Eğitimde devlet politikası oluşturma çabası

Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Cemal Özyiğit, eğitimde devlet politikası olması için çalıştıklarını söyledi.

Ödül AŞIK ÜLKER

Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Cemal Özyiğit, eğitimde devlet politikası olması için çalıştıklarını söyledi.
Özyiğit, bugüne kadar eğitimde hep anlık kararlar alındığını belirterek, “Biz böyle yapmayacağız. Tüm paydaşların içselleştireceği ortak olacağı bir anlayışımız var. Alınacak kararların, çalışmaların yasal zemine oturtulması için çalışıyoruz. Yani bir devlet politikası oluşturma çabasındayız” diye konuştu.
“En azından bizden sonra gelecek olanlar yasal değişiklik yaparak bazı adımları atmak durumunda kalacaklar” diyen Özyiğit, böylelikle hükümetlerin veya bakanların alacağı kararlarla eğitimde değişiklik yapılmasının önüne geçileceğine dikkat çekti.
Bir yandan eğitimi bilimsel anlamda ülke gerçekleri ve dünyadaki örnekleri göz önüne alarak yeniden yapılandırma çalışmaları yaptıklarını, diğer yandan da yasal çalışmaları sürdürdüklerini anlatan Özyiğit, yapılan çalışmalar hakkında YeniDüzen’in sorularını yanıtladı.

Vizyon 2030...

Soru: Bir eğitim yılı daha geride kalıyor. Bakanlığınız döneminde neler yaptınız?

Özyiğit: Göreve başlar başlamaz eğitimde yeni bir vizyon “Vizyon 2030” diye bir yaklaşım ortaya koyduk. Bu doğrultuda çalışmalar yaptık, 2017-2018 ders yılının sonunda, hem velilere hem de öğretmenlere yönelik anket formlarını okullara gönderdik. Sistemde şikayet ettikleri konuları sorduk ve önerileri istedik. 2018 yazında toplanan verileri uzmanlarla değerlendirdik ve yol haritasını belirledik. Ancak ders yılı başında kitapların zamanında basılamaması, kadroların zamanında alınamaması gibi bazı sıkıntılar yaşadık. Bu eksiklikler daha acil olarak önümüzde durduğu için öncelikle bunlarla ilgili adımlar atmaya çalıştık. Bunları tamamlayınca çalışmalarımızı yeniden hızlandırdık. Şimdilerde konu üzerinde ciddi bir çalışma yürütmekteyiz.

Olayın iki boyutu var. Bir yandan eğitimi bilimsel anlamda ülke gerçekleri ve dünyadaki örnekleri de göz önüne alarak yeniden yapılandırma çalışmaları yapılıyor ki, bu çalışmalar teknik düzeyde son aşamaya geldi. Diğer yandan da yasal çalışmalar var. İlgili sendikalarla istişare edilerek bazı adımlar attık, uzmanlarla yaptığımız çalışmalar var. Örneğin öğretmenlerin yükselme tüzüğünde değişiklik yaptık. Öğretmen kadrolarının sayılarının artırılması konusunda değişiklik yaptık, Bakanlar Kurulu’ndan geçti, Meclis’e sevk edildi. Gündemimizde Özel Eğitim Yasası ve ona bağlı tüzükler var. Artık bunda da sona gelindi,  hukukçudan gerekli görüşleri alınca Bakanlar Kurulu’na götüreceğim. Bu yasayla özel eğitim merkezleri daha etkin denetlenecek. Çıraklık Yasası, Mesleki Yeterlilik Yasası çalışmaları sürüyor. Öğretmenler Disiplin Tüzüğü, Öğretmenler Nakil Tüzüğü, Sınıf Geçme Esasları da hazırlanmıştır.

Ortaokulda sınıfta kalma...

Ortaokulda sınıfta kalma konusunu gündeme getirirken amacımız çocuklarımızı engellemek değildir. Kalma olduğunu hatırlatarak motivasyonlarını artırmayı amaçlıyoruz. Çıraklık eğitimine yönlendirerek, ileride diplomalı işsizler ordusuna katılmak yerine, ekonomiye, üretime katkı sağlamalarını amaçlıyoruz.

