Kıbrıs (güney) Ticaret ve Sanayi Odası (KEVE) Başkanı Fidias Pilides, çözümün kazan-kazan durumu olduğunu söyleyerek, en erken zamanda çözüme ulaşılması gerektiğini belirtti
Ödül Aşık Ülker
Kıbrıs (Rum) Ticaret ve Sanayi Odası (KEVE) Başkanı Fidias Pilides, çözümün kazan-kazan durumu olduğunu söyleyerek, liderlerin adil ve yaşayabilir bir anlaşmanın olası ekonomik faydalarının insanların farkına varmasını sağlaması gerektiğini vurguladı.
Yenidüzen’e konuşan Pilides, “Önemli olan bölgedeki politik istikrarın, birleşmiş bir Kıbrıs’ın, iki toplumun Türkiye ve Yunanistan ve bölgedeki diğer ülkeler ile yeniden kurulan ilişkilerinin çok yararlı olacağını genel anlamda anlamaktır” diye konuştu.
Olası çözümde tek ekonomi, tek Merkez Bankası, tek, genel bir ekonomi politikası olması gerektiğini kaydeden Pilides, “Genel anlamda bizi birleştiren çok şey var, gerçekten ayıran birşey düşünemiyorum. Kıbrıs sorununa yaşayabilir ve adil bir çözüm önemli ekonomik faydalar getirecek” dedi.
• Soru: KTTO ile yakın ilişkiniz olduğunu biliyoruz. Geçtiğimiz günlerde Brüksel’de buluştunuz ve çözüm sürecine destek belirttiniz. Daha önce de çözümü destekleyen projeleriniz olmuştu. Çalışmalarınız hakkında bilgi verir misiniz?
• Pilides: KTTO ile düzenli bir şekilde toplantılar yapıyoruz, mevcut başkanları Sayın Çerkez ile çok iyi bir işbirliğimiz var. Benden önceki başkan Mavromattis de çok iyi ilişkiler kurmuştu. KTTO’nun yeni başkanı olması muhtemel olan Sayın Fikri Toros ile de birkaç kez görüştük. Her zaman görüşme sürecine yardımcı olabilecek insiyatifler hakkında konuşuyoruz. Adil ve yaşayabilir bir anlaşma konusunda çalışmayı politikacılara bırakıyoruz, biz de konunun iş ve ekonomi tarafına odaklanıyoruz. Tabi ki sürecin parçası olmak, görüşmecilere bazı bilgileri vermek ve Kıbrıs’taki iş dünyasının liderlerinin ortak duruşunu ortaya koymak istiyoruz. İki oda arasındaki toplantılara devam edeceğiz. KTTO’nun 22 Mart’ta yapılacak genel kuruluna da geniş bir heyetle katılıp dayanışma ve desteğimizi ortaya koyacağız. PRIO veya UNDP tarafından alınacak insiyatiflerde de yer alma konusunda çok istekliyiz. Ayrıca iki iş dünyasına iyi işbirliği örnekleri olabilecek bazı insiyatifler hakkında da konuşuyoruz.
Maraş- eko şehir
• Soru: Güven yaratıcı önlemler hakkındaki düşünceniz nedir? Örneğin Maraş’ın açılması sizin için öncelik mi? Ekonomiye hız kazandıracağı konuşuluyor...
• Pilides: Bizim tarafta bir barış örgütü olan Mağusa Hareketi ile Mağusa Ticaret ve Sanayi Odası’nın bu konuda bizim de desteklediğimiz çalışmaları var. Kapalı Maraş’ın açılması ve iki taraf için kabul edilebilir düzenlemelerle Mağusa Limanı’nın çalışması mükemmel bir gelişme olur. KEVE ve KTTO roaming gibi bazı konuların çözümünü de teşvik ediyor çünkü telefonlarımız (şebekelerimiz) arasında iletişim kuramıyoruz, Japonya ile konuşabiliyoruz ama Lefkoşa’nın diğer tarafı ile konuşamıyoruz. Aynı zamanda görüşmelerde hızlı bir süreç umut ediyoruz. Maraş’ın açılmasını konuşuyoruz ama açılması konusunda bugün karar alınsa bile insanların oraya yerleşmesi zaman isteyecek. 40 yıldan sonra binalar artık yaşanabilir durumda değil. Brüksel’de Maraş’ı bir eko şehir olarak kurma konusunu konuştuk. Böylece dünyanın değişik yerlerinden insanları, turistleri oraya çekebiliriz, örnek bir şehir yaratabiliriz. Bazen şehirler en rasyonel şekilde inşa edilmezler ama sıfırdan yeniden inşa etme imkanınız varsa geçmişin hatalarından ders alabilirsiniz.
