EĞİTİME 'YABANCI' KALIYORLAR

KTÖS’ün resmi verilerine göre, kamu okullarında öğrencilerin yüzde 40’ı yabancı uyruklu… Eğitim Bakanı Çavuşoğlu, “Bu çocuklar da bizim çocuklarımız. Çalışmalarımız var” derken, Eğitim Uzmanı Salih Sarpten özel bir program olması gerektiğine dikkat çekti.

Hüseyin ÖZBARIŞCI

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası KTÖS’ün resmi verilerine göre, kamu okullarında öğrencilerin yüzde 40’ı yabancı uyruklu… Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, “Bu çocuklar da bizim çocuklarımız. Onlarla ilgili çalışmalarımız var” derken, Eğitim Uzmanı Salih Sarpten, eğitim sisteminde yabancı uyruklu öğrenciler için özel bir programın olmadığının altını çizerek, yabancı uyruklu öğrenciler için bir eğitim programının şart olduğunu belirtiyor…

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) geçtiğimiz günlerde eğitimdeki eksiklikleri açıkladığı basın toplantısında kamu okullarındaki öğrencilerin yüzde 40’ının yabancı uyruklu öğrenciler olduğunu ve bu öğrencilerin çoğunluğu Türkiye’den olmak üzere 45 farklı ülkeden olduğu bilgisini de paylaştı.

Konu hakkında YENİDÜZEN’in ulaştığı Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, ülkemizde kamu öğrenim gören yabancı uyruklu öğrenciler hakkında çalışmalar yaptıklarını ifade ederken, Eğitim bilimci Salih Salih Sarpten ise, “Yabancı öğrenciler, ilk 1-2 yılda oldukça başarısız olurlar, hatta bazı öğrenciler sınıf tekrarı da yapar. Ancak 3’üncü yıl itibariyle başarılı oldukları görünebilir. Çocukların zekâsında bir sorun yok. Bir iletişim sorunu var. Bu bağlamda, tümünün katılacağı ciddi bir destek programına ihtiyaç var” dedi.

8 yıldır kesintisiz olarak  Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşayan Çin uyruklu Fang Lu, anne-baba olarak hem kendilerinin, hem de yabancı uyruklu öğrencilerin süreç içerisinde karşılaştığı zorlukları YENİDÜZEN’e anlattı.

Lu, “Buranın kültürünü ve dilini ancak kendi çabalarınızla öğrenebiliyorsunuz, o konuda da olanaklar sınırlı. Çocuklar, kimi zaman öğretmenlerini veya yanında oturan arkadaşlarını anlamakta güçlük çekiyor” ifadelerini kullandı.

 

Fang Lu: “Kültür ve dil farklılığı var, olanaklar sınırlı kendi olanaklarınızla öğrenebiliyorsunuz”

Fang Lu, yabancı uyruklu öğrencilerin süreç içerisinde yaşadıkları sorunlara dikkat çekti, “Özellikle kültür ve dil farklılığı olduğu için, hem çocuklar, hem de aileler çok zorluk çekiyor” dedi.

Fang Lu şunları söyledi:

“Burada yaşayan yabancı uyruklu aileler çocuklarını okula yollayacakları dönem, çok iyi çalışmalar yapmak zorunda. Özellikle kültür ve dil farklılığı olduğu için, hem çocuklar, hem de aileler çok zorluk çekiyor.

Buranın kültürünü ve dilini ancak kendi çabalarınızla öğrenebiliyorsunuz, o konuda da olanaklar sınırlı. Çocuklar, kimi zaman öğretmenlerini veya yanında oturan arkadaşlarını anlamakta güçlük çekiyor. Kamu okullarında eğitim sistemi farklı. Çocuklar, Türkçe eğitim görüyor, kolej sınavına İngilizce üzerinden giriyor. Haliyle başarı oranı da düşüyor. Yeterli seviyede İngilizce de öğretilemiyor. İngilizce, dünyanın her yerinde geçerli olan bir dil, o yüzden İngilizce çocuklara eksiksiz, tam donanımlı bir şekilde öğretilmeli.

Bunun yanında, yaşanan en büyük sorunlardan biri de hem öğretmen eksikliğinin yaşanmasıdır. Öğretmenler donanımlı ama genel anlamda bir eksiklik var. Bundan sadece yabancı aileler değil, takip ettiğim kadarıyla tüm aileler şikayetçi. O yüzden bu sorun bir an önce çözülmeli.”

