Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide, Kıbrsılı Rum Lider Nikos Anastasiadis'in müzakere sürecinde bazı başlıkların önce görüşülmesi şartına ilişkin, "Bütün konuların birbiriyle ilintili olduğunu görmenin önemli olduğunu düşünüyorum. Bu bakımdan, Türk tarafının konuların birbiriyle bağlantılı olduğu yönündeki görüşüne katılıyorum. Ancak bu, bazı konulara özel bir vurgu yapmamızı engellemez." değerlendirmesinde bulundu.
Kıbrıs müzakere sürecinde, 11 Şubat 2014'te ortaya konan ortak deklarasyonda, tarafların tüm konuları birbiriyle ilintili şekilde ele almaları konusunda mutabakata varılmıştı. 12 Ocak'ta Cenevre'de yapılan toplantıda ise Konferansın yeniden hangi görevlerin yapılmasının ardından toplanacağı belirlenmişti. Kıbrıs Türk tarafı, bu doğrultuda konferansın yeniden toplanması halinde belirlenen parametreler çerçevesinde tüm konuların birbiriyle bağlantılı olarak, diğer başlıklarla birlikte ele alınması görüşünde. Ancak Rum Lider Nikos Anastasiadis'in, güvenlik, garantiler ve toprak konularının diğer başlıklardan önce ele alınmasını ve sonuçlandırılmasını şart koşmasıyla müzakere sürecinde yeni bir toplantı için tarih belirlenemiyor.
Adada liderler arasında konferansın yeniden toplanmasına ilişkin mekik diplomasisi yürüten ve bundan sonuç alamadığını açıklayan Eide, Yunanistan'da yaptığı görüşmelerin ardından Ankara'ya geldi ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile sürece ilişkin neler konuştuklarını, çözüm arayışlarını ve müzakerelerde gelinen son durumu AA muhabirine değerlendirdi.
Türkiye'nin müzakere sürecinin işlemesinden yana net bir tutumu olduğunu vurgulayan Eide, "Türkiye, sürece başından bu yana destek verdi. Çavuşoğlu da, hiçbir ön koşul olmaksızın tekrar bir araya gelinmesi halinde Cenevre'de yapılacak Kıbrıs Konferansı'na katılmaya hazır olduklarını teyit etti." dedi.
Yunanistan'ın da sürecin işlemesini istediğini belirten Eide, "Elbette Yunanistan ve Türkiye farklı görüşlere sahip, bu bir sır değil. Ama her ikisi de bana sürecin başarısız değil, başarılı olmasını istediğini söylüyor. Bu yüzden adada bir şeylerin zora girdiğini duymak onları endişelendirdi." diye konuştu.
"TARAFLAR CENEVRE'YE DÖNMEK İSTİYOR ANCAK NASIL ORGANİZE EDİLECEĞİNDE ANLAŞAMIYOR"
Kıbrıs meselesinde temel sorumluluğun Kıbrıslı Türk lider Mustafa Akıncı ve Kıbrıslı Rum lider Anastasiadis'te olduğunu söyledi.
Her iki liderin de iki yıl boyunca birlikte çok çalıştığına ve yüzlerce toplantı yaptığına dikkati çeken Eide, "Kıbrıs sorununun çözümü için daha önce ortaya konan girişimlerin hepsinden, her zamankinden daha fazla ilerleme kaydettik. Ancak hala bazı önemli konular var. Benim deneyimim şu ki, müzakere sürecinin sonunu izlemeye geldiğinizde işler zorlaşıyor. Çünkü elbette bazı konular sona kalıyor. Çünkü o konular zor konular. Kolay olsalardı daha önce çoktan çözülmüş olurlardı." diye konuştu.
BM Kıbrıs Özel Temsilcisi, şunları kaydetti:
"Şu günlerde karşılaştığım sorun şu ki, liderler Cenevre'ye dönmek ve yeni bir konferans yapmak istiyorlar. Ancak bu konferansı nasıl organize edeceğimiz üzerinde anlaşamıyorlar. Her şeyi aynı anda birbirine bağlı bir şekilde mi tartışmalıyız, yoksa belli başlıkları önce ele alıp diğer başlıklara daha sonra mı geçmeliyiz. Buna ilişkin güçlü görüşleri var ve bu, oraya nasıl gidileceği konusunda ortak bir anlaşmaya varmayı zorlaştırıyor. Bu yüzden, şimdiki durum daha çok toplantının gündemi meselesi. Ancak elbette gündem tartışmasının ardında farklı siyasi öncelikler var."
"GARANTÖRLER TAAHHÜTLERİNE HALA BAĞLI"
Ortak zemin için umut olmadığı sürece mekik diplomasisi sürdürmenin anlamsız olacağı şeklindeki sözleri hatırlatılan Eide, son duruma ilişkin izlenimini ise şöyle dile getirdi:
"Atina ve Ankara ziyaretlerimin ardından 'garantörler taahhütlerine hala bağlı' diyebilirim. Bu, üçüncü garantör olan Londra için de geçerli. Üç garantör de kendini sürecin işlemesine adadı. Sorun şu ki, çözüm istemek demek, aynı çözümü istemek anlamına gelmiyor."
