Kıbrıs’ın her iki tarafında da özü benzeşen sıkıntılar var. Güney ve Kuzey’de son dönemlerdeki müşterek tartışma konularından biri, Elektrik ve Telefonun özelleştirilmesidir. Diğeri ise küresel iklim değişikliklerine bağlı olarak, Kıbrıs coğrafyasını etkileyen kuraklık meselesi ve su sorunudur. Ayrıca, her iki tarafın hem ciddi avantajı, hem de önemli siyasi sorunlarından biri olan Gaz konusu da var.
İşte bu belli başlı sorunları, şimdi süren toplumlararası görüşmelerde ele almak ve bunları Güven Artırıcı Önlemlerin (GAÖ) acil meselesi yapmak gerekiyor. Evet, Maraş’da GAÖ’ler kapsamında özlü görüşmeleri tetikleyecek bir temelde ele alınmalıdır. Ama GAÖ için hemen ele alınması gereken konular da işte bunlardır.
ELEKTİRİK, TELEFON,
Güneyde Troyka, Kuzeyde ise Türkiye ile imzalanan protokoller, bu iki alanın özelleştirilmesini öngörüyor. Bu her iki tarafta da halkta, haklı tepkiler ve öfkeler oluşmasına yol açıyor. Geleceğe dair halkta endişeler hakimdir. Güneyde insanlar, bu özelleştirme adımlarına tepki koyan gösteriler yapıyor. Kuzeyde de ayni tepki ve öfke var. Her iki tarafın en geniş halk kitleleri, ayrı ayrı bu olaylara tepki göstererek bir yere varamaz. Bunlar için ortak politikalara ihtiyaç ardır.
Şimdi, tüm çelişkilere karşın yaşadıklarımız da var. İki tarafta, en sıkışık zamanlarında elektrik alarak sıkıntılarını aşmakta, birbirlerine yardımcı oldular. Önce biz aldık, sonra patlama sonunda onlar bizden aldı.
Dolayısı ile G.A.Önlemler bakımından, elektrik ve telefon karşılıklı olarak birbirlerine bağlanmalıdır. Buna, Kıbrıs Türk tarafının ve Türkiye yönetiminin karşı çıkması çok anlamsız ve samimiyetten uzak olur. Kıbrıs Rum tarafının da karşı çıkışı, adanın birliğini öngören AB üyesi ve AB’ nin her alanındaki entegrasyonun tarafı olan bir yönetim açısında da fiyasko olur.
Kıbrıs’a gelecek olan suyun, barış suyu olarak isimlendirilmesi ve güneye de bu konuda işbirliği çağrısının Kıbrıs Türk Yönetiminin ve Türkiye tarafından yapıldığı bu zamanda, elektrik ve telefonun entegre olmasına karşı çıkması anlamsızdır.Aksine bu önermeyi suda yapanın, bunlara destek vermesi gerekir. Üstelik bu, sudaki bu önerilerinin samimiyetini de perçinler..
1. Facebook, Twitter üzerinden birbirine bağlanan bu adanın insanlarının, telefonlarının birbirine bağlanmaması, ama ortak devlet kurmak üzere görüşme masasında görüşüyor olması çok garip bir durumdur. Bu çağda, bu her iki taraf içinde aptalca bir durumdur. Bunun gerçekleşmesi, bir ada olan ve hizmet sektörünün ekonominin en etkili alanı olduğu ülkede, bu ayni zamanda maliyetlere de olumlu etki yapacak olan bir gelişmedir.
