Atçılığın da futbol gibi bir spor dalı olduğunu ama yetkililerden ilgi görmediğini ifade eden Görgü, amaçlarının gençlere bu sporu sevdirmek ve onları kötü alışkanlıklardan uzak tutmak olduğunu söylüyor. “Turizm amaçlı kullanılırsa da mutlaka iyi şeyler olur” diyen Hamiyet Görgü, çiftlikteki ana binanın üst kısmını pansiyon olarak düzenlemek istediğini ancak ülkenin içindeki ekonomik durum nedeniyle yatırım yapmaktan çekindiğini kaydediyor.
-------------------------
Tüm sektörler ÇOK ZORDA
Dilek Öncül
Yenidüzen: Yusuf Efendi At Çiftliği ne zaman kuruldu?
Hamiyet Görgü: 2004 yılında kurduk. 2006’da halkımız tarafından tamamen bilinmeye başladı. 2004, eşimin ölüm yılıdır. Onun anısını yaşatmak için giriştik bu işe. Eşim, vefat etmeden önce, çiftliğin yapımını başlatmıştı. Çiftlik yapılırken, tam bitmeden, vefat etti. Hep derdi ki çiftliğe babamın adını koyacağım. Yusuf eşimin babasının adıydı. Ben de anısı yaşasın, isteği olsun diye kayıt yaptırırken Yusuf Efendi Çiftliği diye kayıt yaptırdım çiftliğimizin adını.
“Borç-harç kurduk çiftliğimizi”
YD: Devletten herhangi bir destek aldınız mı?
Görgü: Herhangi bir destek almadım. Sadece Kalkınma Bankası’ndan borçlandık biraz. Borç-harç kendimiz kurduk çiftliği. Bir de Avrupa Birliği’nden manej diye adlandırılan kapalı biniş yeri için hibe aldık. Bir proje yaptık ve Avrupa Birliği’ne sunduk. AB bize hibe verdi ve manejimizi kurduk. Böyle bir manej KKTC’de değil Rum tarafında bile yoktur. Manejimizi ışıklandırdık ki gece binişlerine imkan sağlayalım. Özellikle Temmuz-Ağustos aylarında gündüz çok sıcak olduğu için insanlar akşam saatleri, gece gelmeyi tercih ediyorlar. İşlerimiz güzel gitti bir süre ve borcumuzun bir kısımını ödeyebildik. Bu bize oldukça cesaret ve moral verdi. Ama şimdi çok durgun işler.
“Ekonomik sıkıntı nedeniyle ilgi azaldı”
YD: Ülkedeki ekonomik durum sizi de etkiliyor sanırım...
Görgü: Biz bu işi yeni yapmaya başladığımız zaman ilgi alaka çoktu. Cumartesi-Pazar hep ailelerle dolardı Çiftlik. Şimdi öyle bir ekonomik sıkıntı var ki aileler eskisi gibi gelmiyor, gelemiyor. Fiyatlarımız uygun ancak 4-5 kişilik aileler için külfet oluşturuyor. Bugünlerde ilgi gösteren sadece birkaç kişi, daha çok da Türkiye’den görevli gelen subay aileleri, komutan aileleri, bazı elçilik mensupları. Kıbrıslı aileleri Çiftlik’te bulmak artık zor. Dediğim gibi eskiden haftasonu herkes çocuğunu getirirdi, kendi binerdi, burda gününü geçirirdi ama o kadar bir ekonomik sarsıntı var ki memlekette, artık gelemiyorlar. 1-2 yıldır bu durum böyle. Bir de ben 1-2 sene önce çok feci bir trafik kazası geçirdim. O da bir etken oldu işlerimizin düşmesinde. Uzun süre yoğun bakımda kaldım. İki yılın ardından tekrar normal yaşamıma döndüm ama benim durumum çok sarstı işlerimizi.
“Bazı ödemelerden muaf tutulmalıyız”
YD: Başka ne gibi sıkıntılarınız var?