Talim Terbiye Dairesi’nin yeniden yapılandırılması için yasal hazırlığımız son aşamadadır. Bu yasal düzenlemeler konusunda önümüzdeki günlerde Bakanlar Kurulu ve Meclis süreci başlayacak. Bütün çalışmalarımızı hem eğitimde yeni yaklaşımlar, hem de ilgili yasal mevzuatın tamamlanması yönünde yapıyoruz. Ayrıca bizden önce 1’inci sınıftan 8’inci sınıflara kadar hazırlanan kitaplardan eksik olan üçüncü ve sekizinci sınıf kitapları  tamamlandı, basıldı ve eğitime kazandırıldı.

Üniversiteye girişte merkezi sınav...

Yüksek öğretimde de önemli çalışmalarımız oldu. Öğrencilerin önemli bir bölümü buraya üçüncü ülkelerden geliyor, gerçekten öğrenci midirler? Bu çerçevede Öğrenci Kayıt Kabul Sistemi üzerinde çalıştık ve tüzüğü kısa sürede Bakanlar Kurulu’ndan geçirdik. Bu özellikle üçüncü ülkelerden gelenlerle alakalıdır. Türkiye’den öğrenciler ülkemize ÖSYM üzerinden geliyor. Buradaki gençler her üniversitenin açtığı ayrı ayrı sınavlarla okullara alınıyor. Bu konuda da bir çalışmamız var. Merkezi sınavla öğrenci alınması konusunu gelecek yıl uygulamak istiyoruz. Üçüncü ülkelerden gelen gençlerin de kendi ülkelerindeki eğitim sistemi baz alınarak, belirlenen seviyeye göre ülkemizdeki üniversitelere yertleştirilmesi uygulaması var. Bu 2018-2019 yılında bize önemli bir kazanım sağladı. Daha önceden gelen öğrencilerle ilgili bazı sıkıntılar zaman zaman yaşanıyor. Onlarla ilgili olarak da Çalışma Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, polis muhaceretle birlikte çalışıp Yüksek Öğrenim Kayıt ve Bilgi Sistemi’ni getirdik ve ilk defa öğrencilerle ilgili gerçek anlamda bir kayıt sistemimiz oldu.

Ülkemizde üniversitelere kayıtlı 102 bin öğrenci var, 55 bin Türkiye’den, 35 bin üçüncü ülkelerden ve 12 bin de bizim çocuklarımız. Baktık ki bunların 85 bini fiiliyatta aktif olarak öğrenci, pasif öğrenciler de devam mecburiyeti olmayan bölümlerdeki öğrenciler, alttan dersi olan sadece sınavlara gelen öğrencilerdir. Pasif öğrencilerle ilgili de detaylı bilgi istendi. Dolayısıyla her şey kayıt altına alınıyor. Bu süreçte ciddi adımlar atılmıştır, yola daha emin adımlarla devam ediyoruz.

Müfredat...

Soru: Müfredatın iyileştirilmesi, çevre ve trafik derslerinin müfredata konulması konusunda durum nedir?

Özyiğit: İlkokul birinci sınıftan ortaokul son sınıfa kadar tüm derslerin müfredatı ve ders kitapları yeni eğitim yaklaşımları, yerel ve evrensel değerleri de içine alan bir anlayışla ülkemizin akademisyenleri, uzmanları ve öğretmenleri tarafından hazırlanmış ve sistemimize dahil edilmiştir. Hem hazırlanan bu müfredatların, hem de lise kademesindeki derslerimizin müfredatları için gözden geçirme ve yeniden güncellenme çalışmalarımız devam ediyor. Trafik ve çevre önem verdiğimiz konuların başında gelmektedir. Trafik, tüm müfredatların ara disiplinlerinden birisi haline getirilmiştir. Başka bir ifadeyle Trafik; Türkçe, Hayat Bilgisi,  Sosyal Bilgiler, Fen Bilgisi kısacası tüm derslerin içerisinde ünite, tema ve başlıklarla işlenmektedir. Öte yandan anaokulu, ilkokul birinci, ikinci ve üçüncü sınıflar için “Trafik Güvenliği Eğitimi – Öğretmen El Kitabı” hazırlanmış ve kullanılmaya başlanmıştır. Dördüncü ve beşinci sınıflar için de önümüzdeki öğretim yılında kullanılmaya başlanacaktır. Çevre bilinci kapsamında ise bilindiği gibi bu yıl dokuzuncu sınıflarda “Ekoloji ve Çevre” dersi zorunlu hale getirilmiştir. Bunun yanı sıra önümüzdeki öğretim yılından itibaren ilkokul kademesi için “Ekolojik Etkinlikler Kılavuzu”, ortaokul kademesi için “Önemli Doğal Alanlarımız”, lise kademesi için “Biyolojik Çeşitlilik Rehberi” eğitim materyalleri sistemimize dahil olacak.

