Dövizin tırmanması, çalışan kesimin alım gücünün giderek düşmesi ve buna bağlı olarak iç piyasadaki sıcak para hareketinin yavaşlaması ekonomi çevrelerini de olumsuz etkiledi. Ticaret insanı vergi indiriminin çözüm olacağını dillendirirken, esnaf piyasanın çok kötü durumda olduğundan şikayet ediyor. Otelciler ise dövizin turizmi de olumsuz etkilediğine dikkat çekiyor
• Ticaret Odası Başkanı Günay Çerkez: “Hükümet ciddi ve cesur adımlar atmalıdır”
• İŞAD Başkanı Metin Şadi: “Euro’ya geçmek, bir gece içerisinde mümkün olabilir”
• Esnaf ve Zanaatkarlar Odası Başkanı Hürrem Tulga: “Bu gün ülke, en kötü dönemini yaşamaktadır”
• Otelciler Birliği Başkanı Hüseyin Aktığ: “Çözüm, Kıbrıs Türk toplumunun gelişmesi adına, büyük bir ivme kazandıracaktır.
Tanju KONURALP
Dövizin tırmanması, çalışan kesimin alım gücünün giderek düşmesi ve buna bağlı olarak iç piyasadaki sıcak para hareketinin yavaşlaması ekonomi çevrelerini de olumsuz etkiliyor.
Döviz artışına bağlı olara yükselen elektrik fiyatları ve girdi maliyetlerindeki artış iş dünyasını negatif etkilerken, 2014 yılının zor geçeceğinden şüphe ediliyor. Dövizin yükselmesi ile birlikte bir anda, yüzde 30 değer kaybeden Türk Lirası, ülkede gelir dışında neredeyse tüm giderleri döviz olan vatandaşları, bitme noktasına getirdi. YENİDÜZEN’de ekonomideki gidişatı yorumlayan Ticaret Odası Başkanı Günay Çerkez, İŞAD Başkanı Metin Şadi, Esnaf ve Zanaatkarlar Odası Başkanı Hürrem Tulga ve Otelciler Birliği Başkanı Hüseyin Aktığ, “hükümetin önlem alması gerektiği” noktasında birleşti.
Ticaret Odası Başkanı Günay Çerkez, hükümetin oldukça yavaş ve parçalar halinde önlemler almak gibi bir yanlış içerisinde olduğunu iddia ederek ekonomik kararların bütünlüklü olması gerektiğine dikkat çekti.
“Biz bunu yaşadık. Demek ki aynı şekilde, Euro’ya da geçmek, bir gece içerisinde mümkün olabilir. Bakıldığı zaman Türk Lirası, ülke olarak bizim yalnızca kullandığımız bir para birimidir” diyen İŞAD Başkanı Metin Şadi, para değiştirmenin koşullarından örnekler verdi.
Esnaf ve Zanaatkarlar Odası Başkanı Hürrem Tulga ise ülkenin en kötü dönemini yaşadığını belirterek “Ekonomik yönde buhran yaşayan vatandaş, eğitim, sağlık ve temel gıda ihtiyaçları söz konusu olunca, harcama namına bir harekette bulunamıyor” dedi.
Otelciler Birliği Başkanı Hüseyin Aktığ ise dövizdeki değişimden turizmin de olumsuz etkilendiğini anlattı.
İşte ekonomik örgüt temsilcilerinin görüşleri:
Ticaret Odası Başkanı Günay Çerkez: “Hükümet ciddi ve cesur adımlar atmalıdır.”
“Türk Lirası, son 3-4 ay içerisinde, yüzde 30’a varan bir değer kaybına uğramıştır. Bu değer kaybı ise TL kullanılan ülkede de büyük bir sekte yaratmıştır. Halkın alım gücü, bir anda yüzde 30 oranında düşüşe geçmiştir. Bu konuda ortaya koyulabilecek iki çözüm bulunmaktadır. Bunlardan birisi, piyasada yüzde 30’a varan indirim uygulanmasıdır. İkincisi ise gelirlere yüzde 30 oranında bir artış sağlamaktır ki; bu olası bir durum değildir. Öte yandan krizle birlikte hükümette, eş zamanlı önlemler almak yerine, oldukça yavaş ve parçalar halinde önlemler almak gibi bir yanlış içerisindedir. Bu girişimlerin netice sağlaması olası değildir. Hükümetin acilen yapması gereken şey, özel sektöre olan borçları ödemesi ve piyasaya para pompalamasıdır. Öte yandan KDV ve fiyat istikrar fonlarının da düşürülmesi gerekmektedir. Mevcut şartlar değerlendirildiğinde ortaya çıkan sonuç budur. Son olarak söylenmesi gereken şey, hükümetin süratli hareket etmesi ve bir an önce çözüm görüşmelerinde hızlı ve geçerli adımlar atması olmalıdır.”
