarı meselesi gibi…
Hani anıt mezarı İstanbul Büyükşehir Belediyesi çiçek gibi edecekti ya!
İzin verilmemişti!
Şimdi de Hatay Büyükşehir Belediyesi var HADO olayının içinde!
Her iki belediye başkanı CHP’li!
Bizimkilere, Türkiye’den gelen talimatı anladınız sanırım; “… sakın ha!”…
Bilmem anlatabildim mi?
(Cauuuuuv!)
-*-*-
Yeni sömürgeler bakanımız, pardon TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı KKTC’deydi…
Bir yığın sözler verildi yine…
Gazeteci olarak görevimizi yapamadık, sorularımızı soramadık…
Gidemedik!
Sorularımı buradan sorayım, belki birileri iletir:
-*-*-
Soru 1: Sayın Başkan Yardımcısı, KKTC’de neden Cumhurbaşkanı dahil tüm Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu var? Anne ve/veya babası Kıbrıslı olan ama karma evlilikten doğan çocuklara Kıbrıs Cumhuriyeti’nin pasaport vermiyor olması ile ilgili yorumunuz nedir? Bu pasaportu alan hain midir? Tatar hain midir? KKTC’nin eşit ve egemen bir paluze olmadığını iddia eden sizler ve Tatargiller; bu pasaporta neden ihtiyaç duyuyor? (Cauuuuuv!)
-*-*-
Soru 2: Türkiye Cumhuriyeti, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bölünmez bütünlüğünün, Anayasası’nın garantörüdür… KKTC diye ayrı bir devleti savunmak suç mudur, hak mıdır? Her halkın, benzer hakkı var mıdır? Örnek, Türkiye’deki Kürt halkı… Yoksa Türkiye bölünemez ama Kıbrıs bölünebilir midir? (Cauuuuuv!)
-*-*-
Soru 3: Kıbrıs Bugün adlı gazete dün Kazakistan’ın KKTC’yi tanımak gibi bir niyetinin olmadığını yazdı. Bu konuda bir Kazak vekilin konuşmasından alıntılar yayınladı. Sayın Başkan Yardımcısı, Türk Devletleri Teşkilatı üyesi öteki devletler, yani Azerbaycan, Kırgızistan ve Özbekistan ile gözlemci üyeler Macaristan ve Türkmenistan'ın KKTC’yi tanımaya yönelik akışları olduğu yönünde bir mesaj aldınız mı? (Cauuuuuv!)
Asrın projeleri, asrın başlığı ve asrın esprisi!
KKTC gazetelerinde dün heyecan dolu başlıkları vardı…
Mega projelerden bahsetti bir gazetemiz…
Okuyan sanır ki yarın sabah Sirganahor sahilinden uzaya füze fırlatıyoruz!
-*-*-
Efendim, TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz geldi…
Hoş geldi, sefalar getirdi!
-*-*-
Gelir gelmez, yeni havayla, dolduruşa da gelmiş olmalı ki saldı gazı; Verdi coşkuyu!
KKTC’yi tanıtma gayretlerini yoğunlaştıracaklarını, Ercan’ı açacaklarını ve Ercan’ın da KKTC’nin Dünya’ya açılan penceresi olacağını söyledi.
Mega projeler bunlar!
-*-*-
Bu arada KKTC’de yollar kap karanlık, bir motosiklet sürücüsü öldü!
Bamya 170 TL!
Ülkede elektrik sıkıntılı; trifaz yok, yeni iş yerleri çalışamıyor!
-*-*-
Larnaka ve Baf havaalanları olmasa, ülkemize turist gelmeyecek!
Ülkemiz derken, torpil geçtim, “KKTC” demek istedim!
-*-*-
Enflasyon belimizi büktü!
Sterlin 31’i vurdu!
-*-*-
Bu çöküntünün sebebi ise sonradan anlaşıldı!
Nasıl mı?
Güneş gazetesinde okuduk!
UBP’nin Güneş gazetesi asrın projelerinden sonra, asrın başlığını attı: Yeni Çağın kapıları aralanıyor!
Hakan Gündüz hocam durur mu? O da asrın esprisini patlattı: Demek ki hala Orta Çağda’yız!
Orta çağ bitiyor, Allah’a çok şükür yeni çağda tüm çökmüşlükten kurtulacağız inşallah!
Yoldaki deformasyon!
Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın heyetine eskort olarak eşlik eden motosikletli polislerden Namık Özkan trafik kazası geçirdi.
Kaburga ve omuz kemiklerinde kırıklar olduğu açıklandı...
Durumunun iyi olduğu belirtildi...
Geçmiş olsun... Bir an önce görevine dönmesini dilerim...
Ülkenin durumunu, konuk “sorumlumuz” kişiye bundan daha iyi anlatacak başka bir şey olamazdı...
Polis Basın Subaylığı, “Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın heyetine, kullanımındaki polis motosikleti ile eskort görevi yapan bir polis mensubu, Altınbaş (Alpet) trafik ışıklarına geldiğinde, yoldaki deformasyondan dolayı motosikletin kayıp düşerek sürüklenmesi sonucu kaza geçirdi” açıklamasını yaptı...
Kaza sebebi neymiş?
Yoldaki deformasyon!
Kıbrıslı Rum çiftçiler ayaklandı... Geçtiğimiz gün 300 traktör ve 600 kamyonetle Lefkoşa trafiğini kilitlediler... Neden? Çünkü Avrupa Birliği, konvansiyonel pestisitlerin kullanımını büyük ölçüde azaltmaya yönelik bir öneri sundu... Yani, kansere sebep olduğu iddia edilen, balarılarını falan öldürdüğü söylenen bazı tarım ilaçlarının yasaklanmasından söz ediyoruz... Rum çiftçiler, bu yasağın Kıbrıs’ta uygulanması halinde, tarım arazilerinin neredeyse yüzde 79’unu kaybedeceklerini ileri sürüyor... Bizi de ilgilendiren bir yasak mı? Uyuyor muyuz bu yasağa? İşimize gelirse mi? Uymazsak, yasak ilaçları Çin’den getirirsek, mesela, Rumlar da bizden alıp kaçak kullanırsa falan... Gelir kapısı anlamında... Neyse, insan hayatı söz konusu... Bu tartışma, kavga nereye gidecek doğrusu merak ediyorum...