2023 yılı KKTC-TC İktisadi ve Mali İşbirliği anlaşması geçtiğimiz Haziran ayı başında,2 ülke resmi gazetelerinde yayınlanarak yürürlüğe girdiği zaman, içeriğinde, geçmiş yıllarda imzalanan protokollerle benzeşen, gerçekleşmediği için tekrar edilen birçok konu başlığı bulunduğunu öğrenmiştik.
Protokol içinde yer alan 85 eylemin gerçekleştirilmesi, Bizim Hükümet tarafından taahhüt ediliyor.Kamu maliyesine yönelik, disiplin içinde, gelir artırıcı, gider azaltıcı tedbir, reform ve yasaları gerçekleştirerek, bütçe açığının azaltılması hedefleniyor.
Ekonomik Protokolle, 9 milyar 500 milyon TL’lik bir kaynağın hibe ve kredi olarak sağlanacağı öngörülüyor.. Ancak, Protokol yaklaşık 5 buçuk ay sonra sona erecektir. Umarım, bu sürede, Hükümet tarafından yerine getirilmesi beklenen ödevler, taahütler gerçekleşir ve açıklanan maddi kaynaklar ülkeye zamanında ulaşır.
Bu gelişmeler ışığında Kuzey Kıbrıs Hükümet yetkilileri, geçtiğimiz Cuma günü Ankara’ da Türkiye yetkilileri ile yaptıkları toplantılardan sonra, ekonomik protokolde de yer alan aşağıdaki icraatları ön plana çıkararak, bunları görev süreleri içinde yerine getireceklerini yeniden taahhüt ettiler.
- Yarım kalan tüm yol projelerinin tamamlanması, - İhtiyaç duyulan yeni okulların yapılması, - İhtiyaç duyulan okulların depreme dayanıklı hale gelmeleri için gerekli güçlendirme çalışmalarının başlatılması ve tamamlanması, - Lefkoşa’ya 500 yataklı hastanenin temelinin atılması, projenin başlatılması ve tamamlanması, - Girne Hastanesi ve Güzelyurt Hastanelerinin tamamlanması, - Karpaz Bölgesinin sağlık alanında en temel ihtiyaçlarından biri olan Pamuklu’ya bir sağlık merkezinin yapılması, - Lapta’ya bir sağlık merkezinin yapılması, - Maraş Sosyal Konutlarının başlatılması ve tamamlanması, - Ülkemizde yeni başlatılacak sosyal konut projelerinin tamamlanması, -Türkiye’den çift yönlü kablo ile elektrik enerjisinin getirilmesi projesinin en kısa süre içerisinde başlatılması ve 4 yıllık kısa bir sürede tamamlanması gibi icraatlar yapılan görüşmelerde ön plana çıkmış gibi görülüyor.
Öte yandan, Hükümet yetkililerimiz, enflasyondan kaynaklanan sıkıntıların aşılması konularında da Türkiye’nin tam desteğini aldıklarını açıkladılar.Sağlanacak ek desteklerle, halkı, enflasyona ezdirmeden, refah seviyelerini korumak için her türlü katkıyı yapacaklarından bahsettiler. Ayrıca, Özel sektöre, sanayiye, tarıma ve hayvancılığa sağlanacak hibe ve kredi destekleri konusunda da Türkiye’ den destek alındığı açıklandı.
Bütün bu açıklamalardaki konular elbette önemlidir ve hayata geçmesi halkın beklentisidir.Ancak, bunların yapılması, çoktan beridir gündemde olmasına rağmen, gerçekleşmemiştir.Tamamlanmaları için de, önemli oranda maddi kaynağa ihtiyaç vardır.
Yeni Ercan havaalanının açılması ve uçuşlara başlaması da adeta yılan hikayesine dönmüştür.Çok defadır, Hükümet yetkililerimiz tarafından açılma tarihleri verilmiş, fakat bir türlü o tarihlerde açılamamıştır.
Umarım bu defa, Türkiye yetkilileri tarafından da söylenen, 20 Temmuz tarihinde havaalanı hizmete açılır.10 günlük bir zaman kalmıştır.Hep birlikte göreceğiz.
Protokoldeki yardım ve kredi rakamlarının, hem kur farkı hemde enflasyon artışı karşısında yetersiz kalacağı aşikardır. Bu bağlamda, Hükümet yetkilileri, bu durumu, Türkiye Hükümet yetkilileri ile umarım görüşmüş ve sonuç almıştır.
Ayni para birimini kullanmamıza rağmen, Kuzey Kıbrıs’ ta enflasyon, Türkiye’ den çok daha yüksek seyretmektedir. Bu yıl da, yılın ilk 6 ayında, yıllık bazda, bizdeki enflasyon oranları, Türkiye’ den yüzde 27 (puan)daha fazladır.
Bu kayıplar da, Türkiye yetkilileri ile mutlaka istişare edilmeli, ekonomik protokol içine ilave kaynak olarak eklenmelidir.Yapılan açıklamalarda, bu konunun görüşüldüğünü öğrenmiş olduk.Temennimiz, gerçekleşmesidir.
Öte yandan, Protokolün imzalandığı Mart sonunda, dolar kuru yaklaşık 19 TL iken, şu anda 26 TL’ yi geçmiş durumdadır.Bahse konu kur farkları telafi edilmezse, birçok yatırım ve icraatın gerçekleşmesi mümkün değildir.
Protokoldeki kaynakların ülkeye ulaşması ve ekonomi içine dahil olması, üretimi ve istihdamı artıracak projelere daha fazla kaynak ayrılması, piyasanın daraldığı kriz dönemlerinde, büyük önem taşımaktadır.
Hükümet taahhüt ettiği ev ödevlerini yerine getirmelidir. Bunlar yapılmadığı taktirde, hem ülkeye yeterli kaynak gelmemekte, hemde devlet ciddiyeti zarar görmektedir. Gelmesi gereken kaynakların, ülkeye zamanında ve eksiksiz ulaşması, ekonomik sektörler ve devlet bütçesi için de, olmazsa olmazdır.
Ekonomik protokoller, halkın refahını artırmalı ve ülke için sürdürülebilir bir ekonomik yapı oluşturmalıdır. Bunun için, düzenli kaynak akışı sağlanmalıdır.Yılın bu zamanına kadar ülkeye düzenli kaynak gelmediğini biliyoruz.
Protokollerin amacına ulaşması, hizmet verebilmesi için, tüm sektörlerin, esnafın, işletmelerin sıcak kaynaklara ve yatırımlara ihtiyacı vardır.Üretimin ve istihdamın artması, işsizliğin önlenmesi için, bu kaynaklar elzemdir. Ayrıca, dar gelirlilere, sosyal yardım ve engelli maaşı alanlara, yani toplumun en yoksul kesimlerine, mutlaka yeterli miktarda katkı yapılmalıdır.