Küresel ekonomide önemi her geçen gün artan rekabet edebilirliğin temel ilkesi ekonomilerde endüstriler arası arz-talep ilişkisini doğru tanımlayabilmek ve bu doğrultuda yatırım ile üretim miktarlarını optimal boyutlarda belirleyebilmektir. Yapılan yatırımların beklenen getiri oranı ve bu yatırımın diğer sektörler arasındaki yerinin belirlenmesi de ayrıca çok önemlidir. Bu nedenledir ki son yıllarda Hesaplanabilir Genel Denge modelleri ile birlikte Girdi-Çıktı’ya dayalı analizlerin uygulama alanı oldukça yaygınlaşmıştır. Bu analizler hangi endüstrilerin daha rekabetçi olduğu, yatırım programlarının çarpan etkilerinin ne olduğu, istihdam, ithalat, ihracat ve genel ve göreli fiyatlar üzerindeki etkilerinin ne olacağı, politika ve müdahalelerin ödemeler dengesi etkilerini ne olacağı gibi önemli soruları incelemede yardımcı olmaktadır.
Endüstriler arası ilişkilerin giderek daha karmaşık bir hal alması, bir sektöre yönelik talebin karşılanabilmesi için ilişkili birçok sektör veya endüstride üretim yapılması gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Söz konusu ilişkilerin boyutunun, bu ilişkilerin ekonomi üzerinde yarattıkları etkilerinin, bir sektörde yapılan yatırımın diğerlerine yansımalarının ayrıntılı biçimde ortaya konulabilmesi ve bunların matematiksel/istatiksel analizler yardımıyla açıklanmasında sıklıkla kullanılan tekniklerden birisidir Girdi-Çıktı (Input-Output) analizi. Ulusal veya bölgesel seviyede makro ekonomik düzeyde kurulan Girdi-Çıktı modeli, ilgili alanlarda temel ekonomik ve sosyal sorunlarını çözümlemede yardımcı olmakta ve planlama ya da bölgesel kalkınmada bir araç olarak kullanılmaktadır.
Bu yönü ile de Girdi-Çıktı analiz yöntemi, sektörün yarattığı ekonomiyi diğer sektörleri hesaba katarak değerlendirme imkânı vermektedir. Bu değerlendirmede bir sektörün diğer sektörlerle alım-satım ilişkisi, yarattığı katma değer ve nihai tüketici ile ilişkisi ortaya çıkarılmaya çalışılır. Buna ek olarak, bir bölgede gerçekleşen sektörel üretim ve tüketim ilişkileri diğer bir bölge ile de yine Girdi-Çıktı analiz yötemiyle kıyaslanabilmektedir.
Ekonominin verimliliğini, elde edilen verimin çarpan etkilerinin hangi sektörlere kadar eriştiğini bizlere söyleyen bahse konu analiz yöntemi ekonomi yönetimi için kanımca çok önemli bir araçtır. Ülkemizde malumunuzdur ki, turizm ve yüksek öğretim sektörleri önemli gelirler ve istihdam yaratan sektörleridir. Bu sektörlerimizin diğer sektörlere olan ekonomik çarpan etkileri de çok fazladır. Bir çok esnaf, sanayici ve müteahit bu sektörlerin ihtiyaçlarının karşılanmasında iş alarak para kazanmaktadır. Çarpan etkisi oldukca yüksek olan bahse konu sektörlerimizin bu etkinin ölçülmesi yaratılan ek gelirlerin ülke ekonomisi açışından maksimize edilmesinin sağlanması şarttır. Konuyu biraz daha basit anlatacak olursam, turizm sektörü örneğinden giderek; Turizm alanında yeni bir yatırım sözkonusu olduğunda, ortaya çıkacak olan istihdam ihtiyacının yüzde kaçı yerli emek piyasasından yüzde kaçının yurt dışı emek piyasalarından olacağı önceden bilenebilir. Tüketilen tüm gıda ve diğer ürünlerin yüzde kaçı yerli, yüzde kaçı yabancı piyasalardan karşılanacağı yine girdi-çıktı analizi ile saptanabilir. Bu saptamalar yapıldıktan sonra bu ülkenin yabancı işçi ihtiyacının ne olacağı, ülkeye yapılan ithalatın ne kadar artacağını önceden görebilme ve ona göre yapılanılmasına imkan verir. Bazı ülkelerde belli başlı sektörel gelişimlerin yarattığı çarpan etkileri başka ülkelerin ekonomilerine daha fazla fayda sağladığı da görülmektedir. Böylesi bir durumda (ekonomik kaynaklarınızın doğru kullanılmadığı ve ısraf edildiği) vaziyeti görmenizi ve böyle bir yapıyı hükümet olarak geliştirilecek ekonomik ve sosyal gelişim programlarıyla değiştirilmesine ve ülke ekonomisinin menfaat oluşturacak bir zemine oturtulmasına imkan Girdi-Çıktı analizi imkan sağlar.
Peki bu analiz ülkemizde yapılıyor mu? Maalesef hayır. Peki yapılabilme imkanı var mı? pek tabi vardır. Yukarıdaki tanımlamalarda da belirtildiği üzere fazla teknik alt yapısına girmeden açıklayacak olursam gerekli işyeri sayım güncellemeleri ve statiksel ve yazılım altyapıları oluşurularak Girdi-Çıktı analizi yapmak mümkündür. Tabi ki adama sorarlar, müsteşarlığınız döneminde neden yapılmasına olanak sağlamadınız? Onun da cevabını vereyim. Bahse konu analizin bizlere ekonomi planlamasında ne tür kolaylıklar sağlayacağının bilincinde olan biriyim. Dolayısıyla müsteşarlığım döneminde Devlet Planlama Örgütünün bahse konu analizleri yapabilecek kapasiteye kavuşturulması için gerekli tutarı 2019 bütçesine konulmasını Başbakanlık olarak sağladık. O dönem mesai arkadaşım DPÖ müsteşarı ile mesai harcayarak ülkemize uygun olacak şekilde uluslar arası standartlardan ödün vermeden gerekli şartnamayi de çalıştık ve ilk draftını hazırladık. Amaçladığımız dışardan alınacak uzman hizmetleriyle KKTC ekonomisinin orta ve uzun vadeli hedefleri doğrultusunda uygun ekonomi politikalarının oluşturulması için Girdi-Çıktı analizi ve Hesaplanabilir Genel Denge modellerinin oluşturulmasıydı. Sonuç olarak oluştulan sistem yardımıyla farklı ekonomik müdahale ve politikaların ekonominin farklı sektörleri üzerindeki büyüme, istihdam, ithalat, ihracat etkileri değerlendirilebilecek ve Hesaplanabilir Genel Denge Alalizi yardımıyla politika simülasyonları yapmaya olanak verecek bir sistem geliştirilecek ve Devlet Planlama Örgütümüzce kullanılacaktı. Ancak Hükümetin bozulmasıyla ve görevden alınmalarla ilgili son gelişmeler herkesce malum. Dolayısıyla Yeni DPÖ müsteşarımıza yeni görevi hayırlı olsun ve bol şans dileklerimi sunarken kendisinden isteğimiz halahazırda bütçesi de hazır olan ve Ülkemizin kalkınması için kullandığımız ekonomik kaynakların verimli bir şekilde kullanılmasını sağlayacak böylesi öneme haiz bahse konu projeyi hayata geçirmesidir.