Eğitimde Yapılması Gerekenler

Salih Sarpten

Çoğu zaman yeni başlayacak eğitim yılın yeni şeyler getirmesi beklenir. Ne var ki 2025’in arifesindeki yeni eğitim yılı daha şimdiden çok şeyler götürmüş gibi…

Herkes bilmelidir ki bugün eğitim adına yapılanlar; tüm enerjimizi, paramızı, zamanımızı kısacası bütün takatimizi alıp götüren siyasi uğraşlardan ibarettir.

Dünyadaki çağdaş eğitim sistemlerine baktığımızda şu durumu açıkça görebiliriz. Eğitim sistemleri iyi olan ülkelerin kişi başına düşen milli gelirleri de yüksektir. Bu durum bir paradoks mudur? Yani gelirleri yüksek olduğu için mi eğitimleri iyidir yoksa eğitimleri iyi olduğu için mi gelirleri yüksektir? Bu konuda çeşitli tartışmalar yapabiliriz ancak bu durumdaki ülkelerin tarihsel gelişimine baktığımızda iyi eğitim sistemleri kurdukları için geliştiklerini rahatlıkla görebiliriz.

Peki, ama bu ülkeler eğitimde ne yapıyorlar? Yüksek performans gösteren eğitim sistemlerinin ortak eğilimlerini ortaya koyan özelliklerden hareketle, yeni bir eğitim için yapılması gerekenleri şöyle özetleyebiliriz:

  1. Eğitim politikalarını, ülkenin önde gelen politikaları haline getirmek: Üniversite adası sıfatına sıkı sıkıya sarılmış olsak da, ne yükseköğretimde ne de genel eğitim sisteminde açık, anlaşılır ve çağdaş eğitim yaklaşımlarını için bir eğitim politikamız yok. Oysa nitelikli bir eğitim için yapılması gereken ilk şey budur.
  1. Her öğrencinin öğrenebileceği ve nitelikli bir yeterlilik düzeyine ulaşabileceğine inanmak: Ülke politikalarında eğitime öncelik vermek iyi bir eğitim sistemi inşa edebilmek için ön koşul olabilir, ancak bir sistemde öğretmenlerin, ailelerin ve toplumun yalnızca bir kısım yetenekli öğrencinin yüksek yeterlik düzeyine ulaşabileceğine inanması daha ileriye gitmenin önündeki en büyük engeldir.
  1. Yüksek puan yerine yeterlilikleri dikkate alan bir başarı anlayışını benimsemek: Sınavların zihindeki ezberlenmiş bilgileri değil, üst düzey yeterlikleri ölçmeli. Aileler, öğretmenler ve öğrenciler bu yeterliliklere göre kendi bulunduğu yeri ve hangi yeterliklerin edinilmesi gerektiğini şeffaflıkla kıyaslayabilmeli. Bireyin bir sonraki kademeye ya da iş hayatına geçebilmesi, tanımlanmış olan bu yeterliklere sahip olmasıyla ilişkilendirilmelidir.
  1. Öğretmene yatırım yapmak. Nitelikli öğretmenler istihdam etmek ve öğretmenin gelişimini sürekli kılacak bir mekanizma yaratmak: Öğretmenlik mesleğinin statüsünü yükseltmek, hazır bulunuş düzeyi en yüksek öğrencilerin öğretmenlik mesleğini tercih etmelerini sağlayan bir istihdam politikası hayat geçirmek büyük önem taşımaktadır. Ancak bu politikanın aynı zamanda öğretmenlerin mesleki gelişimlerinin desteklenmesi, mesleki bilgi ve becerilerinin güncelliğinin sağlanması amacıyla eğitim fırsatlarına hem kayda değer yatırımlar hem de sorumluluklar içermelidir. Yüksek performans gösteren eğitim sistemlerinde genel olarak öğretmenlik mesleğinin ayrıcalıklı bir toplumsal statüsü bulunmaktadır. Bu ayrıcalıklı toplumsal statü öğretmenlik mesleğine girmek isteyenlerin profilini de etkilemektedir.
  1. Eğitim sisteminin her aşamasında denetim ve hesap verebilirlik sağlanmalıdır: Öğrencilerin performansına ilişkin veriler; öğretmenler ve okul yöneticilerinin işe devamları, performansları, yenilikçi uygulamaları ve daha etkili çalışma ortamlarında bulunup bulunmadıklarının hesabı verilmelidir. Bu hesap verebilirlik; öğretmenlerin idari makamlardan önce, diğer öğretmenlere ve öğrencilere karşı hesap verebilir olduğu ve sorumluluk hissettiği, profesyonel öğrenme ağlarının oluşturulduğu yaklaşımı ifade etmektedir. Eğitim sisteminde hesap verebilirlik güven kültürünün oluşmasını oldukça önemli kılmaktadır. Beklentilerin ve hedeflerin açıklıkla ortaya konmasıyla hesap verebilirliğin sağlandığı sistemlerde insanların değerlendirme sürecini anlamlı görmesi ve güvenlerini sağlamak mümkün olabilir.
  1. Daha çok harcama yerine daha akıllıca harcama: Eğitim sistemlerinin organizasyonuna ilişkin temel değişiklikler gerçekleştirmek daha fazla para harcamadan sonuçları iyileştirmenin alternatif bir yolu olabilir. Daha küçük sınıflar ve daha iyi öğretmenler arasındaki tercih, eğitim sisteminde harcamaların daha etkili olma adına önceliklendirilmesine bir örnektir. Yüksek performans gösteren eğitim sistemlerinde kaynakların daha çok öğretmenlerin geliştirilmesi için harcanması eğilimi bulunmaktadır.

Bütün bunları gerçekleştirmek bugün için size mümkün görünmüyor olabilir. Ne yazık ki haklısınız, çünkü eğitim anlayışımızı değiştiremezsek bu dönüşümü de gerçekleştirmek mümkün değildir… 

Oysa bir an önce öğrencilerin birbirleri yarışarak geçmeyi değil, birlikte çalışarak kendi yeteneklerini keşfetmeyi ve geliştirmeyi amaç edinen bir eğitim yaratmaktır.

Öğrenciler bugünkü nüfusumuzun %20’si olabilirler ama geleceğimizin yetiştin bireylerinin %100’ünü temsil edecekler... O halde onları bugünkü kötü eğitim sisteminden, bu kötü yapıyı onlara reva gören anlayışlardan korumalıyız. Onları yüksek yeterliklere sahip yetişkin bireyler olmalarını sağlayacak yeni okullar, yeni anlayışlar, yeni öğrenme uygulamaları kısacası yeni bir eğitim kurmak mümkündür

Okumuş muydunuz?

Hür olmadıkları halde, kendilerini hür sananlar kadar hiç kimse esir olamaz.

Goethe