Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Burak Maviş, geride kalan 2023-2024 öğretim yılını değerlendirdi, Eylül ayında başlayacak 2024-2025 öğretim yılı için taleplerini sıraladı.
Geride kalan sezonda öğretmenlerin büyük bir özveriyle çalıştığını aktaran Maviş, hükümetin aynı özveriyi göstermediğini söyledi.
"Eğitim sistemi ve eğitim bütçesi acil durum alarmı vermektedir" diyen Maviş, yeni eğitim yılı için 13 yeni okul projesinin hayata geçirilmesini talep etti.
Burak Maviş açıklamasının devamında "Eğitimde kalıcı bir reform yapılmak isteniyorsa, çözüm bellidir: tüm paydaşların katkısıyla hazırlanacak uzun vadeli bir ortak strateji." ifadelerini kullandı.
Maviş'in açıklaması şöyle:
Zorlu bir eğitim yılını geride bırakırken, baskılara, itibarsızlaştırmalara ve saldırılara rağmen öğretmenlerimiz ve okul idarecilerimiz ellerini taşın altına koyarak büyük bir özveriyle çalıştılar. Neredeyse hiçbir yardım almadan eğitim gemisini yüzdürerek hem öğrencilerimize hem de nitelikli kamusal eğitime umut oldular.
Eğitim sistemimiz, son yıllarda ekonomik krizlerin sonuçları yanında hükümetlerin vizyon, nitelik ve liyakat eksikliğine de katlanmak zorunda kalmıştır. Sendika olarak görev ve sorumluluklarımızın bilincinde çalışmaya devam ederken, aynı duyarlılığı Eğitim Bakanlığı yetkililerinden de beklemekteyiz.
Eylül ayında yeni eğitim yılı öncesi yapılması gerekenler bugünden bilinmektedir. Eğitim Bakanlığı, nitelikli kamusal eğitim sorumluluğunu yerine getirmek için bugüne kadar yapmadığı çalışmaları yapmalı, sendikalar ve diğer paydaşlarla oturup bir yol haritası belirlemelidir.
Okullarımızda gerçekleştirdiğimiz araştırmalar, geçtiğimiz eğitim yılında uygulaması başlatılmış olan öğleden sonra iki gün eğitsel etkinlik yapılan sistemi genel olarak verimsiz bulunduğunu, bu sistemin kesinlikle gözden geçirilmesi ve iyileştirilmesi gerektiğini göstermektedir. Sistemin sürdürülebilirliğine dair genel bir memnuniyetsizlik, mevcut uygulamanın uzun vadeli etkinliği ve verimliliği konusunda ciddi soruları gündeme getirmektedir. Sonuç olarak, öğleden sonra iki gün eğitsel etkinlik yapılan sistemin sürdürülebilirliği, mevcut sorunların ve eksikliklerin ele alınmasıyla mümkün olabilir.
Pilot uygulama, ön hazırlık, okulların alt yapı ve fiziksel ihtiyaçların giderilmesi, yemek ve benzeri öğrenci ihtiyaçlarının çözümlenmesi, öğretmen haklarının gözetilmesi, yeterli sayıda kadrolu öğretmen bulunması gibi faktörlerin bu uygulamanın başarılı olması için elzem olduğu ortadadır.
Özellikle okul nüfusları ve sınıflardaki öğrenci sayıları tam gün eğitim konusunda büyük önem arz etmektedir. Öncelikle okulların öğrenci kotaları belirlenmeli, kalabalık sınıflardaki öğrenci sayıları azaltılmalıdır. Okulun fiziksel kapasitesi bir diğer çok önemli faktördür.
Eğitimde kalıcı bir reform yapılmak isteniyorsa, çözüm bellidir: tüm paydaşların katkısıyla hazırlanacak uzun vadeli bir ortak strateji. Aksi takdirde yapılan tüm uygulamalar, günübirlik olarak anılmaya ve nihayetinde başarısızlığa mahkûmdur.
