Gelişen teknoloji bize başka ülkelerle elektrik alışverişi yapma imkânları sunduğu halde bu potansiyeli hiçbir biçimde değerlendirememekteyiz.
Gücünü çözümsüzlükten alan “vizyonsuzluk vizyonumuzdur” siyaseti, bölge ülkeleriyle elektrik ticaretimizin önündeki yegâne engeldir.
“Çözümsüzlük çözümdür” politikası, 2009’dan beridir “vizyonsuzluk vizyonumuzdur” politikası ile ikame edilmeye çalışılmaktadır.
Değişim sürecimizle ilgili dikkate alınması gereken haklı toplumsal hassasiyetlerimiz elbette ki vardır ve olacaktır da. “Vizyonsuzluk vizyonumuzdur” politikası, hassasiyetleri gözeterek reformlarla ilerlemek yerine “riskler nedeniyle mevcudu muhafaza etme” yaygın anlayışını güçlendirmekte ve ciddi zaman kayıplarına yol açmaktadır.
Elektrikte kendi kendimize uyguladığımız çağdışı ambargolar da bu politikanın bir sonucudur.
1994’ten beridir elektrik enerjisi ihtiyacımızı kendi imkânlarımızla karşılıyoruz.
Bu alandaki tüm önemli yatırımlar CTP iktidarlarında gerçekleşmiştir.
Şimdi görevimiz bu sistemi hassasiyetleri de gözeterek geliştirmektir.
Dünya piyasalarında yakıt fiyatlarının düşmesiyle veya UBP döneminde aksatılan tahsilatların düzene sokulmasıyla ancak bir yere kadar ilerleyebileceğimizin bilincindeyiz.
Fuel-oil bağımlılığı her an elimizde patlayacak bir bomba gibi insanımızın refahını tehdit eder durumdadır. Geçtiğimiz aylarda düşen yakıt fiyatları son zamanlarda yeniden yükseliş eğilimindedir.
Arz güvenliğini artırmak, hizmet kalitesini yükseltmek, fiyatlarımızı optimum seviyelerde tutmak ve sınırsız yenilebilir enerji üretimini teknik açıdan mümkün kılmak adına elektrik enerjisi sektörümüzü yeniden yapılandıracağız.
Hedefimiz sınırsız üretim yapabileceğimiz koşulları oluşturmak ve üretim fazlamızı dışarıya pazarlamaktır ve bu hedef şaka ya da hayal değildir!
Türkiye son bir yılda Yunanistan’a 431 milyon 229 bin kilovatsaat elektrik ihraç ederken aynı ülkeden 885 milyon 298 bin kilovatsaat elektrik ithal etmiştir. Türkiye'nin komşularıyla elektrik ticaretinin hacmi 528 milyon dolara ulaşmıştır. Türkiye yaklaşık 0,19 TL / kilovatsaat fiyatla ihtiyacına göre elektrik alıp satabilmektedir.
Diğer yandan Romanya’dan Türkiye’ye deniz altından kablo ile elektrik aktarımı üzerine iki ülke görüşmelerini sürdürmektedir. Bu yıl içinde fizibilite çalışmasını tamamlamak üzere anlaşmış bulunuyorlar. Proje sayesinde ihtiyaç halinde 450 kilometrelik elektrik hattıyla birbirlerine 1000 MW gücünde elektrik aktarabilecekler. Çalışmaları yürüten ise iki ülkenin kamu elektrik şirketleri TEİAŞ ve Transelektrika’dır!
Biz de KIBTEK’in “özerklik, şeffaflık ve hesap verebilirlik temelinde (…) elektrik enerjisi sektörü otoritesi haline dönüştürülmesi” hedefi ile çalışmalarımızı sürdürmekteyiz.
Türkiye, Romanya’dan Bulgaristan’a oradan da Türkiye’ye uzanacak elektrik hattı projesi için de temaslar gerçekleştirmektedir. Projeler tamamlandığında üç ülke birbirlerine elektrik aktarabilecek ve Türkiye’nin sistemi ilave 1800 MW elektrikle desteklenmiş olacaktır.
Bizim de bu ülkeler gibi sürekli temaslarda bulunmamız, özellikle rüzgâr ve güneşten elektrik üretimi için dış yatırımları cezbetmemiz ve bütünlüklü bir yaklaşımla hem kendi sistemimizin niteliğini artırmamız hem de bugün itibarıyla sıfır olan elektrik ticareti hacmimizi büyütmeye odaklanmamız gerekiyor.
Başka ülkelerde dost ülkelerle ticari ilişkileri geliştirmek için girişimlerde bulunmak cumhurbaşkanlarının en önemli görevleri arasında sayılır.
Örneğin 30 Mart-1 Nisan tarihlerinde Slovenya, Slovakya ve Romanya'ya resmi ziyaretlerde bulunan Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu ülkelerle ekonomik ve ticari ilişkileri geliştirme kararlılığının göstergesi olarak her üç ülkede düzenlenen iş forumlarına ev sahibi ülke cumhurbaşkanlarıyla birlikte katılmıştır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a refakat eden iş insanları da bu iş forumlarında yerel muhataplarıyla bir araya gelerek karşılıklı yatırım ve ticaret projelerini değerlendirme, mevcut projeleri geliştirip karşılıklı ticari hacmi daha üst seviyelere taşıma imkânı bulmuşlardır.
Seçimin ardından Sibel Siber’in Cumhurbaşkanlığı bünyesinde kuracağı Ekonomik Gelişim Çalışma Grubu’na gerek elektrik enerjisi alanında gerekse diğer alanlarda maruz kaldığımız iç ve dış ambargoları aşmak için büyük görevler düşecektir.