Kolej sınavı kalkacak mı?

Soru: Kolejler konusunda nasıl bir çalışmanız var?         

Özyiğit: Kolejlerle ilgili çok ciddi bir hazırlığımız var, yeni bir yaklaşım getirmeye çalışıyoruz. Bize hep “kolej sınavını kaldıracak mısınız” diye soruluyor, kolej sınavlarının mevcut haliyle çocuklarımız üzerinde çok olumsuz etkisi vardır. Eğitim ezberci bir anlayışa endekslendi. Yarışmacı sınavlar değil, başarıyı, gelinen aşamaya ölçecek, çocuğun ilgi ve yeteneklerini açığa çıkaracak bir sistem hedefliyoruz. Bu konuda uzmanlar çalışıyor. Temel fark konuya yaklaşımımızdır. Çalışmalarımız tamamlanınca gelinen aşamayla ilgili kamuoyuyla detaylı bir paylaşım yapacağız.

Tam gün eğitim...

Soru: Tam gün eğitim de üzerinde durduğunuz bir konu. Mali kaynak ve altyapı eksikliğine dikkat çekiyorsunuz. Bu konuda bir gelişme var mı?      

Özyiğit: Geçmişte Şht. Ertuğrul İlkokulu’nda müdür olduğum dönemde bunun belirli bir süre uygulamasını yapmıştık. Ancak bu altyapı tamamlanmadan olmaz, maalesef devletimizde ciddi bir ekonomik sıkıntı var. Bu nedenle adım adım gitmek istiyoruz. Yeni ders yılında hedefimiz önce özel eğitim okulları ve okul öncesinde tam günü uygulamaktır. Bu konuda ciddi bir çalışma içindeyiz. Hatta özel eğitimde tam gün eğitim müfredatı, programı çıkmıştır. Eksik kadro sayısını belirledik, onu alabilme uğraşı veriyoruz, bunu tamamlama hedefindeyiz. Bunu tamamlayınca özel eğitimde tam gün uygulanacak, yeni ders yılında uygulamak istiyoruz. Bir yandan alt yapı eksikliklerini gidermeye çalışıyoruz, bir yandan da kadro eksikliklerini. 

Okul öncesinde uzun yıllardır 5 yaş vardır ve 5 yaşta okullaşma oranı neredeyse %100’dür. 4 yaşı da %100 yapmak istiyoruz ki şu anda devlette %40 bile değil, özel okullara gidenlerle birlikte 4 yaşta okullaşma oranı %70-80 civarındadır. 4 ve 5 yaşı kapsayacak tam gün eğitim uygulaması hedefi var. 4 yaşta öğretmen yardımcısı statüsü var. Uzun yıllar, bizden önce de  kadro alımı konusunda çalışmalar yapıldı ama bu tam sağlanamadı. 63 kişi şu anda bu alanda bu görevi yapıyor ama ya okul aile birlikleri ya da belirli platformların desteğiyle bu hizmeti verebiliyor ki pek çoğunun da güvenceleri düzgün yatırılmıyor. Onları da devlet güvencesi altına alma planımız var.

 Aslında son yıllarda, özellikle Lefkoşa’da yapılan müstakil anaokullarda ciddi altyapı vardır. En azından oralarda da öğretmen kadrolarının dağılımının yeniden düzenlenmesi, altyapılarda çok az bir iyileştirmeyle okul öncesinde de tam gün eğitimi uygulayabiliriz diye düşünüyorum. Bunun için de arkadaşlarımız çalışıyor. Yeni ders yılında özel eğitim ve okul öncesinde tam gün eğitime başlama hedefimiz var, durum kısa süre sonra netleşecek ve kamuoyuyla paylaşılacak.

