Yaklaşık 2 hafta sonra ziller çalacak, okullar açılacak, yeni öğretim yılı başlayacak. Ne var ki eğitim her yönüyle çökmüş bir yapı gibi ortada duruyor.
- Önce Eğitim Yönetimi Çöktü.
Eğitim yönetimi; eğitim örgütlerinde yer alan insan gücü, ekonomi, zaman, malzeme ve yer unsurlarının daha verimli, daha ekonomik ve daha iyi bir biçimde kullanılabilmesi demektir. Böyle bir anlayışı ara ki bulasın…
Dahası eğitim sisteminin merkez örgütünde yani Milli Eğitim Bakanlığında tüm zaman, enerji, kaynak ve uğraşlar bambaşka amaçlar için kullanıyor. Bakanlığın koridorları, katlar arasındaki basamaklar hatta giriş kapısının önün geçici öğretmen olmak isteyen ya da bir başka menfaat peşinde koşan partiliden veya siyasi yakınla doldu taştı.
Eğitimin gerçek sorunları ile ilgilenecek zaman da, enerji de, kaynak da, takat da kimsede kalmadı…
Okul yöneticileri; “mıh çakılmadı” diyor.
Sisteme 4 yeni okul dahil edilecek (ki bu okullar varlıklı aileler tarafından yaptırılıyor. Onlar bile ilgisizlikten şikayet ediyorlar…) ama geriye kalan okullarda “mıh çakılmadığı” söyleniyor.
Okul binalarının temelleri, taşıyıcı sütun ve kolonları çökme tehlikesi altında ama okula gönderilen malzeme sadece boya oluyor.
- Arkasından Öğretmen Bezdirildi.
Eğitim sisteminde düzeltilmesi, değiştirilmesi, geliştirilmesi gereken onlarca aksayan unsur varken. İşe öğretmenin özlük haklarından başlandı. Zaten tükenmişlik yaşayan bir meslek grubuna dönüşen öğretmenlik, toplumda itibarsızlaştırmaya, az çalışıp, çok para kazanan bir meslek grubu olarak gösterilmeye çalışıldı.
Dahası öğretmen; sürekli olarak özlük haklarının bir hiç uğruna erozyona uğradığını, kendi hakkındaki kararlarda bile görüşünün alınmadığını, fikrine değer verilmediğini görüyor, gözlemliyor, yaşıyor. Bu nedenle de mutsuz… Bakanlığın tüm politika ve uygulamalarını kendilerine yönelik bir tehdit ve itibarsızlaşma olarak algılıyor.
- Pedagoji Görmezden Gelindi
Tüm uyarılara karşın, son iki öğretim yılında yaşanan eğitim kayıpları için tek bir adım, tek bir destek, tek bir planlama yapılmadı ve öğrenciler duvara tosladı. 2021-2022 öğretim yılında tam bin 6 yüz 26 (1626) öğrenci sınıfta kaldı. Bu öğrenciler arasında 15 dersten, 13 dersten, 9 dersten, 8 dersten başarısız olanların sayısı oldukça fazla.
- Ve Okullar Çöktü.
Sınıfta kalan bin 6 yüz 26 öğrenci için şöyle bir çare üretildi: “Ek Bütünleme”. Yani bir üst sınıfa geçirmenin şartlarını zorlama. Bu öğrencilerin bir üst sınıfa geçirmek becerilerinde ya da kazanımlarında herhangi bir gelişimi getirecek mi? Elbette ki hayır. Peki ama o zaman niye bir üst sınıfa geçiriliyorlar…
Çünkü sınıflar doldu taştı, okullar çöktü. Öğrenciler okullara sığmıyor. Yine özel okullara ait sınıfların kullanılması, öğrencisine yer olmayan okullar için en yakınlarındaki diğer okullardaki boş sınıflara kaydırılması konuşuluyor.
Taşımacılık sorunları önemini koruyor, hademeler sorunu hâlâ çözüm bekliyor. Bu yıl oldukça yoğun biçimde sisteme dahil olan ana dili Türkçe olmayan yabancı uyruklu öğrencilerin sayısı son yıllardan en yüksek düzeye ulaşmış gibi görünüyor.
Plan yok, program yok, bütün bu sorunlarla ilgilenecek uzman insan kaynağı yok, takat yok… Yani sistem yok: Eğitim çöktü…
Anlayana Gülmece
Tünel İnşaatı
Bir boğaza, tünel yapılması gerekmektedir ve bununla ilgili ihale açılır. İhalenin en önemli kriteri tüneli erken bitirmektir. İhaleye giren firmalar ise Japon, Fransız ve Türk şirketleridir. Firmalara görüşmeler başlar:
İlk olarak Fransız firma çağrılır… Fransızlar;
- "Biz, erken bitirmek için iki yakadan kazmaya başlarız ortada en fazla bir metre hata ile buluşuruz, o da hemen düzeltilir, önemli bir şey değil." Diye görüş veriler
İkinci sırada Japonlar vardır… Japonlar;
- "Biz de iki yakadan başlarız ortada en fazla on santim hata ile buluşuruz, nerdeyse kusursuz olur." der.
Yetkililer bu habere çok sevinmiş, sıra ise Türk firmaya gelmiştir… Türkler;
- "Valla biz de iki yakadan başlarız ortada buluştuk! Buluştuk!, buluşamazsak iki tane tüneliniz olur."
Okumuş muydunuz?
Küçük bir hatayı düzetme ki, ileride karşına çok büyük bir hata olarak çıksın
Benjamin Franklin