Yazmayacağım dedim ama verdiğim sözü tutamıyorum!
Veya şöyle diyeyim; artık adını anmayacağım!
-*-*-
Kelepçe meselesi!
Hani İçişleri Bakanı çıktı ve dedi ki, “… O uygulama 25 Haziran’da kaldırıldı”…
-*-*-
İşin aslı şuymuş; polis artık dilediğine ya da gerektiği zaman “kelepçe” takacak!
“Yani ülkenin en saygın, en yaşlı doktorunu kelepçele, sonra çok torpilli kişiyi kelepçeleme” durumu artık yaşanmayacakmış!
Son son son, ayrımcılığa son!
-*-*-
Fantezi kelepçesi değil söz ettiğim!
Sanık veya zanlının mahkeme huzuruna getirilirken ellerine takılan kelepçeden söz ediyorum!
-*-*-
Mesela, sokağa işediği için kendine tepki gösteren bir kadına cinsel organını sallayıp yanıt veren kişiye kelepçe takılmalı mı?
Rengi siyahtır diye takıldığını düşünmekteyim!
Penis sallamanın tehlikeli olduğu inancında değilim!
Ne yazık ki!
-*-*-
Haaa bir polisin elini kıran, bir sivil şahsa bıçak ya da kesici aletle saldıran kişiye kelepçe takılmalı mı?
Uygun görülürse, makatına kızgın demir bile sokulabilir inancım sabittir!
-*-*-
Ama, kesin olan şudur; burada bir standart olması şarttır!
Renge, ırka, cinsiyete göre ayrım olmamalı!
-*-*-
Haaa bir de sahte üniversite diploması alana takmıyorsanız, sahte otobüs kimliği hazırlayana da takmamalısınız!
-*-*-
Ama, iki kediye sahte veteriner belgesi hazırlayanı bilemem!
Sahte veteriner belgesi alanın, sahte diploma alandan daha “azılı” olma durumu, yoruma açıktır!
-*-*-
Polis mi?
Bu konuda eğitim ve tutarlılık şarttır!
Benim çiğ yumurta ve Ataoğlu’nun DP’si!
Demokrat Parti (DP) dün Concorde Lefkoşa’da basın toplantısı düzenledi…
Partinin Sosyal Sorumluluk Komitesi, Özel Sektörü Güçlendirme Zirvesi gerçekleştirdi; bu zirvedeki altı ayrı toplantıdan elde edilen bazı sonuçlar basınla paylaşıldı.
-*-*-
Toplantıya giderken aklımda iki soru vardı; birincisi DP’nin son anketlerde ortaya çıkan “çok kötü görüntüsü” ve bazı yolsuzluk iddiaları!
-*-*-
Anket sonuçlarını sordum, yanıt alamadım…
Yolsuzluk iddialarını soramadım…
-*-*-
Tufan Erhürman’ın “mesele kişiler değil” iddiasına ya da duruşuna yürekten katılırım…
-*-*-
Ancak “Mesele Fikri Ataoğlu değil” diyerek konuyu geçmek doğru olmaz!
Parti genel başkanı, mutlaka var olan görüntünün sorumluluğunu üstlenmelidir!
-*-*-
Basın toplantısında altı ayrı konu, altı ayrı konuşmacı tarafından açıklandı; haliyle çok uzadı…
Bir saatten uzun süre açıklamaları dinledik; tam soru kısmına geçtik ki Ataoğlu’nun doğum günü pastası salona girdi!
Kalkıp kaçtım!
-*-*-
Ataoğlu’nun doğum günü kutlu olsun!
Pasta da yiyemem diyetteyim; iki haşlanmış yumurta yiyecektim, biri “çiğ” çıktı, tabağa, ellerime döküldü…
Neyse!
-*-*-
Gelelim basın toplantısı ile ilgili bazı “bilgilere”…
Daha doğrusu bize aktarılanlarla ilgili notlarıma…
-*-*-
KKTC’de kaçak acentecilik ve rehberlik hizmeti vardır…
Uçuşlar yetersizdir…
Güney Kıbrıs’taki uçuş fiyatları daha ucuzdur…
KKTC’deki turizm tanıtım bütçesi Güney’in bütçesinin yüzde 4’ü kadardır…
-*-*-
Hizmetler sektöründe çalışanların neredeyse yüzde 80’i yerli insanlar değildir… Bu da ülkeden para çıkması demektir…
-*-*-
Turizm çalışanlarının refah seviyesi iyi durumda değildir…
-*-*-
Nüfus bilinmemektedir… Bilinmeyen nüfusla ilgili plan yapılması mümkün değildir…
-*-*-
Devlette işe girebilmek için, kamu kapısında 30 takla atan gençler vardır…
-*-*-
Ülkede üretmeden para dağıtılmaktadır!
