Halkın Partisi Milletvekili Jale Refik Rogers, ülkede yüz yüze eğitim başlamamışken, Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Olgun Amcaoğlu’nun KKTC'den toplam 3 bin 750 öğrencinin Türkiye’de Çanakkale Milli Mücadele Kampları ve Doğa Kamplarına katılımının sağlanacağı yönündeki açıklamasını eleştirdi.
Halkın Partisi Milletvekili Jale Refik Rogers, Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Olgun Amcaoğlu’nun Türkiye Cumhuriyeti Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından düzenlenen Çanakkale Milli Mücadele Kampları ve Ortak Kültür Kampları’yla ilgili duyurusunu “tutarsızlık” olarak değerlendirdi.
Partisinden yapılan açıklamaya göre, BRT’de katıldığı televizyon programında gündeme ilişkin görüşlerini paylaşan Rogers, öğrencilerin Türkiye’deki kamplara katılımı ile ilgili şunları kaydetti:
“Özellikle kendi ülkemizde yüz yüze eğitimi başlatamamışken, çocuklarımızın psikolojik ve sosyal gelişimiyle ilgili hiçbir şey yapılmamışken, kendi ülkemizin kültüründe yeteri kadar eğitim verememişken ortak kültür kampından bahsediliyor. Burada ciddi bir tutarsızlık vardır ve sorgulanması gerekir. Kampa gidilmesin demiyorum ama bulaşın çok daha fazla olduğu bir ülkede çocukları rahatlıkla gönderebiliyorsak, vaka sayılarımızın 5-10 bandından olduğu bugünlerde neden yüz yüze eğitimi açmadık? Bu soruyu sormaya devam edeceğiz. Öyle bir noktadayız ki; okul öncesinden liseye, özel okula giden çocuk eğitim alabiliyorken, devlette çocuklar eğitim alamıyor. Fırsat eşitsizliği çığ gibi büyüyor.”
“Yükseköğrenim öğrencilerinin eylül ayında kademeli gelişleri planlanmalıdır”
Eğitim Bakanı’nın 6 Eylül’de okulların açılacağını söylediğini hatırlatan Rogers, bununla ilgili hazırlık yapılıp yapılmadığı yönünde herhangi bir bilgi paylaşılmadığını aktardı. Turizmin açılmasıyla birlikte vaka sayılarında da bir artış olabileceğine işaret eden HP Milletvekili, “Yükseköğrenim öğrencilerinin ülkeye gelişini vakaların iyice artacağı ekim-kasım ayına bırakmayıp, eylül ayından önce kademeli olarak gelmelerini planlamak gerekir. Geçen sene yapılan en büyük hatalardan biri üst solunum enfeksiyonlarının da arttığı ekim-kasım aylarında üç günlük karantinasız gelişlere izin verilmesiydi. O riskli dönemde bu hamleyi yapmak bulaşın artmasına neden oldu” diye konuştu.
“Eğitim Bakanı sorularımızı yanıtlamak yerine üç maymunu oynamayı tercih etti”
Eğitim Bakanı’nın bu süreçte üç maymunu oynadığını savunan Jale Refik Rogers, Meclis’te okul çağındaki çocukların psikolojik ve sosyal açıdan gördüğü zararları anlatarak dünyada farklı ülkelerde bu sürecin nasıl yönetildiğini anlattığı söyledi. Birçok ülkenin her yeri kapatırken yüz yüze eğitime ara vermediğinin altını çizen Rogers, “Sayın Amcaoğlu bu anlattıklarıma cevaben ‘Biz bir sürü bina yapıyoruz’ demişti. Yükseköğrenimdeki gençler için yönelttiğim ‘Kaç öğrenci kendi ülkesine yatay geçiş yaptı? Kayıtlarda ne kadar azalma oldu? Kaç öğrenci okulu bıraktı?’ gibi soruları sayın bakan yine yanıtsız bıraktı” ifadesini kullandı.
“Aşı konusunda açıkça torpı̇l yapıldığını duyuyoruz; bu konuda Sağlık Bakanı’ndan açıklama beklı̇yoruz”
Ülkenin önünü açmak açısından aşılamanın en önemli konulardan biri olduğunu söyleyen Rogers, birçok yerden açıkça torpil yapıldığını, torpilli kişilerin belli saatlerde aşılanmaya gittiğini duyduklarını anlattı.
Rogers şöyle konuştu:
“Bu konuyla ilgili Sayın Üstel’den bilgi istemiştik. Kronik hastaların ve 65 yaş üstünün kaçta kaçı aşılandı? Bu veriler önemlidir, çünkü kronik hastaların ve 65 yaş üstünün aşılanmasının tamamlanması, riski azaltmak açısından büyük önem taşıyor. Bu gruplar aşılandıktan sonra yaşa ve sektöre göre aşılanmanın ivedilikle devamı gerekiyor. Ülkeye 50 bin aşı daha geldi. Bakan nüfusun yüzde 18’inin aşılandığını söyledi. Bu oran düşük bir orandır. Toplum bağışıklığına ulaşıp virüsün dolaşımını azaltmadığımız sürece risk devam eder. Covid19’un bazı kişilerde etkisi olmazken, bazılarında ölüme ulaşan etkileri olabiliyor. Riskli grupların bir an önce aşılanması gerekiyor. Her konuda olduğu gibi aşılanma konusunda da şeffaf bilgilendirme yoktur.”
“Hükümette her alanda koordinasyon ve iletişim sorunu var”
Pandeminin uzun sürmesi ve daha da sürecek olmasının ekonomik sıkıntıları artırdığını anlatan Rogers, insan hareketine bağlı iki lokomotif sektör turizm ve yükseköğrenimin bu süreçte en kısıtlanan ve engellenen alanlar olduğunu belirtti. Genel olarak hükümette koordinasyon ve iletişim sorunu olduğunu savunan Rogers, sözlerine şöyle devam etti:
“Bakanlar kendi aralarında konuşmuyor gibi. Herkes sorumluluğu üstünden atmaya çalışıyor. Örneğin, Bulaşıcı Hastalıklar Yasası’nı yapan kişilerden biri olarak görüyorum ki, sorumlu olarak Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi gösteriliyor. Ülkenin yönetiminin bu komiteye verilmesi söz konusu olmadığına göre bu bir bahane olamaz. Covid-19 önlemlerinin alınması, neyin nasıl yapılacağına dair kriterlerin belirlenmesinde tabii ki üst komitenin bir rolü vardır ama turizmin nasıl başlayacağı, okulların nasıl açılacağı gibi önemli konularda yalnız başına hareket etmiyor, etmemesi de gerekir. Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi karar alırken istediği paydaşı toplantıya çağırabilir.
Diğer yandan örneğin Eğitim Bakanlığı yüz yüze eğitimi açmak istiyorsa Sağlık Bakanlığı’na ‘Ben okulları açmak istiyorum, bunun kriterlerini birlikte belirleyelim’ demesi gerekirdi. Aynı şey turizmin açılması planlanırken aynı şekilde Sağlık ve Turizm Bakanlıklarının oturup kriterleri birlikte belirlemesi lazım. Üst Kurul kendi başına karar verecek değildir.”