Kıbrıs meselesinin çözümünün öncelikle Kıbrıs Türkleri için önemli olduğunu savunan Türkiye'nin, aynı zamanda Doğu Akdeniz'de yapılabilecek daha iyi iş birliklerinin önündeki engelleri kaldırması bakımından çözümü önemsediğine dikkati çeken Eide, "Bu da, yardımcı olma çabalarına dair bir taahhüttür. Aynı şeyi diğer garantörler için de hissediyorum. Bu iyi bir şey ancak sorunu çözmüyor. Hala Cenevre'ye dönmek için ortak zemin oluşturulamıyor. Neden Cenevre'den bahsediyoruz? Çünkü Kıbrıs'taki her iki lider, Akıncı ve Anastasiadis de eski formatta, aynı dairenin etrafında, aynı konuları tartışarak dönüp durmanın amaçsız olduğunun farkında ve bunu hem birbirlerine hem de bana da dile getirdiler. Uluslararası konferans formatına geri dönmeliyiz." diye konuştu.
Uluslararası konferansın büyük bir sıçrama olduğunu, bu yüzden tarafların başarısız olma kaygısıyla hareket ettiklerini belirten Eide, "Endişem şu ki, belki de bunu organize etmekle o kadar meşgul olacaklar ki, oraya hiç varamayacağız ve çözüm bulamayacağız. Yine de denemeye devam ediyorum." dedi.
"TÜRK TARAFININ KONULARIN BİRBİRİYLE BAĞLANTILI OLDUĞU YÖNÜNDEKİ GÖRÜŞÜNE KATILIYORUM"
Kıbrıslı Rum lider Anastasiadis'in, sürecin işleyişine ilişkin daha önce varılan mutabakatların aksine güvenlik, garantiler ve toprak konularının diğer başlıklardan önce ele alınmasını şart koşmasını değerlendiren Eide, şunları kaydetti:
"Her zaman taraflar arasında bir anlaşmaya varılması için çabalıyorum. Güney Kıbrıs tarafının görüşü böyle. Türkiye'nin de desteklediği, Kıbrıs Türk tarafının görüşü ise her şeyi birlikte ve birbiriyle bağlantılı şekilde daha önce belirlenen parametreler çerçevesinde ele alıp tartışmak. Onları aynı kağıt üzerinde buluşturacak bir yol bulmaya çalışıyorum. Elbette, bütün konuların birbiriyle ilintili olduğunu görmenin önemli olduğunu düşünüyorum. Bu bakımdan, Türk tarafının konuların birbiriyle bağlantılı olduğu yönündeki görüşüne katılıyorum. Ancak bu, bazı konulara özel bir vurgu yapmamızı engellemez. Bu aşamada bu konuda daha fazla yorum yapmam çok zor çünkü bu, tam da bu günlerde müzakere etmeye çalıştığım şey."
Türk tarafının, Kıbrıslı Rum lider Anastasiadis'in Cenevre'de beşli konferansa gitmek için ortaya koyduğu şartların hem 11 Şubat 2014'teki ortak deklarasyona hem de 12 Ocak Cenevre belgesine aykırı olduğunu dile getirdiği hatırlatılan Eide, "Bu konuda şu an kamuoyu önünde yorum yapmam zor çünkü bunun üzerinde çalışıyorum. Kıbrıs'ta taraflar birbirini bakış açıları dolayısıyla eleştiriyor. Bu talihsiz bir durum. Çünkü ben, çözüme dair bir umudumuz olduğu sürece bu sorunu çözeceğimize inanıyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Sürecin öne çıkan özelliğinin, baştan bu yana bütün başlıklar tartışılmış olsa da her şey kararlaştırılıncaya kadar hiçbir şeyde anlaşmaya varılamaması olduğunu ifade eden Eide, "Birçok farklı başlığı konuşarak, farklı aşamalarda ele alarak, yavaş yavaş bir anlaşma inşa ediyorsunuz ancak sona geldiğinizde bunun yeterince iyi olduğuna ve yeni öneriler sunabileceğinize karar verebiliyorsunuz." diye konuştu.
Eide, "Süreçte ortaya atılan bu yöntem değişikliği önerisinin ciddi bir sorun oluşturduğunu düşünüyor musunuz? sorusuna, "Evet. Konferansa başlangıçtaki özgün haliyle devam edebilir ve en başta planlanan yolu izleyebilirsek çok daha iyi olacağını düşünüyorum. O zaman enerjimizi bunu nasıl organize edeceğimizden ziyade, gerçek tartışmalara harcayabiliriz." yanıtını verdi.
"BU BİR AÇMAZ. ANCAK HENÜZ BİTMEDİ, MÜZAKERELER ÇÖKMEDİ"
Süreçte yakın geleceğe dair bir görüşme takviminin henüz oluşmadığına işaret eden Eide, taraflarla sürekli temasta olduğunu söyledi.
Eide, "Şu anda tüm tarafların yer alacağı, üzerinde mutabık kalınmış bir toplantı yok. Üç garantör ülkenin, Kıbrıs'taki tarafların birlikte yer alacağı bir toplantı ancak konferans için bir araya gelindiğinde yapılabilir.
Kıbrıs'taki liderlerin görüşmesi de, Kıbrıs'ta, kendilerinin karar vereceği bir konu. Sanırım bu açmazın giderilmesi biraz zaman alacak. Bu bir açmaz. Ancak henüz bitmedi, müzakereler çökmedi. Bir anlamda bir çıkmaz sokaktayız ve buradan çıkmak için biraz diplomatik çalışma yapmamız gerek." diye konuştu.
Kıbrıs'ta her iki tarafın halklarının müzakere sürecinin sonuç vermesini istediğini dile getiren Eide, "Ayrıca, Türkiye, Yunanistan ve İngiltere'nin de bu süreci desteklemeyi gerçekten istediğini görüyorum. Hal böyleyken, süreci işler hale getirmeliyiz. Bu biraz niyet, biraz esneklik, biraz da tarafların, Kıbrıs'taki liderler başta olmak üzere garantörlerin liderlik göstermesini gerektiriyor." dedi.