Bayramın son günü bizim de hükümetin HP kanadının da Anadolu Ajansı aracılığıyla öğrendiği, altındaki imzalara dair sıfatların yanlış yazıldığı TC-KKTC protokolünün ‘reklamlar’ kısmından sonra ‘icraat’ bölümü başladı.
Bir günde iki ‘müjde’ geldi.
İlki kooperatiflerle alakalı…
Devrim Barçın uyardı, meclise yollanan bir yasa önerisinden söz etti ve ADHOC Komite’de görüşülmekte olan öneride kooperatif üyelerinin borç faizi altına ezileceğini duyurdu. Kooperatiflerin Pazartesi meclis önünde protesto eylemi düzenleyeceği de açıklandı.
İmza yeri bile yanlış olan protokoldeki talimatları uygulamak üzere harekete geçen hükümet, toplumsal kesimlerin dayanışma örgütlenmesi olan kooperatiflere dönük operasyonu başlatmış oldu.
Kooperatiflere bakış bir ideolojik-politik bakış meselesidir. Üreticiyi ve dar gelirliyi koruma amaçlı, dar imkanlara sahip bir kesimin elde avuçta ne varsa bir araya getirip sinerji yaratması mantığına dayalı kooperatifler tekelci sermayeye karşı bir sosyal-ekonomik korunma modelidir.
Doymak bilmez büyük sermayenin daha da semirmesinden yana tavır koyanlar, toplumun güçsüz kesimlerini daha da korumasız hale getiren kooperatiflere karşıdırlar.
Türkiye’de AKP’nin uyguladığı politikalar hep ‘büyük balık küçükleri yutsun’ felsefesine dayalıdır ve bu yüzden KİT tipi işletmeler elden çıkarılmış, tekel ve tröstlerin önü daha da açılmıştır.
KKTC’de son imzalanan protokol de dahil, bütün protokollerin özünde bu vardır.
KTHY’nin başına gelenler ve KTHY kapatıldıktan sonra toplumun başına gelenler taze ve sıcak bir örnektir.
**
Bir yandan kooperatifleri ‘tertiplemek’ için düğmeye basan UBP-HP koalisyon hükümeti, diğer yandan da yine ‘talimatlar’ gereği emeklilik yaşını daha da yükseltmek için harekete geçti.
İşaret fişeğini Faiz Sucuoğlu yaktı. “Sosyal Sigortalar’da gelir azalıyor, gider artıyor” diyerek 65,67, hatta 70 yaşında emeklilik veren Avrupa ülkelerinden söz etti.
Kuşkusuz bu ülkede mücahitlik yıllarının çifte hesaplanması dahil çok erken yaşta emeklilik verilmesi gibi yanlış popülist uygulamalar sosyal güvenlik sisteminin yanlış bir zemine oturmasına neden oldu.
Unutmamak gerekir ki ‘peşin ödeme’ gibi, ‘kamuda birkaç kez emekli olup her seferinde yüklü emekli ikramiyesi almak’ gibi har vurup harman savurmalar da yapıldı bu ülkede…
Tümünün altında politikacıların imzası vardır.
Fakat bunların hiçbiri özel sektör çalışanının, yani sosyal sigortalının lehine olmadı!
Aksine, en az 15 senedir konuşulan ‘genel sağlık sigortası’ gibi konularda dahi mesafe alınmadı.
Sosyal sigorta emeklilerinin gelirini artırıcı adım atılmadı.
Özel sektörün hem aktif çalışırken, hem de emekli olduktan sonra da sürünmesinin önüne geçilmedi.
Ama şimdi bir kez daha kabak sosyal sigortalının başına patlatılıyor.
Neymiş?
Aktüeryal denge bozulmuş, gelirler azalmış, giderler çoğalmış.
Laf!..
Peki ne olacak?
Emeklilik yaşı bir kez daha yükselecek.
Kaça?
65 mi olur, 67 mi belli değil.
Hatta 70’ten bile söz etti Sucuoğlu…
10 yıl önce yükseltilmişti emeklilik yaşı.
Şimdi yine yükseltiliyor.
Demek ki her 10 yılda Ankara isteyecek, bizimkiler üstüne ekleyecek.
Bu gidişle 25 seneye kalmaz, emeklilik yaşı 100’e dayanır.
Mantıksız mı geldi?
Emirde mantık aranmaz zaten.
Emir de büyük yerden!..