En çok ilgimi çeken saptamalardan biri bu olmuştur!
-*-*-
Kaçak işgücü – kaçak çalıştırılan insanlar söz konusudur.
Bu konuda denetleme yoktur.
-*-*-
Özellikle inşaat sektöründe iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili çok ciddi eksiklik vardır, uygulamayan şirket çok fazladır.
-*-*-
Ülkede kaçak emlakçılar vardır…
Vergilendirme sistemi adil değildir…
Bürokrasi süreci çok uzundur…
-*-*-
Üniversiteler arasında yıkıcı ve haksız rekabet söz konusudur…
Basına yansıyan diploma sorunu olumsuz bir imaj yaratmıştır. Bu konunun üzerinin kapatılmasına asla izin verilmemelidir…
10 yıl süreyle üniversite kurulmasına izin verilmemelidir…
-*-*-
Öğrenci adına ülkede ulaşım sorunu vardır.
Öğrencilere uygulanan ev kiraları çok yüksektir ve devlet sınırlandırma getirmelidir…
-*-*-
Emekli profesörlerin isimleri, aktif görev yapmadıkları halde üniversite kadrolarında gösterilmektedir… (Ne büyük bir skandal!)
-*-*-
Tarıma dayalı siyaset geliştirilmelidir…
-*-*-
İktidar ortağı bir partinin bu saptamaları yapıp duyurması, evet demokrasi açısından “iyi bir şeydir” ama partinin ne anketlerdeki düşük oy oranını ne de hakkındaki bazı yolsuzluk iddialarını temizlememektedir…
-*-*-
Sonuç: Koalisyon hükümetinin üç ortağından ikincisi olan DP’nin çok ciddi bir toparlanmaya ihtiyacı olduğu apaçık gerçektir…
3 vekilden birinin dünkü toplantıda bulunmaması da düşündürücüdür…
Kuzu kuzu!
Kıbrıs müzakereleri yeniden başlar mı?
Öyle görünüyor!
Başlayacak gibi duruyor!
-*-*-
Nerede, nereden, nasıl bağlayacağı belki tam netleşmedi ama “BM parametereleri dışında çıkılması” söz konusu olmayacak!
Bu net!
BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin, temaslarını sürdüyor…
Raporunu da hazırladı…
-*-*-
Rum ve Yunan gazetelerine göre, BM Genel Sekreteri Guterres, yeni girişimlere hazırlanıyor…
Gazete, BM Genel Sekreteri Sözcüsü Stephane Dujarric, Guterres’in “Kıbrıs Rum ve Kıbrıs Türk liderlere atılacak adımları önermek adına Holguin’in rapordaki önerilerini incelemekte olduğunu” ifade etti.
-*-*-
Yani adım atılacak!
Yani holguin, bu adımların neler olduğunu da saptamış durumda!
-*-*-
Rum – Yunan tarafı, Holguin’in temaslarından ve kendisinden “rahatsız değil!”…
-*-*-
Türkiye’nin ne istediği netleşmedi!
Veya net olsa bile henüz Ersin Tatar’a bildirilmedi!
-*-*-
Holguin’i de, görüşlerini de istemeyen tek taraf var; Ersin Tatar!
Peki yarın – bilemediniz üç vakte kadar müzakereler kaldığı yerden ve BM parametreleri çerçevesinde başlarsa, sizce tatar ne yapar?
-*-*-
Tarkan’dan dinliyoruz!
“Kuzu kuzu!”
-*-*-
“… İşte kuzu kuzu geldim / Dilediğince kapandım dizlerine… İster at, ister öp beni!..”
TL bir kez daha eridi… Serbest piyasada dün sabah dolar 33,04, euro 35,94, İngiliz Sterlini 42,66 TL’den işlem görüyordu… Kıbrıs Türk Ticaret Odası, KKTC hükümetinden, ticaretin Güney’e kayacak olması nedeniyle tedbir istedi ya! Hükümet de anında uluslararası borsalara müdahale etti ve özellikle Euro’yu bir miktar yukarı çekti! Yine de et Güney’de daha ucuzdur, hatırlatayım!