Eğitimde Katlanarak Büyüyen Tehlike

Salih Sarpten

Eğitim sistemimin her kademesi, her boyutu ciddi eleştiriler almaya devam ediyor.

YÖDAK’ın resmi internet sitesinde aktif olarak faaliyet gösteren 21 üniversitemiz olduğu görülüyor. Ne var ki ülke, bu 21 üniversiteye göre hazır olmadığı tartışmaya gerek bırakmayacak biçimde ortada. Konaklama, ulaşım, kentsel yaşam, iletişim ve daha birçok boyutta ülkenin hem genel alt yapısı hem de sosyal yaşamı, kendi nüfusuna oldukça fazla sayıdaki bu kadar çok üniversite öğrencisi taşıyacak kapasitede değil. Bu durum da birçok sorunu beraberinde getiriyor.

Yükseköğrenime kayıtlı 110 bin civarında öğrencimiz var. Ancak öğrenimine devam eden aktif öğrencilerin 70 bin civarında olduğunu biliyoruz. Yani ülkede yaklaşık 40 bin öğrenci sınıfa girmeyen pasif öğrenci konumundadır.  Dahası bu öğrenciler ya suç dünyasına karışıyor ya da kayıt dışı bir şekilde iş dünyasına giriyor. Bu da zincirleme olarak yükseköğretim kalitesinin düşmesine, iş hayatının kayıt dışına çıkmasına, ülkedeki genç içsizlerin sayısının artmasını ve daha birçok sorunun temel nedeni olarak karşımıza çıkıyor.

Üniversitelerimizde her geçen gün artan yabancı öğrenci sayısına paralel olarak, ilkokullarımızda, ortaokullarımızda ve liselerimizdeki anadili Türkçe olmayan yabancı uyruklu öğrenci sayısı da artıyor. Ve ne yazık ki ilkokullarımız, ortaokullarımız, liselerimiz buna hiç hazır değil. Okullarımızda 7 bine yakın ana dili Türkçe olmayan yabancı öğrencimiz var.

Kabul etsek de etmesek de bu öğrenciler;

  • Arkadaşlarıyla da öğretmenleriyle de iletişim kuramıyor, konuşamıyor, anlaşamıyor.
  • Hem kendileri eğitim alamıyorlar hem de sınıftaki diğer arkadaşlarının etkili ve verimli eğitim almasında olumsuz birer unsur olarak nitelendiriliyorlar.
  • Kişilik ya da okul problemleriyle baş edemiyorlar bu nedenle de mutsuz çocuklar olarak okul ortamında bulunuyorlar.

Ne var ki sorun bu kadarla da kalmıyor…

Sistem bu çocuklara “yokmuş” gibi davranıyor. Ve bu yokmuş gibi davranma halleri bu çocukları “istenmeyen” öğrenciler nitelendirmesi ile karşı karşıya bırakıyor.

Oysa yapılması gereken

  1. Kıbrıs Türk Eğitim Sisteminde “çok kültürlü” bir anlayışa hizmet edecek dönüşümler yapmak
  2. Anadili Türkçe olmayan yabancı uyruklu öğrencilerin zorunlu olarak katılmaları gereken bir “destek programı” hazırlayıp hayata geçirmek.


Buraya Dikkat

Mega Trends

Dünyanın nasıl değiştiğini anlayabilirsek, eğitimin de nasıl değişmesi gerektiğini daha kolay anlayabiliriz. Bunun için kullanılan önemli bir kavram var: Mega Trends… Mega Trands; dünyadaki büyük ölçekli değişimleri anlatan, birden fazla coğrafyayı etkileyebilecek kadar büyük değişikliğe verilen adı olarak tanımlanabilir. İşte değişen dünyanın temel özellikleri:

  1. Daha hızlı bir dünya: Bilgiye çok daha hızlı ulaşıyor ve paylaşıyoruz.
  2. Paylaşım ekonomisi: Neredeyse bütün sektörler dijital platformlarda büyüyor.
  3. Ürün değil hizmet: Artık ürünlerin değil, o ürün bize sağladığı hizmetleri satın alıyoruz.
  4. Teknolojik devrim: Algoritmalar, kodlama ve yapay zeka neredeyse tüm yaşam alanımızı kapsadı.

Dünyadaki değişim bu boyutları içeriyorsa, eğitimdeki değişim de bunları içermeli…


Anlayana Gülmece

Bebek Gibiyim

Yaşlı babasını ziyarete gelen genç2, babasına sorar:

  • Nasılsın? Kendini nasıl hissediyorsun?

Yaşlı adamdan yanıt gecikmez:

  • Yeni doğmuş bir bebek gibiyim…

Bu cevaba şaşıran genç merakla tekrar sorar:

  • Nasıl yani!
  • Aaah ah... Yaş oldu 93: Elim ayağım tutmuyor, yürümekte zorlanıyorum, kafamdaki saç, ağzımda diş kalmadı ve galiba az önce altıma kaçırdım…

Okumuş muydunuz?

Eğer bir ülkede cücelerin gölgesi uzamaya başlamışsa güneş batıyor demektir.

Çin Atasözü