Denetim, bir işin ya da görevin belirlenen ilke ve kurallara uygun olarak yürütülüp yürütülmediğini anlamak için yapılan araştırmadır. Daha anlaşılır bir ifadeyle denetim, başarıya giden yoldan sapılmaması için yapılması gereken uygulamaların bütünüdür. Kısacası bir yapılanmanın en önemli öğesidir… Eğitim denetimi de, eğitim sistemlerinin olmasa olmazıdır. Dahası, eğitim denetiminde sorunlarınız varsa bir bütün olarak eğitim sisteminizde sorunlarınız var demektir…
Çağdaş eğitim sistemlerinde “denetim”, sistem içindeki kişilerin (öğretmen, yönetici, vb) kaçındığı değil tam tersine talep ettikleri bir şeydir. Çünkü çağdaş eğitim denetimi, başarıyı ya da ortaya konan performansı belgelemek, bu durumu tescil ettirmek üzerine kurulmuştur.
Günümüzde çağdaş denetim; yapılanların yasaya ve belirlenmiş kurallara ne derece uyduğu ya da uymadığı gösteren ve sadece bu yöndeki disiplin durumlarını değerlendiren bir anlayış değildir. Çağdaş eğitim denetimi; yönetim ve eğitim alanında görev yapan her derecedeki yönetici ve öğretmenleri değişmelerden haberli kılmak, onlara etkili bir kaynaklık hizmeti sunmak ve çağdaş rehberlik fonksiyonunu yerine getirmektir.
Ne yazık ki bizim eğitim sistemimiz bu anlayıştan çok uzaktadır diyebilirim... Anlayıştan diyorum çünkü eğitim denetimi yasamız bu anlamda oldukça nitelikli unsur taşıyor olmasına rağmen gerek denetmen kadrosunun yetersizliği gerekse yapısal diğer sorunlar, eğitim denetimini çok ciddi anlamda olumsuz yönde etkiliyor…
Bu konu ile ilgili olarak 2005-2009 döneminde görev yapan Milli Eğitim Denetleme, Değerlendirme ve Yönlendirme Kurulu’nun (MEDDYK) ilk başkanı Eser Çeker ile tartışma fırsatım oldu. İşte Eser Hocamızın üzerinde düşünmesi gereken görüşleri:
Şu anki MEDDYK denetmen kadrosu ve çalışma mevzuatı ile ilgili eksikliklerin nerelerden kaynaklandığını bildiğinizi tahmin ediyorum. Dediğiniz gibi sorun yasadan değil. Küçük birkaç hatırlatma yapayım: Danışmamız gereken tüm değerli bilim insanlarına danışarak tam 5 adet tüzük taslağı hazırlamıştık... Okul denetimi-özdenetimi, öğretmen-denetmen değerlendirmeleri, kurul-üst kurul çalışma esasları, vb… Tamamı hem KTÖS hem de KTOEÖS yönetimine de sunuldu… Ve ayrıca eğitim sendikalarına denildi ki: "eğer sendikalarımız bu tüzük tasarılarındaki bazı fikir ve değerlendirmelerin bir kısmından kuşku duyuyor veya o konuda farklı düşünüyor ise, tüzüklerde sorunlu gördükleri maddeler üzerinde yeniden birlikte çalışabilir ve üzerinde tam anlamı ile uzlaşılan tüzükler oluşturabiliriz"… Ancak o günlerde öğretmen sendikaları hükümetle "başka" konularda anlaşamıyor olduğu gerekçesi ile bu tüzükleri hayata geçirme konusunda da pozitif yaklaşımlarımıza hiçbir karşılık vermedi. Tüzük taslakları her iki tarafın arşivlerinde kaldı, hemen ardından hükümet değişti, görevden alındık...
