‘Eğitim’ kitaplarına yargı yolu

Eğitim Bakanlığı’na bağlı Talim ve Terbiye Dairesi’nin onayladığı ilkokul 2’nci ve 4’üncü sınıf çocuklara okutulacak kitaplarda, İslami semboller öne çıkarıldı, LGBT+ ve kadın hakları yok sayıldı.

Serap ŞAHİN

Eğitim Bakanlığı’na bağlı Talim ve Terbiye Dairesi’nin onayladığı ilkokul 2’nci ve 4’üncü sınıf çocuklara okutulacak kitaplarda, İslami semboller öne çıkarıldı, LGBT+ ve kadın hakları yok sayıldı.

Eğitim Bakanlığı’nın kitap yazarlarının haberi ve onayı olmadan yaptığı düzenleme, kamuoyunda tepki çekti.

Kitap yazarları, yapılan değişikliği yargıya taşıyabileceklerini açıkladı.

Eğitim Bakanlığı ise kitapların telif haklarının ödendiğini, bu nedenle yapılacak değişikliklere yönelik yeniden izin alınmasına gerek duyulmadığını kaydetti.

İlgili kitapların raporunu hazırlayanlardan İnsan Hakları ve Eşitlik Sekreteri Hamide Avcıbaşı, kitaplarda özellikle kadını yaralayıcı ifadeler kullanıldığına vurgu yaptı.

Ders kitaplarında pedagojik açıdan da sorunlar olduğunu belirten Avcıbaşı, “Sendika olarak eğitim programları ve kitapların din, dil, ırk, etnik köken, kültürel ve cinsel yönelim ayrımı yapmadan kapsayıcı bir şekilde düzenlenmesini savunuyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

Temel Eğitim Projesi Yürütücüsü Prof. Dr. Ahmet Pehlivan, “Küçük yaş grubundaki çocukların ders kitaplarında dini görseller olması gerekir mi? Gerekmez herhalde” şeklinde konuştu.

Pehlivan, görsellerin değişikliği için herhangi bir izin alınmadığını belirten Pehlivan, “Özellikle de kitapların yazarlarından izin alınması gerekiyordu” dedi.

Öte yandan söz konusu ders kitaplarının yazarlarından olan Eğitim Bilimci Ahmet Güneyli de

hem ideolojik hem de akademik açıdan ilkokul ders kitaplarında sıkıntılar olduğunu kaydetti, “Kitapta dini imgeler ve simgeler var.  Terminolojik hatalar da var. Herhangi bir ihtiyaç analizi ve sorun tespiti yapılmadan rastgele alelacele bir değişikliğe gidildi. Bu çok yanlış oldu” ifadelerine yer verdi.

Güneyli, sözlerine şöyle devam etti: Öğretmenler bir takım şeyleri eylem yaparak dile getiriyor ama bu ülkede artık bunun da faydası yok. Öğretmenler birlik olarak ‘Biz bu kitapları kullanmayacağız okullara göndermeyin’ diyebilirler. Bunun için eyleme gerek yok. Öğretmenler tarafından birlik olarak karar alınmasını bekliyorum.”

Ders kitaplarının yazarlarından Doğu Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi-Kadın Araştırmaları ve Eğitimi Merkezi (DAÜ-KAEM) Başkanı Süheyla Üçışık Erbilen de Sosyal Bilgiler 4. sınıf kitaplarında güncelleme adı altında bilgisi ve onayı olmadan değişiklik yapılmasını yıllar süren emeğe saygısızlık olarak nitelendirdi.

Üçışık, söz konusu değişikliği kabul etmediğini ve ilgililer hakkında gerekli yasal süreci başlatacağını duyurdu.

 

Bakanlık, “izin almaya” gerek yok dedi

Öte yandan Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Dairesi Müdürü  Murat Aktuğ, söz konusu kitapların telif haklarının ödendiğini, bu nedenle yapılan değişiklikle ilgili yeniden izin alınmasının söz konusu olmadığını kaydetti.

Aktuğ, “Toplumda LGBT aileler veya evlilik dışı çocuğu olan anneler de var, bu insanlar yerine dini motiflere dayalı anneler, aileler kullanıldı. Bu durumu nasıl yorumluyorsunuz?”  sorusuna, “Buna katılmıyorum” şeklinde yanıt verdi.

Ders kitaplarında farklı özellikleri olan aileler kullanıldığını vurgulayan Aktuğ, “Farklı renkleri olan aileler de kullanıldı. Ama öne çıkarılan yorum dinsel ağırlıklı oldu maalesef” değerlendirmesinde bulundu.


KİM NE DEDİ?

