Haspolat’ta İlahiyat Koleji yanında faaliyet gösteren Kıbrıs Sosyal Bilimler Üniversitesi (KISBU) tarafından ‘Kıbrıs’ın Manevi Mimarları’ adı altında dini içerikli kitapçık hazırlanarak, Lefkoşa’daki ilkokullara ve Eğitim Bakanlığı’na ‘incelenmesi’ için gönderildi. Kitaptaki kimi cümleler dikkat çekici…
- Aziz Barnabas’ı hücreye atarlar, ertesi gün önce taşlarlar, sonra da yakarlar…
- Dua edin ki siz de aziz olasınız…
- Hırsızlar, katiller, kötü insanlar hayalet askerlerden öyle korkar olmuşlar ki şehri terk etmişler…
- Kebapçı, Kurt Baba’nın mübarek bir zat olduğuna inanmış ve müşterilere içki servisini bırakmış
- Kellesi koltuğunda savaşan bir asker gören Venedikliler o kadar şaşırmışlar ki…
- …mum yakmayın! Bizim örfümüzde mum yakmak yoktur!
- Diyelim bir şeyin olmasını çok istiyorsunuz, o zaman bir kere abdestli olacağız!
- Sadece bir şey isteyin! İki rekat mescidi selamlama namazı kılın!
Konuyla ilgili YENİDÜZEN’e konuşan İlköğretim Dairesi Müdürü Ali Bolatcan, söz konusu kitapçıkla ilgili müracaat yapıldığını belirterek, Talim Terbiye Müdürlüğü tarafından incelemeye alındığını dile getirdi
Didem MENTEŞ
Lefkoşa bölgesindeki ilk öğretim okullarına, ‘Kıbrıs’ın Manevi Mimarları’ adı altında dini içerikli kitapçıklar dağıtıldı.
Haspolat’ta İlahiyat Koleji yanında faaliyet gösteren Kıbrıs Sosyal Bilimler Üniversitesi (KISBU) tarafından hazırlanan kitapçıktan ilkokullara ‘incelenmesi’ amacıyla birer adet gönderildi.
İsmail Güleç tarafından yazılan, Fatih M. Durmuş tarafından resimlenen ‘Kıbrıs’ın Manevi Mimarları’ kitapçığında, tarihi mekanlar ve olaylar, dini bilgiler harmanlaştırılarak masalsı bir anlatımla kaleme alındı.
İlkokullara ve sokakta öğrencilere dağıtıldı
Geçtiğimiz gün ilkokullara gönderilen kitapçıklardan talep edilmesi durumunda, okullara daha fazla gönderilebileceği de okul idarelerine bir mektupla bildirildi.
31 Aralık 2016 günü ise LTL ve 20 Temmuz Fen Lisesi önünde bekleyen öğrencilere de bu kitapçıklardan ‘hediye paketi’ içerisinde dağıtıldığı öğrenildi.
Kitapçıkta rivayetlerin, hurafelerin yansıra türbelerin, tekkelerin ziyaret edilmesi yanı sıra “abdest almanın ve namaz kılmanın önemine” vurgu yapılıyor.
Bolatcan: “İncelemeye aldık”
Eğitim Bakanlığı’na da gönderilen kitapçığın incelemeye alındığı belirtildi. Konuyla ilgili YENİDÜZEN’e konuşan İlköğretim Dairesi Müdürü Ali Bolatcan, söz konusu kitapçıkla ilgili müracaat yapıldığını belirterek, Talim Terbiye Müdürlüğü tarafından incelemeye alındığını dile getirdi.
Bir okula posta halinde kitapçıktan gönderildiğini doğrulayan Bolatcan, şuanda herhangi bir izin ya da onay olmadığını, kitapçıkla ilgili incelemelerin sürdüğünü ifade etti.
“Aziz Barnabas bizim için neden önemli?”
Manastırların ve mezarların oluşumuna da yer verilen kitapçıkta, Müslümanlar için Aziz Barnabas’ın neden önemli olduğuna değiniliyor. “Aziz Barnabas Türkiye’de daha çok yazdığı İncil ile bilinir. Onun yazdığı İncil Vatikan tarafından kabul edilmez. Çünkü Barnabaz Allah’ın bir olduğunu ve İsa’nın da onun peygamberi olduğunu söyler. Oysa günümüzde Hıristiyanlar Hz. İsa’nın tanrı olduğuna inanırlar. Biz Müslümanlar da Hz. İsa’nın peygamber olduğuna inanırız. O yüzden Barnabas’ın düşünceleri Hıristiyan olmasına rağmen bize daha yakındır. Barnabas’ın bizim için önemli olmasının birinci nedeni bu. İkinci nedeni ise İncil’in de Hz. İsa’dan sonra gelecek olan peygamberi müjdelemesi, Hz. Muhammedin geleceğini haber vermesidir”
“Manastırın durumu”
Kitapçıkta, Barnabas’ın ölümü ‘şiddet’ içerikli bir dille anlatılarak, ‘Hz. Muhammedin geleceğini haber vermesinin hatırına’ Aziz Barnabas’ın mezarının ziyaret edilmesini anlatıyor.