Biz, 2005-2009 döneminde (MEDDYK başkanı olarak çalıştığım dönem) denetmenlerimizin de günümüz çağdaş denetim felsefelerine uygun bir vizyonu benimsemesi, öğretmen performansını geliştirme çalışmalarının hayata geçirmesi için elimizden gelen her çabayı sürdürdük. Belki zamanımız bunu tam olarak sağlamaya yetmemiş olabilir. Kadronun tamamı istenen bu çizgiye ulaşamamış olabilir. Ya da bizden sonraki eğitim bakanları ve başkanları MEDDYK'in vizyon ve misyonunu sizin "müfredat odaklı" bir eğitim denetimine geri çekmeyi başarmış olabilirler. Görevden alındığımız 2009 sonrası, benim "denetmenler" üzerinde yaptığım bir araştırma (2012), denetmenlerin motivasyonlarının düştüğünü ortaya koyuyor…
KKTC 'de eğitim denetiminin, istediğimiz, özlediğimiz bir vizyon ve misyona kavuşması; kanımca ne yazık ki sadece bizim iyi niyetli özverili çalışmalarımızla mümkün olamayacak gibi… Tüm ilgili tarafların öncelikle denetimin "neden yapılması gerektiği?", "denetimin ne olması gerektiği?", "nasıl yürütülmesi gerektiği?" "bulguların nasıl değerlendirilmesi gerektiği?" sorularına ORTAK cevaplar vermelerinin acil ön adım olduğu ortada... Ve bu adım hala daha bir türlü atılamıyor.
----------------------------------------------
Aklınızda Bulunsun
Genel ve Meslek Lisesi 9. Sınıflarına Yerleştirme İşlemleri Tamamlandı
2014-2015 öğretim yılından itibaren dokuzuncu (9.) sınıfların “ortak sınıf” olma uygulamasının kaldırılması kararının ardından Meslek Liseleri programları da 4 yıla çıkartılarak tüm ortaokul mezunu öğrencilere sadece diploma notuna göre sınavsız geçiş hakkı tanınmıştı.
İşte bu kapsamda başvurular alınarak genel veya meslek lisesi alanları için öğrencilere 5 adet tercih hakkı verilmişti. Öğrenciler Diploma Notu ve tercih ettikleri alanlardaki kontenjan sayıları dikkate alınarak yapılan yerleştirme işlemleri tamamlandı. Genel ve Meslek Liselerinin dokuzuncu (9.) sınıfların alanlarına yerleşmeye hak kazanan öğrenciler, Milli Eğitim Bakanlığı resmi web sitesi www.mebnet.net adresinden yayımlandı.
Yapılan duyuruya göre; yerleşmeye hak kazanan öğrencilerin kayıtları; 3-4-5 Eylül 2014 tarihlerinde ilgili okul müdürlüklerinde yapılacaktır. Herhangi bir alana yerleşmeye hak kazanamayan öğrencilerin ise en geç 29 Ağustos 2014 tarihine kadar, ortaokul diplomalarının aslı ve 1 adet fotokopisiyle, Milli Eğitim Bakanlığı Genel Orta Öğretim Dairesi ve Mesleki Teknik Öğretim Dairesi Müdürlüklerine başvuru yapmaları gerekmektedir.
--------------------------------------------------
Anlayana - Gülmece
Kaç Eder?
Bir işçi, bir memur ve bir de müdür terfi etmek için mülakata girerler. Mülakat için ilk olarak işçi odaya girer, görüşmeci işçiye sorar:
- İki kere iki kaç eder?
İşçi cevap verir:
- Dört!
Görüşmeci sorar:
- Kesin dört mü?
İşçi kendinden emin cevaplar:
- Evet, kesin dört!
İşçi çıkar ve memur odaya girer. Bu sefer görüşmeci aynı soruyu memura sorar yöneltir. Memur yanıtlar:
- Ortalama dört eder, yüzde 10 yukarıya oynayabilir, ama ortalama dört eder!
Memur da çıkar, müdür odaya girer, aynı soru ona da sorulur. Müdür hafif kısık bir sesle yanıt verir
- Kaç etsin istersiniz?