Eğitimde Dönüşüm İhtiyacı

Salih Sarpten

Eğitim sistemimiz birçok açıdan eleştiril alıyor. Tam gün eğitimden özel eğitime, okulların alt yapısından kolej giriş sınavına, sanat eğitiminden spor eğitimine, eğitim standartlarından sınıf içi uygulamalara kadar birçok sorundan aynı oranda söz etmek mümkündür.

Hem kamu liselerimizden hem de özel okullarımızdan muzun olan önemsenecek başarılı öğrencilerimiz var. Hazır bulunuş düzeyleri yüksek, becerileri gelişmiş, akademik bilgileri son derece yetkin öğrencilerimiz var. Bu öğrencilerimiz ülkemizde, Türkiye’de veya diğer ülkelerdeki birçok saygın üniversiteden kabul alabiliyor. Yani öğrencilerimiz bireysel olarak başarıyı elde edebiliyorlar. Ne var ki bunu toplumsal bir başarı öyküsü haline getirecek kaliteli bir eğitim sistemine sahip olmadığımız da tartışmaya gerek bırakmayacak biçimde orta yerde duruyor

Dahası bu öğrencilerin varlığına bakarak eğitimdeki başarıyı hâlâ üniversiteye giriş üzerinden değerlendiriyoruz. Oysa öğrenci okumak istediği her alanda kayıt yaptırabileceği bir yükseköğretim programı bulabiliyor. Kısacası liseden mezun olan her öğrenci başarılı olup olmayacağına ya da hazır bulunuş düzeyine uygun olup olmadığına bakmaksızın dilediği üniversite programlarına kayıt yaptırabiliyor. Yani eğitim sisteminin başarısını üniversiteye giriş üzerinden değerlendirmek anlamını yitiriyor…

Eğitimde başarı kendi başına olmuyor. Bu anlamda atılması gereken adımlar var. Görünen o ki, atılması gereken ilk ve en önemli adım eğitimin ihtiyaç duyduğu dönüşümü fark edebilmektir. Hem çağın zorunlu kıldığı hem de Covid-19 Pandemisinin bize öğrettikleri var. Ortaya çıkan yeni ihtiyaçlar var.

Eğitimin ihtiyaç duyduğu dönüşümü, geçmişte yaptıklarımızı tekrar ederek sağlayamayacağımız açıktır. Bu konuda ısrar etmek çocuklarımızın eğitime, okula ve öğrenmeye karşı yabancılaşmasına, aralarından bireysel olarak başarılı olanlar çıksa bile toplumsal olarak başarılı olamamamıza neden olacaktır.

Bugünün dünyası dünkünden çok farklı olduğu gibi, yarının dünyasının da bugünkünden çok daha farklı olacaktır. Geleceğin dünyası, düşünen, öznel çözüm önerileri bulan, fark yaratan, hayal kurabilenlerin dünyasıdır. Oysa eğitim sistemimiz çocuklarımıza, gençlerimize düşünmeyi, hayal kurmayı, geleceğe özgüvenle bakmayı öğretmekten çok uzaktadır. Eğitim dediğimiz açık sistem ülkedeki kurulu yapının aynasıdır. Kanımca sırf bu neden bile eğitimde dönüşümün gerekliliğini kaçınılmaz kılmaktadır.


Buraya Dikkat

İşlerin Geleceği Hakkında Önemli 5 Şey

Yeni nesil kafası taşıyan gençler, geleceğe giden yolda bir üniversite diplomasının işe yarayacağına ve diploma sahibi olmanın kendilerine saygın bir yaşam sunacak bir işi garanti edeceğine inanmıyorlar. Ayrıca diploma sahibi olmaya giden yolun, onları kendilerine ilginç gelen konulardan uzaklaştırdığını yaşayarak görüyor ve bunlardan vazgeçmek için katlanacakları özverinin de elde edecekleri sonuca değmeyeceğini düşünüyorlar.

Yeni nesil kafasının farkında olduğu 5 şey:

  1. Yüksek hızlı mobil internet, yapay zeka, büyük veri analitiği ve bulut teknolojisi yakın geleceğimizin en önemli çalışma alanları olacak.
  2. Küresel olarak büyük firmaların bünyelerinde; günümüzde yeni ortaya çıkan meslekler büyük bir hızla artarken, teknolojik eskimeden etkilenen iş kolları da aynı oranda azalıyor.
  3. İnsanlar, makineler ve algoritmalar arasındaki işbölümü hızla değişiyor
  4. İşyerinde yeni görevler yeni becerilere olan talebi arttırıyor
  5. Hepimizin yaşam boyu öğrenici olması gerekecek.

Anlayana Gülmece

Tünel İnşaatı

Bir boğaza, tünel yapılması gerekmektedir ve bununla ilgili ihale açılır. İhalenin en önemli kriteri tüneli erken bitirmektir. İhaleye giren firmalar ise Japon, Fransız ve Türk şirketleridir. Firmalara görüşmeler başlar:

İlk olarak Fransız firma çağrılır… Fransızlar;

  • "Biz, erken bitirmek için iki yakadan kazmaya başlarız ortada en fazla bir metre hata ile buluşuruz, o da hemen düzeltilir, önemli bir şey değil." Diye görüş veriler

İkinci sırada Japonlar vardır… Japonlar;

  • "Biz de iki yakadan başlarız ortada en fazla on santim hata ile buluşuruz, nerdeyse kusursuz olur." der.

Yetkililer bu habere çok sevinmiş, sıra ise Türk firmaya gelmiştir… Türkler;

  • "Valla biz de iki yakadan başlarız ortada buluştuk! Buluştuk!, buluşamazsak iki tane tüneliniz olur."