İnsanlar, emeklerinin karşılığında aldıkları maaşlarda yıllardır kayda değer oranda bir artış göremezken, ödedikleri faturaların sürekli zamlanmasından bıktılar.
Piyasada hemen her mal ve hizmetin fiyatı mütemadiyen artarken, halkın alım gücü de aynı oranda azalıyor.
Ama galiba en çok öfkeyi, kullanacağım tabiri mazur görün, kendini artık ‘enayi’ gibi hissetmeye başladığı ‘elektrik’ konusunda dışa vuruyor sokaktaki insan.
Kış girişi, elektrik yine zamlandı.
Çok yakında elektrikli su ısıtıcıları, elektrikli sobalar ve klimalar tam güç çalışmaya başlayınca, bu zam daha yakıcı bir şekilde hissedilmeye başlanacak.
Herkes öfkeli.
Kamu kurum ve kuruluşlarından; devlet dairelerinden, belediyelerden ve başta ‘hatırlılar’ olmak üzere özel teşebbüslerden tahsil edilemeyen alacaklar nedeniyle batma noktasına sürüklenen Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu, bugün elektrik üretebilmek için ihtiyacı olan yakıtı satın alamayacak durumda.
Hayatımızı elektriksiz olarak sürdürebilmemiz mümkün olmadığından, ihtiyaç duyulan yakıt illâ ki alınacak.
Peki ama neyle?
Başbakan dün Bakanlar Kurulu toplantısı öncesinde, ‘elektrik üretimini sürdürebilmek için finans kuruluşlarından yeniden borçlanma gibi bir olanak yok’ dedi.
Bu durumda geriye sadece vatandaş kaldı.
Yani yakıt, vatandaşın elektrik faturalarına yansıyacak olan zamla alınacak.
***
Zam nedeniyle öfkeli olan vatandaşın arasından, ‘özelleştirin de kurtulalım artık’ şeklinde sesler çıkmaya başladı.
Ama bu noktada gözden kaçırılan çok önemli bir şey var.
Özelleştirme, elektrik faturalarımızda şu anda şikayet etmekte olduğumuz rakamları azaltmayacak.
KIB-TEK yaklaşık 2 yıldır zam yapmayarak, bir anlamda cepten yedi.
Maliyet-satış dengesi açığı nedeniyle haneye ek zarar yazdı.
Oysa özelleştirilmiş bir elektrik idaresi, kimsenin gözünün yaşına bakmayacak.
Örneğin 2 yıl boyunca, sırf zam yapıp da vatandaşın sırtındaki yükü çoğaltmamak için, cepten yemeyecek.
Bunun üzerine bir de kâr marjını ekleyin!
Alın size daha kabarık faturalar.
Ayrıca, tahsil edilmeyen KIB-TEK borçlarının üzerine yatıp da vatandaşın sırtından geçinen kodamanların bilmesi gereken bir şey de var.
Mevcut yapıda taksitlendirilmiş durumda olan geriye dönük ciddi miktarda borç bulunuyor.
Az ya da çok, özel bir şirket size bu olanağı vermeyecek.
‘Aman biz taksitlendirelim de sonrası Allah kerim’ yok!
Yani neyse borç, ‘trink’ ödeyeceksiniz.
Artık size göz yumacak ‘birileri’ olmayacak.
Dolayısıyla iş o noktaya gelmeden, taksitlerinizi/borcunuzu azar azar yatırmaya başlayın bence.
Çünkü aksi halde zararın bir ucu da size dokunacak.
Yani uzun lafın kısası, özelleştirmenin kimseye faydası yok!
Kurumun, devletten alacaklarını tahsil edebilme ihtimali ise özel teşebbüs ya da şahıslara göre çok daha az.
Ve yakın gelecekte bu durumun değişme ihtimali pek yok, çünkü devlette bu borcu ödeyecek para yok!
Ama aynı devlet, borcunu ödemediği halde elektrik kullanmaya devam ediyor.
Yani borç giderek büyüyor.
Peki ya vatandaş?
Vatandaşa soran yok.
‘Özelleştirme istemiyorsak fedakarlık yapmalısınız’ diye diye fatura sürekli sıradan vatandaşa kesiliyor.
Bu sefer de yine öyle oldu, 2 yıl aranın ardından elektriğe ciddi oranda bir zam yapıldı.
Fakat bu seferin diğerlerinden farkı, hükümetin elektrik konusunda bir projeyle karşımıza çıkmış olması.
Bugüne kadar sırf zamla gün kurtarılmaya çalışılırken, mevcut yapının düzeltilebilmesi adına hiçbir girişim yapılmadı.
Bakan Sennaroğlu tarafından dün kamuoyuna açıklanan proje, bu anlamda önemli.
18 Kasım’da yürürlüğe gireceği ifade edilen elektrik projesinin başarıya ulaşabilmesi de tabii ki!
Elektrik enerjisi alanının yeniden yapılandırılması...
Elektrik arzının çeşitlendirilerek arz güvenliğinin artırılması...
KIB-TEK’in mevcut alacaklarının tahsilâtının sağlanması, gelecekteki tahsilâtlarının etkinleştirilmesi ve borçlarının kapatılması...
Bütün bunlar kağıt üzerinde kalmayıp da pratikte hayata geçtiği oranda, şu anda son derece haklı bir öfke içerisinde olan vatandaş da rahatlayacak, kendini ‘enayi’ gibi görmekten vazgeçecektir.