Öğrenciydi “kimlik kartı” alırken...
Ne burada doğdu, ne de çalıştı...
8 senedir yurttaş.
Tek bir gün, tek bir saat sigorta kaydı yok.
İlk yatırımı “vekalet”le olacak.
“Asgari ücret”in epeyce üzerinde alacak!
“İşi: Milletvekili” diyecek, sigorta kartı!
İyi de bugüne kadar hiç mi çalışmadı?
Ne yaptı onca sene, hiç mi para kazanmadı?
…
Yurttaşlığı hileli.
Yurttaşlığı partizanca.
Yurttaşlığı yalan.
Kimsenin en küçük şüphesi yok bundan.
Mesele şu:
Göz yumacak mıyız yine?
İşte bu soru düğüm düğüm içimizde...
…
Bu gerçeği paylaştığım zaman ilgili parti başkanı “köpek” demeye getirdi.
Bir kavanoz alıç reçeli yapsam ya da bir mahur beste çalsaydım eğer...
Hükümetten birileri muhakkak sosyal medyadan ses verirdi.
Bu kez hepsi sustu.
İçim sızladı.
Acaba mesele bu kadar mı “sıradan”dı?
…
Henüz bir sene olmadı, “atların peşine köpekleri koşturan” başkan ziyarete gelmişti.
Ve demişti ki, “KKTC kimliği taşıyan ancak bunun hiçbir gereğini yerine getirmeyen, ülkeye gelmeyen, vergisini ödemeyen kişilerin kimlikleri iptal edilmelidir.”
Çirkin insanlar bunlar.
Kirli insanlar, iki yüzlü, riyakar.
“Türkiye’den gelen emekçileri” temsil ettikleri iddiası tümüyle yalan.
Bunu asla hak etmiyorlar.
…
Bir aymazlıkla iş bakınız nerelere geldi.
Ey koca Derviş Eroğlu, bu zat şimdi senin torunun da “vekilidir” !
...
Sevgili Tufan hocam, Sayın Başbakanım.
Tüm samimiyetimle temin ederim ki hem şahsım hem de on binlerce insan adına umudu temsil ediyorsunuz.
Bu gurur hepimize nasip olmaz.
Siz de biliyorsunuz ki Bertan Zaroğlu nam zat’ın yurttaşlığı hilelidir.
Ve onca sene göz yumuldu, görmezden gelindi, yapanın yanına kaldı diye şimdi bu zat bizim vekilimizdir.
İşte “güvensizliğin” sebebi budur hocam.
Siyasete de kendimize de güvensizliğin sebebi tam da budur...
Bunu kabullenmekten, buna razı olmaktan, bunu seyretmekten yorulduk.
“Ne demek umut yok” demiştiniz ya...
Eğer o umut varsa o umut...
Tüm bunların hesabı sorulacak diyedir...