Emekli olmadan, emeklilik…

Fayka Kişi


Olgun Amcaoğlu, UBP döneminde Maliye Bakanlığı’nda Bakanlık Müdürlüğü yapmış bir isim… Şimdi ‘müşavir’ ve tüm diğer müşavirler gibi emekli olmadan ‘emeklilik hayatı’ yaşayanlardan…
İşlemeden, mesai yapmadan, maaş alanlardan.
Bu onların suçu mu? elbette hayır ancak böylesi bir sisteme isyan etmemek de mümkün değil.
Hele ki maaşlar arasındaki uçurumlar dikkate alınırsa…
Bugün asgari ücretli bir çalışan yazın sıcağında, kışın soğuğunda emek dökerken ve bin 400 TL gibi bir maaş ile hayatını idame ettirmeye çalışırken, çalışan olarak görülen ancak evde oturan müşavirlerin brüt 8 bin TL gibi bir maaşı olması adaletsizliğin en büyüğü…
Amcaoğlu, sosyal paylaşım sitesinde “Müşavir olduktan iki gün sonra Meclis Başkanı Yardımcısı Sn Ünal Üstel'den yasanın bana öngördüğü hakkıma istinaden danışmanlık yapmak için uygun bir oda talep ettim lakin Ünal bey bile bu konu ile ilgili hiçbir şey yapamadı ve de bende Gönyeli'nin yolunu tutum. Hem de ayda 8000 TL bir bedel karşılığında” açıklamasında bulundu.
Ve şimdi müşavirlerin, danışman olarak atanmasını ‘siyaset yapma uğruna’ yapılan bir açıklama olarak yorumladı.
Hükümet bu konuda bir adı attı, umarız sonuçları hayırlı ve yararlı olur. Ve hem adaletsizliği ortadan kaldırır hem de müşavirlerin iş yapması sağlanır.

************************

Girne’de ‘çelişki’ hakim oldu

CTP-BG Kurultay’a yönelik ilçelerde aday tanıtımlarına devam ediyor. Önceki akşam Girne delegelerinin karşısına çıktı başkan adayları ve parti meclisi üyeleri…
Katılımın yoğun olduğu gecenin değerlendirmesini Girne İlçe Başkanı Erkan Eminağa’dan aldık.

-Geceye katılım, ortam nasıldı ?
EMİNAĞA: Katılım çok güzeldi. CTP’nin kurultay süreci gayet demokratik geçiyor. Süreç seviyeli bir şekilde devam ediyor. Özellikle başkan adayları, keskin ayrılıkları, duruşları olmasına rağmen konuşmalarında birbirlerini rencide etmediler.
-Adayların konuşmalarındaki fark sizce neydi?
EMİNAĞA: Asım Akansoy, bütünsel, kolektif çalışmanın olacağını vurguladı ve buna özenli olacağını söyledi. Özkan bey, ise buna yanıt anlamında bu dönemde de her türlü kararın Merkez Yönetim Kurulu tarafından alındığını ve uygulandığını söyledi.
Adayların söyledikleri arasında çelişki ortaya çıktı.

*******************


Akansoy’dan manifesto

CTP-BG Kurultayı’nın artık son bir haftasına giriliyor. Gelecek Pazar, adaylar delege karşısında ter dökecek, heyecanlı bekleyiş başlayacak.
Adaylar çalışmalarına, toplantılarına hızla devam ediyor. Görüşmeler yapılıyor, fikirler tartışılıyor.
Başkan adayı Özkan Yorgancıoğlu, Başbakan olması nedeniyle biraz kurultay çalışmalarında yavaş. Ancak Asım Akansoy, kurultay çalışmalarını sürdürüyor.
Bu bağlamda, neden aday olduğunu da içeren manifestosunu hazırladı. Dün de  bu manifestoyu sosyal paylaşım sitesinde paylaştı.


*********************


Özgürgün kucakladı…

Hüseyin Özgürgün başkanlığındaki UBP, Derviş Eroğlu’nun kızı olması nedeniyle İrsen Küçük tarafından dışlanan ve etkisiz hale getirilmeye çalışılan Resmiye Canaltay’ı kucakladı.
Canaltay, özellikle İrsen Küçük-Ahmet Kaşif’in başkan adaylığındaki kurultayda tarafını Kaşif’ten yana koymuş, onunla boy göstermiş, Küçük tarafından da dışlanmasına fazlasıyla sebep olmuştu.
Ancak UBP Tüzüğü’nün verdiği yetkiyi kullanan Özgürgün, Genel Yönetim Kurulu’nu toplayarak, Sunat Atun’ndan boşalan İlçe Başkanlığı’na Canaltay’ın atanmasını sağladı.
Böylece hem Mağusa’da dağılan UBP’nin toparlanması için Canaltay’a görev verildi, hem de Eroğlu ile UBP arasında  uzun süredir yaşanan içten içe kavganın son bulması için adım atılmış oldu. 

*******************************


YORUM
 

Yavaşlamak Mutluluktur

“Bir zamanlar Afrika'da kayıp bir kenti keşfetmek isteyen bir grup arkeolog eşyalarını taşıttıkları Afrikalı işçilerle birlikte hızlı bir şekilde ormanları, dağları aşarak yolculuk yaparlar. Yolun yarısında işçilerin bir kısmı aniden duruverir. Oysa gidilecek daha çok yol vardır. Arkeologlar şaşırır ve işçilere “niçin durdunuz” diye sorarlar.
Cevap şaşırtıcıdır: “Çok hızlı gidiyoruz. Ruhlarımız geride kalıyor.”
Ruhumuzu geride bıraktıran hıza odaklı modern toplumun bize verdiği zararları Kemal Sayar, Yavaşla adlı önemli kitabında şu şekilde açıklıyor: “…Hız uyuşturuyor. Artık her yerde ve hiçbir yerdeyiz. Orada ama buradayız. Dostumuzla sohbetteyiz ama telefonun veya sohbet ağının ucundayız. Aslında bütün varlığımızla bir yerde değiliz, parça parça orada ve buradayız. Anlaşmak için zaman gerekir, zaman ve mekân. Konuşmanın yanında susmak da gerekir, birbirinin söylediğine dikkat kesilebilmek, kalbini dostunun kalbine yaklaştırmak gerekir. İnsana ve gerçek hayata ayrılan zaman azaldıkça yabancılaşma çoğalıyor. Gerçek hayattan ayrışan bilinç, sanal ses ve sanal sohbetle uyuşuyor.”

Sabahattin ŞEN (gazete360.com)

**********************************

TWİTTER

“Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun iki partiyi idare edebilme becerisi Kıbrıs sorununda görüşmeyi sağlayamıyor Sarayönü’nde başarı ile yetinmek yetmiyor”
Ferdi Sabit Soyer’in profilinden