Eğitimde Yeni Değerler

Salih Sarpten

Dünyanın en zor işlerinden biri eğitim politikalarını belirlemek ve onları sürdürmektir. Bu işin temel zorluğu; eğitim politikalarının hem bireyleri hem de toplumu direk olarak ilgilendirmesi ve etkilemesidir.

Her toplumun bir eğitim felsefesi vardır ya da olmalıdır. Bu felsefe, o toplumun geçmişten gelen birikimlerini süzgeçten geçirerek, iyi ve geliştirilebilir olanı korurken, köhnemiş ve işlevselliğini kaybedenleri ayıklayarak, dinamik bir görevi işaret etmelidir. İşte bir ülkenin eğitim sistemi de bu süreci eğitim bilimi odağına alan sonsuz bir plandır.  Bu anlamda eğitim bilimi literatürüne batkımızda Prof. Dr. Yüksel Özden’in “Eğitimde Yeni Değerler” çalışması oldukça önemli olguları karşımıza çıkartıyor. Yüksel hocaya göre bilginin doğası hakkındaki yeni değerler öğrenme ve öğretme süreçlerinde değişmeleri zorunlu kılıyor. Demokratikleşme ve insan hakları alanlarındaki gelişmeler öğrenmenin de demokratikleşmesine, kişinin ilgi, yetenek ve tercihlerinde odaklanmasına, alternatif eğitim programlarının çeşitliliğinin artmasına ve öğrenmenin bireyselleşmesine yol açmıştır. Bu değişmeler öğretim programlarının içerik ve sunumunu da etkilemektedir. Bütün bunlar kendi eğitim sistemimizde de nelerin yapılması gerektiğini ortaya çıkartıyor. 

İçerik değil beceri öğretmeliyiz: Öğretim programı ve ölçme değerlendirme araçlarımız ezberleme, kelime hazinesi, genel anlayış, kalıp ve şablon algılama üzerinde kalmıştır. Bireysel yetenekler, iletişim becerileri, ekip çalışma yeterliği, sezgi, yorumlama, yaratıcılık ve hayal gücü yetenekleri ne programlarda yer almakta, ne de ölçme-değerlendirme araçlarımızda... 

Düşünmeyi öğretme esas olmalıdır: Bugünkü eğitim anlayışımız düşünmeyi engellemektedir. Düşünme; gözlem, tecrübe, sezgi, akıl yürütme ve diğer kanallarla elde edilen bilgileri kavramsallaşma, uygulama, analiz ve değerlendirmenin disipline edilmiş şeklidir. Düşünme “mevcut bilgilerden başka bir şeye ulaşma” ve “eldeki bilgilerin ötesine gitmedir”. Dahası eleştirel düşünme, problem çözme, bilimsel düşünme, analitik düşünme, hüküm çıkarmayı öğretim programlarımız odağına alma gerekliliği kaçınılmazdır.  Dersler, konuları ve olayları derinliğine anlamayı ve eleştirel düşünmeyi esas almalıdır. Çünkü bilgi çok fazladır, hepsini kazandırmak mümkün değildir. 

Öğrenciler sınıfın duvarlarını aşmalıdır: Öğrencilerin sadece diploma için değil, gerçek hayatta anlamlı olması için derslerin ve içeriklerinin hayat ile ilişkilendirilmesi gerekmektedir. Ders konuları, kitap sayfaları veya sınıfın duvarları arasında sıkışıp kalmamalı, öğrenilen bilgiler gerçek hayat ile ilişkilendirilerek öğrencinin öğrendiği şeylerin değerini görmesi sağlanmalıdır. 

Eğitimde fırsat eşitliği sağlanmalıdır: Eğitimde fırsat eşitliği, hem yoksullara eğitim imkanı sunma hem de bireylere yetenek ve zekalarını optimum düzeyde geliştirme fırsatı verme olarak algılanmalıdır.  

Eğitim yönetimi, bilimsel ilkeler çerçevesinde olmalıdır: Eğitim yönetimi, siyasi ve günü kurtarma kaygılarından uzak, yönetim bilimi, eğitim ihtiyaçları ve planlamayı esas alan bir anlayışla yapılmalıdır. 

Öğretmen, çağdaş eğitim uygulamalarındaki değişen rolünü fark etmelidir: Öğretmenin, bilgilerin temel kaynağı olma özelliğinden sıyrılarak, yönlendiren, rehberlik eden eğitim lideri olma özelliğine bürünmesi gerekmektedir.

Sonuç olarak; çok özet olarak bahsettiğim eğitimdeki bu yeni değerleri, eğitim sistemimize entegre etme gerekliliğimiz ortadadır. Bunun için de yapılması gereken şey; vizyon içerek anlayışlarla, ölçülebilir hedefler belirmek ve bu hedeflere ulaşmayı sağlayacak stratejik bir eğitim planına hayata geçirmek olmalıdır.


Aklınızda Bulunsun

En Çok Para Kazanan Uzmanlar

Üniversiteye giriş sınavlarının yaklaştığı bugünlerde, üniversite öğrencisi adayları ile şu bilgiyi paylaşmak istedim. Hiç kuşku yok ki, okumak istediğini bir bölüm, gönlünüzde yatan yapmak istediğiniz bir meslek vardır. Unutmayın ki mutlu bir yaşam için sevdiğiniz, ilgi duyduğunuz ve becerilerinize uygun bir yükseköğretim bölümünde öğrenim görmeniz son derece önemlidir. Ancak yine de uluslararası anlamda en çok para kazanan 5 uzmanlık alanını da tanımanızı isterim. İşte bu alanlar:

  1. Küresel Pazarlama Uzmanları
  2. Yazılım Mühendislileri
  3. Kurumsal Danışman Uzmanları
  4. Kardiyologlar - Cerrahlar
  5. Patologlar

Sıra Dışı Okullar

Mağaradaki Sınıf

Sayfamızda artık yeni bir köşe var. “Sıra Dışı Okullar” adını verdiğim bu köşede dünyanın pek çok yerindeki sıra dışı okullara kısaca bakacağız. Bu okulları sıra dışı yapan şey; zorlu yaşam koşullarına veya sıra dışı ortamlarına rağmen eğitimin vazgeçilmez olduğunu gösteren örnekler olmasıdır. UNESCO tüm dünyada, büyük çoğunluğu kız olan 61 milyon öğrencinin asla bir eğitim alamayacağını tahmin ediyor. İşte tam da bu nedenle sıra dışı okulların önemi kendiliğinden ortaya çıkıyor.

Çin’in güneyinde bulunan Guizhou’daki ücra bir köy olan Miao’da çocuklar büyük bir mağaranın içinde ders yapıyor. Toplam beş sınıfı ve 194 öğrencisi olan Orta Mağara İlkokulu, yarım yüzyıldan fazladır burada yaşayan Miaolu aileler tarafından doğal bir mağaranın içine inşa edildi. Öğrencilerin çoğu her sabah okula gitmek için taş bir patika yolda bir ile üç saat arası yol yürümek zorunda. Bu tür köylerde eğitim birçok öğrenci için bir zorunluluk değil bir fırsat olarak görülüyor.