Diğer devlet okullarında şu anda çeşitli adlarda kurslar yapılmaktadır. Yeterli midir? Maalesef değil, hala daha özel derslere, dershanelere, etüt merkezlerine giden öğrenciler var. Onları da okula almaya çalışıyoruz. Yeni ders yılında ilk nazarda hedefimiz o kursların, o desteklerin okulda verilmesidir. Bu bir adımdır, arzumuz gerekli altyapı tamamlandıktan sonra önümüzdeki yıllarda tam anlamıyla tam gün eğitim uygulamaktır.

Eğitim yanında çocuklarımızın sağlıklı gelişimi, dengeli beslenmesi de bizim temel yaklaşımımızdır. Tam gün eğitimde uygulama aşamasına gelinince yemekler etkin şekilde denetlenecek. Buna doğru bir adım olarak süt kampanyası başlattık. Bu bağlamda geçtiğimiz haftadan başlayarak, 2019-2020 eğitim yılını de içerecek şekilde okul öncesi, anaokul, ilkokul ve özel ğitim okullarında bu uygulamaya girdik. Yeni ders yılında başka yerli ürünleri de sütün yanına eklemeyi amaçlıyoruz.

Eksik öğretmen kadrosu ve okul binası...

Soru: Eksik öğretmen kadrosu ve özellikle Girne için gündeme getirilen eksik okul konusunda durum nedir?           

Özyiğit: Ders yılı başında kadroları zamanında alamadık, bir takım sıkıntılar oldu. Türkiye ile daha önce imzalanan norm kadro meselesinden dolayı ilk nazarda bize ayrılan kadro sayısı oldukça düşüktü, uğraşlar sonunda bunu artırdık, beklenen sayıya ulaştık ama zaman aldı. Hatta özellikle belirli yerlerde ilkokullarımızdaki öğretmen açığını AÖA son sınıf öğrencileriyle doldurduk. Onlara da bir kez daha teşekkür ediyorum, bu işe gerçekten hazır olduklarını gösterdiler. Açık ilkokullarda böyle giderildi ama orta eğitimde sınavların zamanında yapılamaması, kadroların zamanında alınamaması nedeniyle bazı aksamalar oldu. En azından göreve başladıkları andan itibaren hiçbir öğretmen bir okuldan alınıp başka okula verilmedi. Merkezlerin doldurulması uzak bölgelerin boşaltılması söz konusu olmadı.

Kadrolarda zaman zaman eksiklik neden çıkıyor? Bu konuda benim de şikayetim var, hükümette de söylüyorum. Konu personel dairesine gidiyor, yetki verilmesi zaman alıyor. Emekliye çıkanlar, doğum iznine, hastalık iznine çıkanlar oluyor. Yetkinin zamanında verilmesi lazım. Yetkiler zamanında verilmiyor, bu defa genç öğretmenleri sözleşmeli geçici öğretmen olarak alıyoruz, yetki ardından geliyor, bu sürede biz gençleri bir süre angarya çalıştırmış gibi oluyoruz, ben bundan rahatsızlık duyuyorum. Dolayısıyla bu hantal bürokratik yapının da bir an önce kırılması gerekir ki eksiklikler daha kısa sürede giderilebilsin. Bu konuda uğraşlarımızı sürdürüyoruz.

Konunun iki boyutu var. İlkokullarda sınava girip de atanmayan sırada bekleyen öğretmen yok ama ortaokullarda var. Nitekim geçtiğimiz günlerde müdür, müdür muavinliği terfilerinden sonra bir miktar kadro alınıp sırada bekleyen öğretmenlerden, uzun süreden sonra, atama yapıldı. Bazı düzenlemeler daha vardır ve önümüzdeki günlerde bir grup atamanın daha yapılmasını bekliyoruz. İlkokullarda direkt geçici alınacak, en azından bunlarla ilgili yetki almak ve hemen göreve başlamalarını sağlayalım istiyoruz.

Yeni okul binaları...

Yeni okul yapımı konusunda önümüzdeki günlerde topluma bazı müjdeli haberlerim olacak. Bütçemizdeki kaynaklar doğrultusunda özellikle Girne bölgesinde, İskele ve Lefkoşa’da bazı yeni okul yapımı konusunda çalışmalarımız var. Girne’de bir ilkokul, Lefkoşa’da bir ilkokul ve bir özel eğitim merkezi, İskele’de de Bekirpaşa Lisesi’nin içine sıkıştırılmış koleje ayrı bir bina yapılması konusunda son aşamaya gelen bazı girişimlerimiz var. Önümüzdeki günlerde çok büyük ihtimalle bazı müjdeleri verecek duruma geleceğiz.