“Yeşil Hat Tüzüğü öngörüldüğü kadar başarılı olmadı”
• Soru: Yeşil Hat Tüzüğü kapsamında ticaret yapılıyor. Sizce bu tüzük ekonomik işbirliğinin gelişmesine katkı koydu mu?
• Pilides: Öngörüldüğü kadar başarılı olmadığını dürüstçe söylemek ve itiraf etmek durumundayız. Sağlık güvenliği veya bu malların menşesiyle ilgili AB düzenlemelerine ilişkin bazı sorunlar var. Kıbrıs Cumhuriyeti ile Türkiye arasında olmayan ilişki ve birbirlerinin ürünlerine ve hizmetlerine karşı karşılıklı isteksizlik olması da önemli bir etken. Ayrıca Kuzey’deki bölgenin AB kontrolünde olmayan ama AB’nin parçası olan bir yer olması da önemli bir durum. Bu anormal durumlar sorunlara neden oluyor. Böylelikle Yeşil Hat üzerinden yapılan ticaret de artmıyor.
“Psikolojik engel var”
• Soru: Türkiye ile ilişkilerden bahsetmişken, zaman zaman Güney Kıbrıs pazarında Türk mallarını görüyoruz. Bu ürünlerin dolaylı yollardan geldiğini biliyoruz. Türkiye ile ticaret ne durumda?
• Pilides: İlişkilerin bozuk olmasından dolayı direkt ticaret olmadığını biliyoruz. Aslında Türk mallarıyla ilgili yasak olduğunu düşünmüyorum...
• Soru: İnsanların Türk malları konusunda psikolojik engelleri ne durumda?
• Pilides: Psikolojik engel vardır. Bugün, sokaktaki sıradan bir vatandaş, Türkiye’de ve Güney Kore’de üretilen iki ürün arasında herşeyin eşit olması durumunda Türk malını almamayı tercih eder. Ancak bu durum çözümden sonraki birinci gün değişmeye başlayacaktır. Bir konuda net olmak istiyorum, Kıbrıs’ın Türkiye’yi veya Türk mallarını tanımama gibi bir durumu yok, durum bunun tam tersidir. Aslında sorun budur.
Kazan-kazan...
• Soru: Bir çözüm durumunda sizce Türkiye ekonomisi Kıbrıs Rum ekonomisi için tehdit mi, fırsat mı?
• Pilides: Tüm Kıbrıs ve Türkiye için bir fırsat olacak. Belki Kıbrıs küçüktür ama stratejik bir coğrafi konuma sahiptir. Türkiye’nin özgürce Kıbrıs’ın tamamına erişimi olması veya ürünlerinin ihracat edebilmesi gerçekten Türkiye için de çok anlam ifade eder. Kıbrıs ekonomisi için, umarım ki birleşik bir ekonomi olur, 70 milyonluk hızla büyüyen Türkiye pazarına erişim yararlı olacaktır. Bazı insanlar Kıbrıs ekonomisinin Türk ürünler nedeniyle ezileceğini, zarar göreceğini düşünüyor ama bu ürünler zaten halihazırda başka ülkelerden ithal ediliyor. Eğer Türkiye’den daha ucuza getirilebilecekse bu Kıbrıs ekonomisi için zararlı olamaz. Sonuç olarak bu kazan-kazan durumu olacak.
-----------------------------------------------
“Tek ekonomi politikası olmalı”
• Soru: Kıbrıs’taki iki ekonominin olası entegrasyon süreci hakkında ne söylemek istersiniz?
• Pilides: Bunun anlaşılmış olan anlaşmada olması gerekir. İki odanın pozisyonunun herhangi bir kısıtlama olmaması olduğunu düşünüyorum. Kısıtlamaların asgari düzeyde olması gerekiyor. Kıbrıs Türk toplumunun, Kıbrıs Türk iş dünyasının, daha büyük ekonomiler tarafından yutulması tehlikesinden korkmasını anlıyorum. Eğer entergasyonla işletmelerin tüm Kıbrıs’ta iş yapmasından bahsediyorsak, bunu tehlike olarak görmem. Kısacası hiçbir kısıtlama olmamalı, tek ekonomi, tek Merkez Bankası, tek genel bir ekonomi politikası olmalı, tamamen aynı olmasa da vergilendirmenin temeli benzer olmalı. Pek çok şey ortak olmalı, paylaşılmalı. Örneğin enerji kaynakları, bir kısmının bir topluma diğer kısmının diğer topluma ait olduğunu söylemenin mümkün olduğunu sanmıyorum, her birinin ayrı ayrı çıkardığını söylemek mümkün olmaz. Ortak bir çaba ve önceden kararlaştırılmış düzenlemeler olmalı. Mümkün olduğunca çok fazla sektörde bu tür ortak düzenlemeler yapılmalı.
