El-Sen Başkanı Tuluy Kalyoncu, yönetim kurulu adına yaptığı yazlı açıklamada, %20 elektrik zamına gelen tepkilerin haklı tepkiler olduğunu ancak, “Bakanlar Kurulu ve KIB-TEK’in bu tepkilere yanıtı da yıllardır hep aynı olmuştur ve şimdiki KIB-TEK yönetimi ve Bakanlar Kurulu’nun yanıtı pek farklı olmayacaktır.” denildi.
Konu ile ilgili açıklamanın tam metni şöyle;
“Çare Zamları Zorunlu Hale Getirmemek Alternatif ise Özerk Bir KIB-TEK’tir”
“KIB-TEK Yönetim Kurulu tarafından Bakanlar Kurulu’nun onayı ile elektrik fiyatlarına ortalama %20 zam yapıldığı açıklamaları haklı tepkileri de birlikte getirmektedir. Bakanlar Kurulu ve KIB-TEK’in bu tepkilere yanıtı da yıllardır hep aynı olmuştur ve şimdiki KIB-TEK yönetimi ve Bakanlar Kurulu’nun yanıtı pek farklı olmayacaktır. Özetle petrol fiyatlarındaki artış ve dövizdeki ciddi değişimler nedeniyle zam kaçınılmaz hale gelmiştir denecektir. Hatta kurumun yaşatılabilmesi için başka çare de kalmadığı, bu zamların az bile olduğu ileri sürülebilecektir.
EL-SEN, sadece son zamanlarda değil on yılı aşkın bir süredir söylemekten usandı, ancak yöneticiler anlamazlıktan gelmekten usanmadılar. EL-SEN ısrarla garantili alım sisteminin maliyetleri artırdığını ve Avrupa Birliği yasalarına da ters olduğunu söylüyor. Bunu yapan Polonya’nın şimdi yüz milyonlarca Euro tazminat ödediğini ve bunu da halkın sırtına yüklediğini belgeleri ile tüm ilgili makamlara ve kamuoyumuza duyurduk. Ancak Hükümet, AKSA isimli şirketten garantili alım miktarını artırmakta ısrar ediyor. Biz halkımızı uyarıyoruz. Bu yapılırsa sadece bu nedenle yeni zamlar gelecek, Kıbrıs sorunu çözüldüğü gün ise bu sefer AKSA’ya tazminat ödemek için sırtımıza yeni vergiler yüklenecek. EL-SEN, serbest rekabet koşullarının oluşamayacağı nedeni ile Kıbrıs ve Malta gibi küçük ölçekli ülkelerde özelleştirmelerin zamlara neden olacağını aylarca önce belgeleri ile açıkladı. Hükümet ise hala daha özelleştirme diyor. Bunun olması halinde yeni zamlar %20’lerle sınırlı da olmayacak. Maliye Bakanlığı devlet dairelerinde tüketilen elektrik bedellerini ödememeye ve mahsuplaşmayı sonuçlandırmamaya ayrıca, sübvanseye edilen kesimler için yapılması gereken ödemeleri zamanında yapmamaya devam ediyor. Belediyeler tarafından ödenmesi gereken elektrik tüketim ederlerinin ödenmesi için gerekli kararlar hükümet tarafından üretilmiyor. Ekim 2011 itibarı ile borç alacak mahsuplaşması yapılırsa ve KIB-TEK’in geriye dönük tüm alacaklarını tahsil etmesi sağlanırsa, KIB-TEK’in elinde 120 Milyon TL para olacak. Bu da bankalara milyonlarca lira faiz ödemekten ve bu faizlerin fiyatlara yansımasından kurtulmaktır diyoruz. Ancak, hükümet kulaklarını tıkadı. Sağır sultan duydu hükümet duymaz. Zamların ve elektrik fiyatlarının yükselmesindeki bir neden de bankalara ödenen faizler ve devletin ve belediyelerin kamusal alandaki borçlarını ödememesidir.
Bütün dünyada petrol fiyatları artar. Petrole bağımlı ve maliyette büyük payı olan mal ve hizmetlere de artış zamanında yapılır. Petrol fiyatları düşerse fiyatlar da düşer. 2 yıl beklenip bir anda artış yapılmaz. KIB-TEK’in üretim kapasitesini tam olarak kullanmasını bu hükümet engellemektedir. Borcu olanlardan tahsilatın yapılmasına siyasi popülist yaklaşımlarla müdahale eden de siyasilerdir.
Tüm bunlar da göstermektedir ki çare zamları zorunlu hale getirmemektir. Gerekli önlemlerin gününde alınması gerekmektedir. KIB-TEK ve enerji sektörü bu şekli ile yönetilemez. Alternatif tektir ve O da KIB-TEK’in derhal özerkleştirilmesidir. Böylece enerji üretimi popülist yaklaşımlardan uzak, verimlilik esaslarına göre gerçekleşebilecek ve halkımız sürdürülebilir ve mümkün olan en ucuz elektrik tüketme şansına sahip olabilecektir.”