2. Elektrik, birbirine bağlanmalıdır. Bunun her şeyden önce, iki tarafta ciddi bir maliyet düşüşü ve ekonomik, teknik önemli bir avantaj getireceği açıktır. Bu yapılırken, gerçekten AB, ABD, Türkiye ve diğerleri , elektrik sistemleri birbirine bağlanırken, ayni zamanda, her iki tarafında, katı yakıt yakarak elektrik enerjisi elde etme, maliyetli üretiminin değişimine dönük olarak ta destek vermelidir. Bunun için nelerin olması gerekmektedir.
a. Her şeyden evvel, iki tarafın elektrik sistemlerinin birbirine bağlanması ile iki tarafta güneş ve diğer alternatif enerji kaynaklarından yararlanmak için AB, ABD, Türkiye ve diğer uluslararası kuruluşların finansman ve proje desteği sağlamalıdır. Bu adanın avantajı olan güneşten yararlanacak olan büyük ve yaygın yatırımlarla, hem günümüzü, hem de yarının ortak değerinin gelişmesine katkı sağlamak gelişecektir. Bu, hem çözümü teşvik edecek, hem de çözümün verimli bir temele dayanmasını sağlayacaktır..
b. Elektrik sistemlerinin birbirine bağlanması ile güneşten yararlanmak için ortak projeler geliştirilirken,ayni zamanda adanın etrafında bulunan GAZ’ dan yaralanmak için çalışmalar da başlatılmalıdır. Bunun için her iki tarafın, şu anda katı yakıtla elektrik üreten santrallerinin, ayni zamanda Gaz’ la üretime geçebilecekleri düzenlemeler ve yatırımları acilen yapabilmeleri için ortak projeler ve düzenlemeler, destekler, geliştirilmelidir.
c. Gaz’ın devreye girmesi ve bunun elektrik üretiminde değerlendirilmesi ile elektrik maliyetlerinin önemli bir düşüce gireceği açıktır. Ancak gazın, yalnız ihracatı ve içte elektrikte kullanılması yetmez. Her iki tarafın, elektrik sistemleri birbirine bağlanırken, ayni zamanda özellikle şu anda KIB TEK ‘in mülkiyetinde olacak olan Türkiye ile Kıbrıs’ın gazı kullanarak üretilecek olan elektriğin, uluslararası satışını da sağlayacak, teknik kapasitedeki kablo ile bağlanma söz konusu olmalıdır.
Bu konuda, 2009 seçimlerini düşünürseniz, UBP, o seçimde Türkiye’den su geleceği açıkken, buna gazı da Türkiye’den getireceği önermesi yapıyordu. Şimdi işe bakın, Kıbrıs gazının Türkiye üzerinden dünyaya pazarlanması konuşulmaktadır. Vizyonu bu kadar dar olanlarla, arpa boyu yol yürüyemeyeceğinizin en açık göstergesidir bu. Değil mi? Bütün bunlar, gelişmenin ayrı ayrı değil, ortak değerlerle daha da büyüyebileceğinin temeli olmalıdır.
d. Türkiye’den gelecek olan suyun, adanın bu iklim değişikliklerinden olumsuz olarak daha fazla etkilendiğinin çok açık olduğu zamanımızda, bir an evvel G.A.Önlemler bağlamında suyun ele alınmaması adayı sevmemek demektir. Türkiye’den gelecek olan suyun, bir an evvel, bu bütün içinde, yani elektrik, telefon ve gazla birlikte ele alınması gerekir..
İşte bu bakımdan troykanın Güney için Türkiye’nin de Kuzey için bu alanların özelleştirilmesine dönük tek tek ve ayrı ayrı olarak gündeme getirdikleri bu konuları, şimdi eğer çözüm ve ortak değer üretilmesini onlarda geliştirmek istiyorlarsa, bu alanların, GAÖ içinde ele alınmasını desteklemeleri gerekmektedir.
Elektrik, telefon, suyun, üretim alanlarının mülkiyeti, iki tarafın oluşturucu, kurucu, federe devletlerinde olurken, bu alanların politikalarının ve yönetilmelerinin de ortak federe merkezi hükümetin yetkisinde olması da ele alınmalıdır. Bunun için şimdi görüşme süreci içinde elektrik, telefon, su gaz meselesi ,GAÖ içinde alınmalıdır.