“Yahudiler Barnabas’ı tutuklarlar ve Salamis’teki bir sinagogda karanlık bir hücreye atarlar. Ertesi gün önce taşlarlar, sonra da yakarlar. Barnabas’ın küllerini ise kendisine inanlar tarafından ele geçmesin diye denize atılmak üzere bir beze sararlar. Ancak olayı izleyen Barnabas’ın öğrencileri karanlıktan istifa ederek, içinde Barnabas’ın külleri olduğu bezi kaçırırlar ve Salamis’in batısında bir harnup ağacının altındaki bir yer altı mağarasına götürüp gömerler. Göğsünün üzerine de Barnabas’ın yazdığı Matta İncili’ni koyalar. Dua edin ki siz de aziz olasınız…”
Hurafeler…
Kitapçık içerisinde bir zamanlar Lefkoşa’nın güvenli bir yer olmadığını, yedi askerin hayaletinin şehri koruduğuna dair hurafeler de satır aralarında yer aldı. Kitaptan: “Bu yedi şehit asker öldükten sonra da şehir korumaya devam etmişler. Görenler olmuş, onların anlattıklarına göre bu yedi asker geceleri atlarına biner şehir dolaşırlarmış. Ama herkese görünmezlermiş, bir gölge gibi gezerlermiş. Nerede bir haksızlık, zulüm, bir saldırı görseler hemen müdahale ederlermiş. Hırsızlar, katiller, kötü insanlar nereden geldiklerini bilmedikleri bu hayalet askerlerden öyle korkar olmuşlar ki şehri terk etmişler. Böylece Lefkoşa çok güvenli bir yer olmuş. Bir gün yolunuz Lefkoşa Suriçi’ne düşerse çok rahat ve güvenli bir şekilde gezebilirsiniz”
İçki servisi üzerine!
Alkol içimi üzerine de kitapçıkta bir hikayeye yer verilmiş durumda… Kitaptan bir bölüm: “Bir askerin mezarı neden türbe olmuş? Türbenin yakınında bir kebapçı varmış. Bu kebapçı isteyen müşterilerine içki verirmiş. Kurt Baba birkaç kez kebapçının rüyasına girmiş ama kebapçı rüya diyerek pek dikkate almamış. Müşterilerine içki servisine devam eden kebapçı ertesi sabah dükkanı açtığında bir ne görsün, tüm tabaklar ve bardaklar kırılmış, yerlere saçılmış. Bu olay birkaç gün tekrar edince rüyasında gördüğü Kurt Baba’nın mübarek bir zat olduğuna inanmış ve içki servisini bırakmış”
“Siz mum yakmayın!”
Müslümanlıkta mum yakma adetinin olmamasına değinilerek, Fatiha okumaya vurgu yapıyor. “Eskiden insanlar ziyaret ettikten sonra türbenin penceresine yeşil çapıt parçaları bağlarlar, mumlar yakarlarmış. Siz çaput bağlamayın ve mum yakmayın. Çünkü bizim örfümüzde mum yakmak adeti yoktur. Kurt Baba Lefkoşa’nın gizli kahramanlarından. Müritleri ile birlikte Lefkoşa’yı beklemeye devam ediyor. Yolunuz düşerse mutlaka ziyaret edin, Fatiha okumayı da unutmazsınız artık”
“Hala Sultan’ı ziyaret edip ondan yardım isteyebilirsiniz”
Kitapçıkta bir şeyi çok isteyen kişilere, Hala Sultan Türbesi’ni ziyaret etmeyi tavsiye ederken, abdest almanın ve namaz kılmanın önemine de vurgu yapılıyor.
“Diyelim o sene sınava gireceksiniz. Güzel bir okulu kazanmak istiyorsunuz. Hala Sultan’ın size yardım etmesi için çok çalışmalısınız. Sonra Hala Sultan’ı ziyaret edip ondan yardım isteyebilirsiniz. O zaman size yardım eder… Diyelim bir şeyin olmasını çok istiyorsunuz. O zaman bir kere abdestli olacağız ve sadece bir şey isteyeceğiz. Sonra sağ ayağımızla mescide girip biliyorsanız iki rekat mescidi selamlama namazı kılın”
“Kellesi koltuğunda savaşan asker”
Kitapçıkta dikkat çeken satırlardan biri de ‘Mağusa’ şehrinin isminin nerden geldiğini ve Mağusa fethine de yer veriliyor. “Venedikliler dehşetle geri çekildiler. Biran için çarkı çeviremez oldular. Çarkın durmasıyla da kalenin içinden ‘Allah Allah!’ seslerinin dolması bir oldu. Magosa duvarlarından biri aşılmış, bedene Türk bayrağı dikilmişti. Rivayete göre şehrin adı da bu olaydan sonra değişmiş. Kellesi koltuğunda savaşan bir asker gören Venedikliler o kadar şaşırmışlar ki hayretten ‘Fausa Fausa’ diye bağırmışlar. Bunu duyan Türk askerleri yeni fethedilen bu beldeye Mağusa adını vermişler”