“Irkçılık ve uyuşturucu var. Herkes gibi korkuyoruz”

Fang Lu şöyle devam etti:

“Bu ülkenin bir diğer sorunlarından biri de, yabancı uyruklu kişilerin kimi zaman ırkçılığa maruz kalmalarıdır. Polisiye olaylar arttı, uyuşturucu kullanımı küçük yaşlara kadar düştü. Herkes gibi bizler de tedirginiz, korkuyoruz.”

 

“Burası benim ikinci vatanım… Gördüğüm kadarıyla bir umutsuzluk var”

Çin uyruklu Fang Lu, Kıbrıs’ın kuzeyi hakkında genel bir değerlendirmede de bulundu, “Burada umutsuzluk var” dedi.

Lu şöyle konuştu:

“Bu ülkede birçok sorun var. Eğitim bunların başında geliyor. Bir sistemsizlik var ve insanlar sorun yaşıyor. 13 yıldır yaşıyorum ve buradaki sıcak insanlar bana her zaman yardımcı oldu.

Ben bir yabancıyım, bu ülkede de misafirim ancak gördüğüm kadarıyla bu ülkede gelecek için bir umutsuzluk var. Burası küçücük bir ülke ve rahatlıkla kendi ayakları üzerinde durabilir. Ama ne yazık ki izin verilmiyor. Ben, hayatımda Çin’den başka bir yerde bu kadar uzun süre yaşamadım ve tüm bunları görünce üzülüyorum. Burası artık benim ikinci vatanım. Umarım bir gün bu umutsuzluk yok olur.”


Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu:

“Yabancı öğrenciler için çalışmalarımız var”

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) bir rapor yayınlamış, raporda kamu okullarında eğitim gören öğrencilerin yüzde 40’ının yabancı uyruklu olduğunu, Türkiye de dahil olmak üzere toplam 45 ülkeden öğrencinin bulunduğunu açıklamıştı. Bu konuda YENİDÜZEN’e kısa bir açıklama yapan Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası’nın yayınladığı raporun kendisine henüz ulaşmadığını belirtti, “Birçok yabancı öğrencinin okullarımızda öğrenim gördüğü bir gerçek. Bu çocuklar da bizim çocuklarımız. Onlarla ilgili çalışmalarımız var” değerlendirmesini yaptı.


Eğitim Bilimci – KEAB Başkanı Salih Sarpten

“Yabancı öğrencilerin tümünün de katılabileceği destek programına ihtiyaç var”

Eğitim Bilimci – KEAB Başkanı Salih Sarpten, eğitim sisteminde yabancı uyruklu öğrenciler için özel bir programın olmadığının altını çizerek, yabancı uyruklu öğrenciler için bir eğitim programının şart olduğunu söyledi.

Sarpten şunları söyledi:

“Ülkemizde kamu okullarında 45 bin yabancı öğrenci var. Bu sayının yüzde 7,5- 8’i hiç Türkçe bilmeyen öğrencilerdir. Bu da 3 bin öğrenciye denk geliyor. Ne yazık ki ülkemizdeki eğitim sistemi bu öğrencileri dışlıyor. Bu durumun nasıl düzenleneceğine dair bir çalışma veya bir yasal düzenleme de yok. Bu çocuklar iki boyutlu çalışmaya ihtiyaç duyar. Bu çocuklar iletişim sıkıntısından dolayı bir şey anlamıyorlar, hem de kültürel farklılık anlamında sorunlar yaşıyor. Yabancı öğrenciler, ilk 1-2 yılda oldukça başarısız olurlar, hatta bazı öğrenciler sınıf tekrarı da yapar. Ancak 3. Yıl itibariyle başarılı oldukları görünebilir. Sınıf birincisi gelenler bile oldu. Bu durum bize gösteriyor ki, yabancı öğrencilere ilk yıllarında gerekli desteği sağlamalıyız. Çocukların zekâsında bir sorun yok. Bir iletişim sorunu var.

Bu bağlamda, tümünün katılacağı ciddi bir destek programına ihtiyaç var. Bütün bu sorunu bu şekilde çözdü ve sorun ortadan kalktı. Biz bunların gerçekleşmesini her zaman söylüyoruz ancak genel olarak aldığımız cevap her zaman için ‘Farkındayız, üzerinde çalışıyoruz’ cevaplarıdır. Ne yazık ki bundan öteye gidemedik.”

İlgili Haberler

Özel Haber Haberleri