İŞAD Başkanı Metin Şadi: “Euro’ya geçmek, bir gece içerisinde mümkün olabilir”
“Öncelikle bana, ülkede stabil bir paraya geçilebilir mi diye bir soru sorulduğundan bahsetmek istiyorum. Bu soruya cevabım evet oldu. Bunun sebebi, Türk Lirası’nın, bir gecede De Facto olmasıdır. Biz bunu yaşadık. Demek ki aynı şekilde, Euro’ya da geçmek, bir gece içerisinde mümkün olabilir. Bakıldığı zaman Türk Lirası, ülke olarak bizim yalnızca kullandığımız bir para birimidir. Türk Lirası üzerinde ülkemizin, hiçbir etkisi yoktur. Yine bu sebeple, Türkiye’de, Türk Lirası’nın yaşadığı tüm etkileri, anında yaşıyoruz. Bir diğer konu ise ülke, Sterlin bölgesidir. Bu da, ülkede yaşanılan ekonomik hayatın, oldukça komplike bir hal almasına sebep olmaktadır. Burada dileğimiz, ülkede çözümün gerçekleşmesi ve stabil bir para biriminin ekonomimizi şekillendirmesidir. Son olarak söylemek istediği şey ise, hiç kimsenin çözümün olmayacağına dair bir düşüncede bulunmamadır.”
Esnaf ve Zanaatkarlar Odası Başkanı Hürrem Tulga: “Bu gün ülke, en kötü dönemini yaşamaktadır”
“Ülkede, son dönemlerde yaşanılan elektrik ve döviz artışları, ülkenin resmen bitmesi halini yarattı. İnsanların geliri var ancak; bu gelir, harcanabilir bir gelir değildir. Özetlemek gerekirse bugün ülke, en kötü dönümü yaşamaktadır. Ekonomik yönde buhran yaşayan vatandaş, eğitim, sağlık ve temel gıda ihtiyaçları söz konusu olunca, harcama namına bir harekette bulunamıyor. Tüm bunların temelinde ise bunca yıldır yaşanılan ve sistemin değiştirilmesi adına hiçbir adım atılmaması konusundur. Bu gün gelinen müzakere süreci, tüm bu sorunların da çözümü anlamını taşımaktadır. Keşke olası çözümden önce bizler, üzerimize düşeni yapsaydık ve hem refah seviyemizi yüksek tutsaydık, hem de olabilecek çözüm sürecine çok daha sağlam bir şekilde başlama şansına sahip olsaydık.”
Otelciler Birliği Başkanı Hüseyin Aktığ: “Çözüm, Kıbrıs Türk Toplumunun gelişmesi adına, büyük bir ivme kazandıracaktır”
“2014’ün başlaması ile dövizde yaşanan ciddi artışların, ülkede önemli bir etki yarattığını ve tüm faktörleri olumsuz etkilediğini belirtebilirim. Turizm sektörü yönünde konuşmak gerekirse, ülke turizminin sahip olduğu iki pazar mevcuttur. Bu pazarın en büyük payı Türkiye’dir ki; dövizdeki artış, bu pazarı da etkilemiştir. Ancak küçük olan AB pazarı ile ilgili aynı durum söz konu değildir. Euro para birimini kullanan AB ülkelerinden, turist olarak ülkeyi ziyaret eden kişiler, dövizin artışından bir rant elde etmişlerdir. Ancak sonuca bakıldığı zaman, Türk Lirası geliri olan ülkede, giderlerin büyük çoğunluğunun döviz olması ve temel tüketim ürünlerine sürekli fahiş zamlar uygulanması, ciddi ve kötü bir etkidir. Konunun çözümü konusunda ise söylenebilecek şeylerden birisi, iki toplumun çözüme ulaşması veya ulaşmaması halinde, ülkedeki en önemli sektör turizm olacaktır. Şunu da belirtmeliyim ki; insanlarımız, olası bir çözüme, her şeyin kurtarıcısı gözü ile bakmamalıdır. Turizm sektörü ve diğer sektörleri baz alarak yorum yapmak gerekirse çözüm, özellikle Kıbrıs Türk Toplumunun gelişmesi adına, büyük bir ivme kazandıracaktır.”