Görgü: Ben normal bir iş yeri gibi aylık KDVmi, vergimi düzenli bir şekilde öderim. Böyle tesisler çok değil, sadece bir kaç tane. Devletin bizi bu gibi ödemelerden muaf tutması lazım. Manejin ışıklandırılması nedeniyle elektrik giderimiz de oluyor. En büyük sorunumuz van tipi iş arabası. Bunların talaşı var, balası var, onları taşımak için gerekli. Van tipi araç alacağınız zaman veya yurt dışından getireceğiniz zaman illa gümrük ödemek zorundasınız. Gümrük muafiyeti olabilir, KDV olabilir bazı şeylerden muaf tutulmamız lazım diye düşünüyorum. Ben kazansam kazanmasam her ay vergimi öderim, hiçbir kaçağım yok. Bu bize ket vurur açıkcası. Devlet yetkililerinin bu konularla ilgilenmesi lazım. Zaman içinde belki olur.
/ / /
‘Tüm aile birlikte çalışıyoruz’
YD: Çiftlik’te ne gibi hizmetler var? Kaç kişi çalışıyor, hangi saatler arasında hizmet veriliyor?
Görgü: Üç kişilik bir aileyiz. Kızım, ben, oğlum. Oğlum-Yusuf, hocalık da yapıyor. Ayrıca iki seyisimiz var. Biniş kursları, serbest binişler yanında atlar için pansiyonculuk hizmetimiz de var. Yani at satın alan insanlar atlarını bize getiriyor; biz hem yedirip-içiriyor hem de her türlü bakımlarını yapıyoruz, belli bir ücret karşılığında. Ancak yine ekonomik nedenlerden birçoğu atını sattı veya satmak üzere. 5-6 at eksildi. Bu da bizi etkiliyor açıkcası. Biniş dersleri için belli bir program çerçevesinde randevulu çalışırız. Normal binişler için sabah dokuzdan gece geç saatlere kadar biniş yapma imkanı var çünkü dediğim gini manejimiz ışıklandırılmıştır. Bir de bizim Doğu Akdeniz Doğa Koleji ile bir antlaşmamız var. Öğrencilerin eğitiminde binicilik dersleri var. Bu çerçevede okula bir tesis kurduk ve Yusuf, çocuklara biniş dersleri veriyor. Engel atlama eğitimi de alan çocuklar, geçen yıl 23 Nisan törenlerinde bir gösteri sundular. Bu yılki törenlere yönelik de çalışmaları var.
YD: Biniş ücretleri nasıl?
Görgü: Bugün Amerikalı turistler geldi buraya ve aldığımız biniş parasının çok ucuz olduğunu kaydettiler. Derslerde yetişkin ve çocuk diye ikiye ayrılır fiyatlarımız. Binişlerde de öyle. Yani yanlız binerse farklı hoca denetiminde olursa farklı fiyattır. Hocasız binişlerde 20 TL çocuklara, 25 TL büyükleredir 15 dakika için... Fiyatlarımız bir çok yere bakıldığında uygun ama tabii 2-3 çocuğu olan aileye külfet olur.
/ / /
“Vay memleketin haline derim”
YD: Ülkedeki ekonomik durum ne sizce? Alınan veya alınacak olan önlemler işe yarayacak mı?
Görgü: Bugünlerde herkes zorda. Çok vahim durumda olanlar var. Birçok iş arkadaşımız sıkıda. Gerçekten çok üzülürüm, vay memleketimizin haline derim. Tabii bilirkişiler ölçer döker, bir umudumuz var, belki bir şeyler olur. İnşallah ekonomimiz toparlar çünkü baktığın zaman insanların en lüks zevkidir atçılık. Ekonomik toparlanma olduğu zaman memlekette, ilk şanslı biz olacağız diye düşünüyorum.
YD: Burayı herhangi bir yetkili ziyaret etti mi?
Görgü: Hayır. Gelip görmediler, merak da etmediler. Halbuki böyle bir tesis başka yerde yok. Dediğim gibi atçılık ile uğraşanlar var ama bu kadar profesyonel olan bir at çiftliği başka yok. Ama maalesef hiçbir yetkilinin dikkatini çekmedi. Ne yaptığımızın farkına varsınlar, görsünler isterdim ama kimse gelmedi.