Bu arada biliyorsunuz, eğitim yılı başında Girne Beylerbeyi’nde,1976 yılından itibaren, 90’lı yıllara kadar, ilkokul olarak hizmet veren ve daha sonra okulların merkezileştirilmesi projesi kapsamında kapatılan ilkokul binası girişimlerimiz sonucu bir iş insanı tarafından restore edilerek eğitim öğretime yeniden kazandırıldı. Bunun mutluluğunu yaşarken, diğer yandan da yine daha önce de açıkladığımız gibi ders yılı başında Haspolat Meslek Lisesi ile ilgili bilgimize bir rapor geldi. Daha önceki dönemlere ait olan ve 4 şiddetli bir depremde bile yıkılma tehlikesi içeren okulla ilgili hemen harekete geçtik. Orada okuyan çocuklarımızı geçici olarak Hala Sultan İlahiyat Kolejine taşıdık ve yeni okul yapımı ile ilgili çalışmalara başladık. İhale süreci tamamlanmış olup, okul inşaatı eski Bayraktar Ortaokulu’nun olduğu arazi üzerinde başlamış durumdadır. Yeni eğitim-öğretim yılına bu okulumuz da hazır olacaktır. 

Soru: Okulların tadilatı konusu her eğitim yılı başında kriz olur, okullar açılır, tadilatlar devam eder. Bu yıl yaz aylarında bunları tamamlama konusunda planlama yaptınız mı ve bunun için kaynak var mı?

Özyiğit: Evet bu konudaki çalışmalarımıza şimdiden başladık ve ciddi bir çalışma yapıyoruz. Ancak diğer yandan da bütçede bir takım sıkıntılar olduğu da bir gerçekliktir. Bütçe olanakları çerçevesinde gerekli tamir ve bakımı yapmak için kolları sıvadık. Sevindirici şey, belediyelerle bu konularda işbirliği yapıyor olmamızdır. Bu işbirliği ve güçbirliği devam edecek ve bu yaz da gerekli tamir ve bakım yapılacak.

“Muhalefetteyken ne söylediysek onun arkasındayız”

Soru: Göç Yasası’nın yarattığı rahatsızlık devam ediyor. KTOEÖS’ün geçtiğimiz günlerde bir eylemi oldu. Bu konuda duruşunuz nedir?  

Özyiğit: KTOEÖS meclise de geldi, parti başkanlarıyla da tek tek görüştüler. Biz muhalefetteyken ne söylediysek onun arkasındayız ama devletin olanaklarını da doğru değerlendirmek gerekiyor. Biz göreve geldikten sonra alt baremdeki, özellikle göç yasası dediğimiz 47/2010 kapsamında işe başlayanlara, daha yüksek oranda artış verilmesi ve bu bağlamda uçurumun giderek kapanması doğrultusunda adımlar attık. Dikkat edilirse artık gelinen noktada maaşlar arasında ciddi bir fark yoktur, sadece özlük hakları konusunda sıkıntılar devam ediyor. Temel yaklaşım anomalilerin giderilmesidir. Kamu reformuyla bazı adımların atılabileceğini düşünüyoruz, elbette tam istenen nokta sağlanamayabilir. Bu konuda sendikalarımızın da görüş ve önerileri var. Biz bunlara açığız, onlarla ilgili de gerekli çalışmaları elbirliğiyle, uzlaşı arayarak sürdüreceğiz. Hepimiz bu ülkede yaşıyoruz, eşit işe eşit ücret prensibi bizim de temel hedefimizdir. Olanaklar ölçüsünde bunu süreç içerisinde sağlayıp bu ayıbın ortadan kaldırılması için çalışmaya devam edeceğiz.


“İlahiyat Koleji Eğitim Bakanlığı’nın kontrolündedir”

Soru: Hala Sultan İlahiyat Koleji’nin nasıl yönetildiği konusunda siz de endişelerinizi dile getirmiştiniz, okul aile birliğinin, vakfın yönetimi ele geçirdiğine dair eleştiriler vardı. Siz göreve geldikten sonra Hala Sultan İlahiyat Koleji’nin bilimsel, demokratik ve laiklik anlayışına göre yeniden yapılandırılacağını söylemiştiniz. Bu konuda adım atıldı mı? Okul, Eğitim Bakanlığı’na bağlı bir okuldur ama kimin kontrolündedir?