• Soru: Enerjiden bahsetmişken, sizce müzakerelerin başlamasında gaz katalizör oldu mu?
• Pilides: Geçmişte dikkate almadığımız katalizör oldu, katalizör çok iddialı bir sözcük. Gaz kesinlikle görüşmelerin başlamasında önemli bir faktör. Çünkü bu da bir kazan-kazan durumu olacak. Hem Kıbrıs’taki iki toplum için, hem Türkiye için, hem de AB için bölgede ortak enerji dağıtım politikasına sahip olmak önemli bir kazan-kazan durumdur..
“Liderler, anlaşmanın ekonomik faydalarının farkına varılmasını sağlamalı”
• Soru: Sizce insanlar çözüme hazır mı? Veya liderler onları hazırlamak için ne yapmalı?
• Pilides: Tam olarak iki odanın yaptığını yapmalılar. Liderler, insanların adil ve yaşayabilir bir anlaşmanın olası ekonomik faydalarının farkına varmasını sağlamalılar. Önümüzdeki dönemde görüşmeler ilerlerken çeşitli raporlar ortaya çıkacak, bazıları çözümün faydalarını öne çıkaracak, bazıları çözümle ilgili olumsuz yaklaşımda olacak. Tüm bunlar, raporlar, çalışmalara tartışma yaratabilir. Önemli olan bölgedeki politik istikrarın, birleşmiş bir Kıbrıs’ın, iki toplumun Türkiye ve Yunanistan ve bölgedeki diğer ülkeler ile yeniden kurulan ilişkilerinin çok yararlı olacağını genel anlamda anlamaktır.
• Soru: Ekonomik krizin Kıbrıslı Rumlar’ın çözüm istemesini sağladığını düşünüyor musunuz? Örneğin Annan Planı döneminde, Kıbrıslı Rumlar ekonomik olarak çok iyi durumdaydı ve çözüme ihtiyaç olmadığını düşünüyordu...
• Pilides: Bu, o dönemde olayların nasıl gösterildiğiyle de alakalı. O dönemde Kıbrıs Rum ekonomisinin güçlü olması nedeniyle Kıbrıslı Rumlar’ın çözümün maliyetini tek başına karşılamak zorunda kalacağı düşünülüyordu. Bugünlerde artık böyle bir tartışma yok. Kıbrıs Türk ekonomisi iyi gittiğinden değil, orada da sorunlar var. Her iki taraf da, çözümden sonra ekonomilerimizi genişletmek için daha iyi bir zemin bekliyoruz.
-----------------------------------------------------
“Çözümden olumsuz etkilenecek herhangi bir sektör düşünemiyorum”
• Soru: Çözümden sonra tüm sektörlerin gelişmesi bekleniyor ama sizce çözümün yıldızı hangi sektör olacak?
• Pilides: Kesinlikle tüm sektörler yararlanacak. Turizm, ticaret, Kıbrıs (Rum) bandıralı gemilere uygulanan ambargonun fiilen kalkmasıyla gemicilik, Maraş’ın, ara bölgenin açılmasıyla inşaat, enerji, sanayi sektörleri hareketlenecek. Çözümden olumsuz etkilenecek herhangi bir sektör düşünemiyorum. Kıbrıs politik istikrar nedeniyle yeniden arzu edilen bir yer olunca, yabancı yatırımcılar gelecek ve emlak sektörü de hareketlenecek.
• Soru: Yeni başlayan görüşmelerden beklentiniz nedir? Sizce ne kadar zamanda sonuca varılabilir?
• Pilides: Ben politikacı değilim, görüşme sürecindeki zorlukları bilimiyorum. Ama bence ne kadar erken, o kadar iyi. Daha fazla zaman kaybetmeyi göze alamayız.
• Soru: Kıbrıslı Türklere ne mesaj vermek istersiniz?
• Pilides: Genel anlamda bizi birleştiren çok şey var, gerçekten ayıran birşey düşünemiyorum. Kıbrıs sorununa yaşayabilir ve adil bir çözüm önemli ekonomik faydalar getirecek.