KTÖS İnsan Hakları ve Eşitlik Sekreteri Hamide Avcıbaşı:

“Kitapta kadını yaralayıcı ifadeler var”

İlgili kitapların raporunu hazırlayanlardan İnsan Hakları ve Eşitlik Sekreteri Hamide Avcıbaşı, kitaplarda özellikle kadını yaralayıcı ifadeler kullanıldığına vurgu yaptı, “Hindistan’la ilgili verdikleri örnekte ailede babanın sözünün geçtiği, annenin erkek çocuk verene kadar hiçbir ailede söz hakkı olmadığı, ailede anne erkek çocuk doğurduğunda erkek çocuğun çok yüceltildiği, annenin de bununla ilgili değer gördüğü ile ilgili ifadeler var” dedi.

Avcıbaşı, verilen örneklere objektif olarak bakıldığını ve bu örneklere karşıt bir görüşün kitapta yer almadığına dikkat çekerek “Bu da kesinlikle doğru değildir. Bu yapılan, bizim eleştirdiğimiz her şeyin karşısında duran bir şeydir” dedi.

Ders kitaplarında pedagojik açıdan da sorunlar olduğunu belirten Avcıbaşı, “TEPGEP projesi kapsamında 2015 yılında kitapları yazan komisyondaki akademisyenlerle konuştuğumuzda, değerlendirme için onlardan görüş alınmadığını, kitapların pedagojik olarak sıkıntılar içerdiğini de söylediler.” dedi.

Avcıbaşı, konuyu geniş anlamda değerlendirdiklerinde bakanlığın yine ben yaparım olur anlayışıyla anti-demokratik davrandığını, Eğitim şuralarında alınan kararları dikkate almadan kitaplarda keyfi değişikliğe gittiğini söyleyebiliriz” dedi.

 

“Aile tanımının güncellenmesini istiyoruz”

Okullarda 40 farklı ülkeden çocuğun eğitim gördüğüne dikkat çeken Hamide Avcıbaşı, “Hepsinin ailelerinin ayrı etnik, kültürel, dini değerli vardır. Kitapların içerisine onlarla ilgili hiçbir yenilik eklenmemiş” dedi.

Toplumdaki aile yapısının değiştiğini ve farklılaştığına işaret eden Avcıbaşı, “Yalnız ebeveynlerin olduğu ailelerimiz var. Bunların eklenmesini istiyoruz. Aile tanımının değişmesini istiyoruz. Sadece boşanmış aileler değil, bizim evlat edinilmiş ailelerimiz de var. Farklı aile yapılarından gelmiş çocuklarımız var. Baktığımızda bunlarla ilgili kitaplarda yeterli örnekler göremiyoruz” şeklinde konuştu.

Kitapta bulunan aile örneklerinin sadece Filistin ve Hindistan üzerinden verildiğini belirten Avcıbaşı,

“İkisinde de geniş aile modelleri var. Daha çok, ailede 3-4 çocuğun olduğu modeller ve ailelerin nine, teyze, hala, amcalarla birlikte yaşadığı modeller görülüyor. Bunları yücelten diller kullanılıyor ” dedi.

 

“Geniş rapor hazırlayacağız”

Avcıbaşı, raporun düzenlendiğini ve konuyla ilgili her kesimden görüş alınacağını kaydetti.

İçeriklerin eklenmesi ve çıkarılması noktasında bilimsel görüş alınacağına işaret eden Avcıbaşı, “Kitapların yeterli olup olmadığıyla ilgili psikologlarla ve akademisyenler ile birlikte çalışıp geniş bir rapor hazırlayacağız” dedi.

Her dönem için kitapların müfredatının değişen sisteme ayak uydurmak için düzenlenmesi gerektiğinin altını çizen Avcıbaşı, “Biz hiçbir zaman çeşitliliğe de karşı değiliz. Kitaplara çeşitlilik konulabilir ve biz de kitapların içerisinde farklılıkların bulunmasını istiyoruz. Bizler sendika olarak eğitim programları ve kitapların din, dil, ırk, etnik köken, kültürel ve cinsel yönelim ayrımı yapmadan kapsayıcı bir şekilde düzenlenmesini savunuyoruz.  Güncellenmiş kitapların içerisine baktığımızda ise bu sembollerden yalnızca biri olan dinin, onun da yüzlerce din içinden sadece birinin seçilmesinin iyi niyetli olmadığını düşünmekteyiz” ifadelerine yer verdi.


Temel Eğitim Projesi Yürütücüsü (TEPGEP) Prof. Dr. Ahmet Pehlivan:

“Küçük yaş grubundaki çocukların ders kitaplarında dini görseller olması gerekir mi?”

Temel Eğitim Projesi Yürütücüsü Prof. Dr. Ahmet Pehlivan, kitapların içeriğini henüz incelemediği ancak öğretmenler tarafından görsel gösterildiğini belirtti.

Pehlivan, “Küçük yaş grubundaki çocukların ders kitaplarında dini görseller olması gerekir mi? Gerekmez herhalde” şeklinde konuştu.

Dünyada başörtüsü kullanan insanların olduğuna işaret eden Pehlivan, “Eşitlikçi düşünmeye çalışıyorum” dedi.

