Yeni eğitim yılına sayılı günler kaldı. Hemen her öğretim yılı başında yaşananlar bu yıl da yaşanıyor; okullarda bina bakım ve alt yapı inşaatları, atanmak için sınav telaşı yaşayan öğretmen adayları, eğitim-öğretim uygulamalarına yönelik olarak belirlenmesi gereken ders programı hazırlığındaki okul yöneticileri ve daha fazlası… Bütün bunlar yeni bir eğitim yılına başlama uğraşlarıdır, olağandır hatta olması gerekendir.
Ancak esas üzerinde durulması gereken husus bütün bunların bir standarttı var mıdır? Daha açık bir ifadeyle; eğitim standartlarımız ne durumdadır ve eğitim adına yapılanların gerçekten bir standarttı var mıdır?
UNICEF’in “Çocuk Dostu Okul Kılavuzu” şu ifadeyle başlar; “Kalite hiç bir zaman tesadüfî değildir; her zaman akıllıca, bilinçli bir çabanın ürünüdür. Kalite, daha iyisini yaratma iradesidir.” Şüphesiz ki kaliteyi sağlama, standartlardan ödün vermemekle başlar. Peki, eğitimde kaliteyi elde etmek için belirlenmiş standartlarımız var mı?
Eğitim ortamları standartlarımız nedir? Yani, sınıflarımızın hacmi, güneş ışığını ve temiz havayı yeteri kadar alıyor mu? Öğrenciler kolaylıkla sınıfa girip-çıkabiliyorlar mı? Sıralar, sandalyeler, panolar ve diğer sınıf içi malzemeler ergonomik ve çocuk dostu mu? Her okulda yeterli sayıda, oranda ve donanımda; atölye, laboratuvar, oyun alanı, yeşil alan var mı? Okul koridorları, tuvaletleri, diğer ihtiyaç alanları öğrenci sayıları dikkate alarak mı yapılmıştır?
Eğitim- öğretim yöntemleri ve uygulamaları standartlarımız nedir? Her okulda ilgili öğretim programına uygun yöntem ve uygulamalar kullanılıyor mu? Bu konuda etkin bir denetim ve yönlendirme mevcut mu?
Sözün özü, yukarıdaki soruların herkes tarafından bilinen, açık, anlaşılır cevapları olması gerekliliği farkına varmaktır. Bunun için de yapılması gerekenler tartışmaya gerek bırakmayacak biçimde açıktır:
Çağdaş eğitim sistemlerinde kullanılan standart ve normları ‘’Eğitimde Toplam Kalite Yönetimi’’ anlayışını referans alarak ülkemizdeki koşulları da gözeterek uygulanabilir, değişim-gelişim ve iyileştirilmeye açık norm ve standartlar ortaya koymalı ve uyumu kontrol edilmelidir. Yoksa geçmişte yapılanların aynılarını yaparak yeni ve daha iyi sonuçların ortaya çıkmasını beklemek hayalcilikten öteye gitmeyecektir.
Bir ülkenin çocukları, o ülkenin kalkınabilmesi, gelişebilmesi ve çağdaşlaşması adına en önemli değerleridir. Ülke, geleceği adına bu denli bir öneme sahip olan çocukların, toplum içerisinde ruhsal, fiziksel ve de duygusal durumları dikkate almak zorundadır. Pedagoji, işte bu durumdan doğmuş bir bilim alanıdır. Eğitim adına yapılacak her şey pedagoji ilkelerini içermek zorundadır.
Aklınızda Bulunsun
Oxford’dan Online Dersler
Oxford Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi 2017-2018 eğitim yılı için tüm katılımcılara da açık kısa ders programlarını yayımladı. Yeni programda arkeoloji, programlama, matematik, yaratıcı yazarlık, psikoloji ve felsefe gibi birçok alanda 600’ün üzerinde ders yer alıyor. Alanında tanınmış Oxfordlu akademisyenler tarafından İngilizce olarak verilen derslere katılım ücretli...
Bu yıl eylülün başında başlayacak dersler tüm yıl boyunca ortalama iki aylık periyodlarla yapılıyor. Online olarak sunulan derslerin ücretleri 200 ila 300 Sterlin arasında değişiyor. Oxford’un alanlarında tanınmış akademisyenlerinin verdiği online dersler İngilizce olarak işleniyor.
Derslere kaydolan katılımcılar online ortamda kendilerine önerilen okumaları yapıyor, belirlenen konular üzerinde tartışma toplantılarına katılıyor veya dersi veren akademisyenle birebir olarak da iletişime geçerek soru yöneltebiliyor. Kısa online dersler Oxford Üniversitesi’nde ilgili alanda verilen derslerle büyük oranda benzer olarak işleniyor. Ayrıca katılımcıların kendilerine verilen okumalar ile proje ve ödevlerini de tamamlaması bekleniyor. Programla ilgili ayrıntılı bilgiye ‘www.conted.ox.ac.uk’ adresi üzerinden ulaşılabilir.
Biliyor muydunuz?
Ek Yerleştirme Yarın Bitiyor
2017 LYS sonuçları ile beraber üniversitelerde kayıt dönemi sonrasında boş kalan yaklaşık 373 bin kontenjan için ek yerleştirme tercihleri yarın (5 Eylül 2017) son buluyor.
Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) geçen yıllarda başarı sırası barajı getirdiği mühendislik, mimarlık ve öğretmenliklerde de dikkat çekici boşluklar oluşturdu. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi’nin (ÖSYM), ÖSYS Ek Yerleştirme Kılavuzu’na göre en fazla boş kontenjan devlet, vakıf ve KKTC üniversiteleri toplamında 8 bin 691 ile işletmede. Bunu 5 bin 435 ile iktisat ve 2 bin 356 ile bilgisayar ve öğretim teknolojileri öğretmenliği takip etti. Turizm işletmeciliğinde 1931 ve fen bilgisi öğretmenliğinde ise 1454 boş kontenjan oluştu.
Birçok vakıf, devlet ve KKTC üniversitesinde mühendislik programlarında büyük boşluklar oluştu. En fazla boş kontenjan 1.057 ile elektrik elektronik mühendisliğinde görülürken, bunu ikinci sırada 990 ile makine mühendisliği ve üçüncü sırada 904 ile inşaat mühendisliği takip etti. Gözde programlar arasında yer alan bilgisayar mühendisliğinde 809 boş kontenjan bulunurken, gıdada bu sayı 680 ve çevre mühendisliğinde ise 423 oldu.