Özyiğit: Eğitim Bakanlığı’nın kontrolündedir, diğer okullarda olduğu gibi orada da zaman zaman denetimlerimizi sürdürüyoruz. Süreç içerisinde orada veya bazı başka devlet okullarında dönem dönem okul aile birliği ile okul yönetimi arasında öne çıkma hamleleri olabiliyor. Okulları devlet tarafından o görevlere getirilen okul yöneticileri yönetir. Okul aile birliklerinin görevi onlara destek olmak, kaynak ihtiyacı, görüş ve öneriler doğrultusunda işbirliği yapmaktır. Hala Sultan İlahiyat Koleji’nin müdürü geçmişte ateşe olarak yurtdışında görevlendirildi, o dönemde başka bir müdür görevlendirilene kadar, o boşlukta okul aile birliği öne çıkar gibi oldu, şimdilerde o sıkıntı ortadan kalktı, uyumlu bir işbirliği var. Son dönemde orayla ilgili ciddi bir sıkıntı olmadı.

Soru: Hala Sultan İlahiyat Koleji’nin bilimsel, demokratik ve laiklik anlayışına daha uygun bir okul olduğunu söyleyebilir miyiz?

Özyiğit: Bu konuda ciddi ilerlemeler var. Uzun yıllar sonra Hala Sultan İlahiyat Koleji’ne ilk defa kendi ülkemizden ilahiyat mezunu öğretmenleri görevlendirdik. Okul idaresi, öğretmenler ve okul aile birliği ile zaman zaman görüşüyoruz, uyum içerisinde olması gereken noktaya geleceğini düşünüyorum.

Soru: Başka bir İlahiyat Koleji planınız da yok.

Özyiğit: Okul ihtiyacımız var ama ilahiyat kolejine değil.

Din dersleri zorunlu mu?

Soru: Din derslerinin seçmeli olması konusunu gündeme getirmiştiniz. Hem çok destekleyenler hem de çok tepki verenler olmuştu...    

Özyiğit: Aslında ders yılı başında bu konuda adım attık. Tam olarak Finlandiya’daki uygulamayı aldık. Orada veliler ortaokul düzeyinde çocuklarının din dersi almasını tercih etmiyorsa, yerine seçmeli başka bir ders almayı istemesi halinde, bir yazı ile okul idaresine başvurur ve bunu sağlar. Biz de tam bunun aynısını yaptık. Okul idareleri zamanında ve yeterince duyurdu mu, bu konuda bazı eksiklikler olabilir. Dersi alma konusunda herhangi bir zorlama da yoktur.

Kur’an kursları...

Soru: Yaz ayları geliyor. Her yaz camilerde denetimsiz Kur’an kursları yapılıyor. Bu konuda bir önlem alındı mı? Bu yaz Kur’an kursları yine manşetlerde olacak mı?

Özyiğit: Olmamasını arzu ediyoruz. Buradan sendikalara da bir çağrıda bulunmak istiyorum. Gelin okullarımızı birlikte, belediyelerle, kültür dernekleriyle işbirliği içerisinde çocuklarımıza açalım, eğitici, sosyal ve kültürel aktiviteler yapalım. Biz gereğini yapalım.

Soru: Eğitimin devlet politikası olması gerektiği hep söylenir. Bu bahsettikleriniz ışığında sizden sonra eğitim devlet politikası haline dönüşebilecek mi?

Özyiğit: Eğitimde bugüne kadar hep anlık kararlar alındı, koalisyon ortaklarının bile onayının olmadığı dönemler olduğunu da gördük. Biz böyle yapmayacağız. Tüm paydaşların içselleştireceği ortak olacağı bir anlayışımız var. Alınacak kararların, çalışmaların yasal zemine oturtulması için çalışıyoruz. Yani bir devlet politikası oluşturma çabasındayız. En azından bizden sonra gelecek olanlar yasal değişiklik yaparak bazı adımları atmak durumunda kalacaklar. Hükümetin veya bakanın alacağı kararla değil, halkla tartışarak, mecliste görüşerek bazı değişiklikler yapılabilmesini amaçlıyoruz.

Röportaj Haberleri