 Görsellerin değişikliği için herhangi bir izin alınmadığını belirten Pehlivan, “Özellikle de kitapların yazarlarından izin alınması gerekiyordu” dedi.

Ahmet Pehlivan, içeriğin kitapta nasıl kullandığıyla ilgili rapor çıktıktan sonra uygun bulunmaması durumunda yazarlar da şikâyet ederse yargı yolu açılacağını kaydetti.


Eğitim Bilimci Ahmet Güneyli:

“Öğretmenlerin ‘Biz bu kitapları kullanmayacağız okullara göndermeyin’ demesini bekliyorum”

Söz konusu ders kitaplarının yazarlarından olan Eğitim Bilimci Ahmet Güneyli, kitaplara çok emek harcandığını ve titizlikle hazırlandığına vurgu yaparak “Yeni komisyonlar kuruldu. Yazarların bilgisi dışında, kontrolü ve onayı olmadan değişikliklere gidildi” dedi.

Hem ideolojik hem de akademik açıdan ilkokul ders kitaplarında sıkıntılar olduğunu kaydeden Güneyli, “Kitapta dini imgeler ve simgeler var.  Terminolojik hatalar da var. Herhangi bir ihtiyaç analizi ve sorun tespiti yapılmadan rastgele alelacele bir değişikliğe gidildi. Bu çok yanlış oldu” ifadelerine yer verdi.

Söz konusu kitapların son kontrolü yapılmadan, yazarların bilgisi dışında değişiklik yapıldığını ifade eden Güneyli, sözlerine şöyle devam etti: Öğretmenler bir takım şeyleri eylem yaparak dile getiriyor ama bu ülkede artık bunun da faydası yok. Öğretmenler birlik olarak ‘Biz bu kitapları kullanmayacağız okullara göndermeyin’ diyebilirler. Bunun için eyleme gerek yok. Öğretmenler tarafından birlik olarak karar alınmasını bekliyorum.”

Satır satır, sayfa sayfa bütün eksikliklerin ve yanlışlıkların rapor halinde ortaya konulacağına vurgu yapan Ahmet Güneyli “Kitap yazarları olarak ilk izlenimler bizi gerçekten gerdi ve mutsuz etti” dedi.


Ders kitaplarının yazarlarından DAÜ-KAEM Başkanı Süheyla Üçışık Erbilen:

“Yasal süreci başlatacağım”

Ders kitaplarının yazarlarından Doğu Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi-Kadın Araştırmaları ve Eğitimi Merkezi (DAÜ-KAEM) Başkanı Süheyla Üçışık Erbilen, Sosyal Bilgiler 4-5-6 ve 7. sınıf ders kitaplarından 4. sınıf kitaplarında güncelleme adı altında bilgisi ve onayı olmadan değişiklik yapılmasını yıllar süren emeğe saygısızlık olarak nitelendirdi.

Üçışık, söz konusu değişikliği kabul etmediğini ve ilgililer hakkında gerekli yasal süreci başlatacağını duyurdu.

Sosyal medyada açıklama yapan Üçışık,  2013 yılında başlatılan Temel Eğitim Program çerçevesinde akademik danışman ve yazar olarak görev aldığını sözlerine ekledi.


Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Dairesi Müdürü  Murat Aktuğ:

“Yazarlara telif hakları ödendi, tekrardan izin alınması söz konusu değil”

Ders kitaplarına gelen eleştirileri “farklı yorumlar” olarak değerlendiren Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Dairesi Müdürü  Murat Aktuğ “Biz her türlü yoruma saygı duyuyoruz” dedi.

Söz konusu kitapların bakanlığın kitapları olduğunu söyleyen Aktuğ, yazarların onayları olmadan yapılan değişikliklere tepki gösterdiğinin anımsatılması üzerine, “Kullanım süreleri içerisinde de yazarlara telif hakları ödenmiştir. Bu noktada tekrardan bir izin alınması gibi bir durum söz konusu değil” şeklinde konuştu.

“Toplumda LGBT aileler veya evlilik dışı çocuğu olan anneler de var, bu insanlar yerine dini motiflere dayalı anneler, aileler kullanıldı. Bu durumu nasıl yorumluyorsunuz?”  sorusuna, “Buna katılmıyorum” şeklinde yanıt verdi.

Ders kitaplarında farklı özellikleri olan aileler kullanıldığını vurgulayan Aktuğ, “Farklı renkleri olan aileler de kullanıldı. Ama öne çıkarılan yorum dinsel ağırlıklı oldu maalesef. Bu da bizim için üzücü. Kitaplardaki çalışmamızı toplumun farklı kesimlerini değerlendirerek yaptık. 65 tane kitap içerisinden, 1 kitaptan 1 resmin gündeme getirilmesi bizi üzdü” dedi.

Özel Haber Haberleri