“Gençliğe bu sporu sevdirmek hedefimiz”
YD: Beklentileriniz, hedefleriniz neler?
Görgü: Beklentimiz, hedefimiz, ailelere, gençliğe, çocuklara iyi bir şekilde buranın tanıtımını yapmak ve gençliği yanlış yerlerden toparlayıp böyle tesislere çekmek. Gençliği at sevgisine alıştırmak istiyorum. Onların dikkatini çekmek, düşüncelerini değiştirmek ve aksi faaliyetlerden, kötü alışkanlıklardan çocukları uzak tutumak; düşüncem, isteğim bu yönde. Bir de atçılığı bir spor olarak, engel yarışı olarak memlekete yaymak istiyoruz. Hedefimiz bu yarışları yapabilmek. Basketbol, tenis, futbol gibi engel yarışları da bir spor dalı olsun istiyoruz. Bunu nasıl başarabiliriz bilemem, ne zaman başarırız bilemem. Önce bu işi gençliğe sevdirmek ondan sonra da yavaş yavaş yetkililerle görüşüp bu konuda bir şeyler yapmak istiyoruz.
/ / /
“Hem spor hem turizm amaçlı”
YD: Başka at çiftlikleri de var. Onlarla ilişkileriniz nasıl? Herhangi bir birliğiniz var mı?
Görgü: At çiftlikleri yaygınlaşmaya başlıyor ama çok bilinçsiz insanlar var. Bu işi sadece para kazanmak olarak görüyorlar. Bu iş bilgi ister, tecrübe ister, sadece ata bindir de dolaştır değil yani. Ben arkadaşları kendime rakip görmüyorum çünü en profesyonel çalışan biziz. Var olan sorunların çözümü için at camiasının birlik olması lazım ama henüz bir birlik yok. Jokey Kulübü var ancak o düz yarışlarla ilgili bir kulüptür. Binicilik farklı. Çünkü eğitimi farklı. Düz yarışta at hızlandırılır, binicilikte yavaşlatılır.
YD: Burası spor yanında turizm amaçlı da kullanılabilir...
Görgü: Turizm amaçlı kullanılsa mutlaka iyi şeyler olur. Bir zamanlar Turizm Bakanlığı’ndan bize davet geldi. Gittik, iki kez toplantı yaptık. Belli güzergahlar ayarlanacak ve atla gezintiler düzenlenecekti. Ancak herhangi bir sonuç çıkmadı ortaya. Öyle kaldı. İnsanları buraya çekmek adına Pazar günleri kahvaltı veriyoruz. Hem ata binmek hem de kahvaltı uygun fiyata geliyor. Buranın üst kısmını pansiyon olarak düzenlemek isterim ama maddi sıkıntılar çok. Bu ekonomik durumda da yatırım yapmak, risk almak kolay değil.
“Kıbrıslı gençler atçılıkla ilgilenmez”
YD: Atların bakımı zahmetli bir iş... Kalifiye eleman buluyor musunuz?
Görgü: Bu meslek seyislik diye geçer. Bizim memlekette seyis yok. Atçılıkta çalışacak Kıbrıslı gençlerimiz yok. Halbuki ben çok isterdim biz yetiştirelim, hazırlayalım, Kıbrıslı gençlerimiz çalışsın çiftlikte ama yok. Biz hiç bilmeyen bir eleman bile bulsak onu yetiştirebiliriz. Ama Kıbrıslı gençler bu işle ilgilenmez. Ata binmeye yönelik ilgileri var ama böyle bir tesiste çalışmayı Kıbrıslı kabul etmez maalesef.
///////////////
Bir cümleyle:
Ekonomi: Para
Para: Emeğin karşılığı
Yatırım: Her şey paraya dayanır
Hükümet: İlgili olmalı
Spor Dairesi: Daha çok ilgi
Medya: Orta