Geçtiğimiz hafta sonu Kolej Giriş Sınavlarının ikinci basamağı yapıldı. Basında çıkan haberlere baktığımızda anne-babaların bu sınavla ilgili görüşleri hep olumsuz… Çocukları sınavda stres altında ezilen bazı anne-babaların kolej giriş sınavıyla ilgili söylediklerinden bazıları şunlar:
- Bir yıldır çocuğumun oyun oynama vakti yok.
- Çocukların yarış atı gibi yarış gibi yarıştırılması yerine başka çareler bulunmalı.
- Bu işler sınava bağlı olmamalı.
- Sınav ister tek oturum ister üç oturum olsun bu sisteme karşıyım.
Büyük bir açmaz değil mi? Bu sisteme karşıyız diyoruz ama çocuklarımızı o sistemin içine kendi ellerimizle itiveriyoruz… Eğitim bilimcilerin görüşleri de o yönde… Ancak yine de eğitim sistemimize derin yaralar açan bu sınavdan kurtulamıyoruz. Bütün bunları, bu sayfada çok yazdık, çok çizdik, çok tartıştık… Değişen pek bir şey olmadı.
Bir de başka ülkelerin eğitim sistemleri var… Geçtiğimiz günlerde tam da bu konu ile ilgili önemli bir fırsatım oldu. Finlandiya Eğitim Bakanlığı ve Dünya Bankası uzmanlarından Kari Pitkanen ülkemizdeydi. Eğitim dışında bir başka konu için buradaydı ama Finlandiya’dan hele de Eğitim Bakanlığı’ndan bir yetkili bulunca pek tabii ki eğitimi de konuşmamak olmazdı.
Finlandiya eğitim sistemi hakkında kısa bir bilgilendirme yaptıktan sonra Kari’ye sorduğum ilk soru şuydu: “Aslında Finlandiya Eğitim Sistemi modeli ile KKTC eğitim sistemi modeli arasında büyük farklar yok… Peki, ama biz büyük sorunlar yaşarken nasıl oluyor da Finlandiya Eğitim Sistemi dünyanın en iyisi olabiliyor? Gerçek fark nedir?”
Kari Pitkanen’in soruma verdiği yanıtın özeti şunlar oldu:
- Finlandiya Eğitim Sisteminde %100 işbirliği var. Öğretmenler sendikaları, yerel yönetimler ve eğitim bakanlığı arasında sıkı bir işbirliği var.
- Öğretmenlik mesleği ülkenin en saygın mesleğidir. Bu nedenle çok ilgi çekmekte ve önem verilmektedir. Öğretmenlerin pedagojik özgürlükleri var.
- Eğitim sistemindeki her şey “güven” üzerine kurulmuş. Tüm toplum eğitim sistemine güveniyor. Tek ve çok güçlü bir öğretmen sendikası olmasına rağmen, son yapılan grev 1983 yılındaydı.
Kari’ye sorduğun diğer soru da şu oldu: “Bizde sınav odaklı bir eğitim anlayışı var. Kolej Giriş Sınavı gibi eğitim sistemimize yaralar açan merkezi sınavlar var. Finlandiya eğitimin en büyük sorunu nedir?”
Kari’nin bu soruya verdiği yanıt ilk yanıtından daha da ilginçti…
- Finlandiya’da 16 yaşına kadar sınav diye bir şey yoktur. Ne okullarda, ne merkezi, ne de başka bir şekilde… Hatta ödev bile çok sınırlıdır. Sadece öğrencilerin katılmaları istenen bazı sosyal araştırmalar vardır. Finlandiya eğitiminde en büyük sorun okullar arasındaki öğrenci çıktılarının farklılaşmaya başlamış olmasıdır. Şu anda da bu farklılığı gidermek için çalışıyoruz.
Bizde değil okullararası farklılık, aynı okulda sınıflar arasında bile büyük farklılar var ve hiçbir şey yapmıyoruz. Bu yanıtlardan sonra eğitimdeki temel sorunlarımız daha açıkça ortaya çıktığını fark ettiniz mi?
1- Sınav odaklı bir sistem kurduk. Eğitimizdeki her şey sınavlara odaklı…
2- Toplum olarak eğitimimize güvenimiz kalmamış… Öğretmene, öğrenciye, anne-babaya, sendikaya, bakanlık yetkilisine hiç kimseye güvenimiz kalmamış… Kimse kimseye güvenmiyor… Eğitim sistemimiz güven vermiyor…
------------------------------------------------------------
Biliyor muydunuz?
Paranoyanın Böylesi: Matematik ve Arapça
NTV’nin haberine göre, Philadelphia'dan Syracuse şehrine seyahat eden ödüllü bir ekonomist, yan koltuğunda oturan kadın tarafından şikayet edilince uçaktan indirildi. Gerekçe ise kadının, 40 yaşındaki Guido Menzio'nun elindeki defterdeki matematik notlarını Arapça yazı zannetmesiydi.
Otuzlu yaşlarındaki kadın, İtalyan ekonomistin elindeki notları fark etmeden önce, başarılı ekonomistle sohbet etmek istedi. Ancak Menzio, Queen’s Üniversitesi'nde yapacağı konuşmaya hazırlandığı için kadını kısa cevaplarla geçiştirdi. Kısa süre sonra ise kadın bu kez kendiği yazdığı bir notu, yanına çağırdığı bir hostesin eline tutuşturdu. American Airlines şirketine ait 3950 sefer sayılı uçak henüz havalanmamıştı. Yolcular uçağın içinde yaklaşık yarım saat bekledi. Ardından da kadın, aynı hostes tarafından uçaktan indirildi.
Sorguya alınan Menzio'ya, yan koltuğundaki kadının şikayeti aktarıldı. Kadının iddiası, Menzio'nun "Arapça" notlarında, uçağın havaya uçurulmasına ilişkin bir planın olabileceği yönündeydi. Oysa notlardaki yazı Arapça değildi, bir diferansiyel denklemdi. Görevliler, Menzio'nun 40 yaşın altındaki en iyi İtalyan ekonomistlere verilen Carlo Alberto madalyası da bulunan başarılı bir ekonomist olduğunu öğrenince ise büyük utanç yaşadılar.
Uçaktaki diğer yolcuların da saatlerce bekletilmesine neden olayın ardından Menzio'yu şikayet eden kadın, ya utancından ya da halen devam eden korkusundan ötürü uçağa dönmedi.
--------------------------------------------------------------
Aklınızda Bulunsun
Şaka Gibi
Fotoğrafını gördünüz ve Almanya'dan uydu aracılığıyla izlenen orman kartalı, Afrika'dan Avrupa'ya göç ettiği sırada Hatay'da vuruldu. Almanya'nın başkenti Berlin'deki Dünya Yırtıcı Kuşları Araştırma Grubu görevlisi Dr. Bernd Meyburg ve ekibince uydu aracılığıyla izlenen Jan isimli küçük orman kartalının, Hatay'ın Samandağ ilçesinde avlanan kişilerce öldürüldüğü belirtildi.
Uydu vericisinin takıldığı 2013'ten beri Afrika'nın güneyi ile Polonya arasındaki göçleri düzenli kayıt altına alınan 'Jan' adlı erkek kartal, bu yıl ilkbahar göçünü tamamlayamadı. Mustafa Kemal Üniversitesi (MKÜ) Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şerafettin Kaya ve Dicle Üniversitesi ornitologlarından Prof. Dr. Murat Biricik Küçük orman kartalının, sırtındaki uydu vericisiyle ölü bulunduğunu açıkladı…