Bir diğer araştırmamız, Eğitim Bakanlığı’nın öğretmenlik mesleği ve öğretmen haklarına yönelik tutum ve uygulamalarının, öğretmenlerimizin mesleki gelişimini, motivasyonunu ve mesleki memnuniyetini destekleme konusunda ciddi şekilde yetersiz kaldığını göstermektedir. Öğretmenler, mesleki gelişimlerine katkı sağlanmamasından, ifade özgürlüklerinin kısıtlanmasından, disiplin cezalarının adaletsiz uygulanmasından ve teşvik edici yasal hakların yetersiz kaldığından duydukları memnuniyetsizliği açıkça ifade etmişlerdir.
Eğitim Bakanlığı gibi bir kurumun bu sorunları ivedilikle ele alması ve öğretmenlerin hak ettiği değeri vermesi gerekmektedir. Öğretmenlerin profesyonel ve kişisel ihtiyaçlarına duyarlı, onları destekleyici ve teşvik edici bir ortam yaratılmalıdır. Öğretmenlerimizin seslerini duymak, onların öneri ve eleştirilerini ciddiye almak, eğitim sistemimizin niteliğini artıracak en önemli adımdır.
Deprem Denetim Komitesi tarafından mevcut kamu okullarının onarım, tadilat ve güçlendirme projeleri arasında vize ve keşif bedelleri tamamlanmış toplam 124 okul vardır. 12 okulun bazı binaları kullanım dışıdır. Bu okullarda 110 civarı konteyner sınıf vardır. Kullanım dışı olan binaların yaz ayında yıkımlarının yapılmasını ve en erken zamanda yeni binaların tamamlanması sürecini birlikte takip edeceğiz.
Bundan sonraki süreçte yerel koşullara uygun, teknoloji ve fiziksel olarak güçlendirilmiş farklı okul yapılarını doğa dostu olacak şekilde eğitime kazandırmak temel hedef olmalıdır.
Eğitim sistemi ve eğitim bütçesi acil durum alarmı vermektedir. Ülkeye yerleşen ve/veya çalışma izniyle gelen, Türkiye dahil tüm yabancı ülke vatandaşlarından, çocuğu olsun olmasın eğitim katkısı alınması artık elzem bir hale gelmiştir. İvedilikle aşağıdaki bölgelerde 13 yeni okul projesinin hayata geçirilmesini talep ediyoruz.
- Gönyeli (İlkokul)
- Gönyeli Yenikent (İlkokul)
- Gönyeli Yenikent (Okulöncesi)
- Gönyeli (Özel eğitim)
- Yeni Boğaziçi-Mormenekşe (Okulöncesi)
- İskele/Karpaz (Özel eğitim)
- K.Kaymaklı/Dumlupınar (İlkokul)
- Girne (Okulöncesi)
- Girne Batı (İlkokul)
- Girne Doğu (İlkokul)
- Alsancak (İlkokul)
- Dikmen (İlkokul)
- Mağusa (İlkokul)
Okullarımızda yaşanan öğretmen ve okul yöneticisi eksiklikleri Eylül ayı öncesi tamamlanmalıdır. Bugün itibariyle ilköğretime bağlı okullarda 3 müdür, 10 müdür muavini, 340 ilkokul öğretmeni, 20 özel eğitim öğretmeni ve 40 psikolojik danışman ve rehberlik öğretmen eksikliği bulunmaktadır.
Bununla birlikte, Eğitim Bakanlığı yasal olarak zorunlu olmasına rağmen Öğretmen Yardımcılarının istihdamı konusunda bir girişimde bulunmamış ve okul aile birliklerinin, velilerden para toplayarak istihdam etmesine göz yummuştur. Bakanlık, bu yasadışı uygulamayı genelgeleri ile onaylamaktadır. Yasamızda 100 adet kadrosu olan Öğretmen Yardımcılarının yasada öngörülen şekilde Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından ivedilikle istihdam edilmelidir.
Haklarımızı savunmaya ve geliştirmeye, toplumsal varlığımızı ve kültürümüzü korumaya, nitelikli bir eğitim sistemi ve adil bir toplumsal yaşam için sendikal mücadeleye yılmadan devam edeceğiz."