Kıbrıs Cumhuriyeti’nde anketler, ahalinin, Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis’ten memnun olmadığığnı gösteriyor…
“Bir daha sakın aday olma” diyor insanlar…
-*-*-
Peki Hristodulidis’in en büyük şansı nedir?
Hristodulidis’in kurtuluşunun, yeniden aday olmasının hatta bir kez daha seçilmesinin en büyük “şansı”, karşısındaki rakibinin tamamen boş olmasıdır!
-*-*-
Mesela, KKTC’deki emlak meselesi çöktü…
Bu çöküşün ateşleyicisi, Rumların uygulamaya koyduğu “caydırma” baskısı oldu…
Ama asıl çöküş sebebi, Ersin Tatar ve ekibinin ya da hükümetinin, Anavatanlarıyla birlikte “politikasız” kalmış olmasıdır!
-*-*-
Bu sabah Sim tv’deki program konuğum CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman’dı…
Erhürman, emlak yanında, turizmde de benzer baskıların başladığını ve bu baskıların artacağını söyledi…
-*-*-
Elime bir broşür geçti…
TUI adlı İngiliz şirketi, tüm müşterilerine, acentelere falan bir mektup gönderdi…
Bu mektupta, bundan böyle “İşgal altındaki Kuzey Kıbrıs’a” gezileri iptal ettiğini duyurdu…
Mektupta imzası bulunan Operasyon Ekibi Müdürü Eva – Maria Scharin, “Kıbrıs hükümeti ile vardığımız anlaşma gereğince, 31 Ağustos 2024’ten itibaren işgal altındaki Kuzey Kıbrıs’a gezileri durdurduk” dedi.
-*-*-
Bu arada TUI, bu karardan etkilenecek bazı otobüs firmalarına; “… Bizimle tam zamanlı çalıştığınızı biliyoruz; bundan sonra da sizlerle çalışmak için elimizden geleni yapacağız” derken, “başınızın çaresine bakın” anlamına gelen mesaj da iletmiş oluyordu!
-*-*-
Peki en çok başının çaresine bakması gereken kim?
Tabii ki Kuzey Kıbrıs!
Tabii ki Ersin Tatar!
-*-*-
Yayla köyünde ahaliye, “Erdoğan’ın kayyumu benim, Zorlu Törey a da Ünal Üstel değildir” gibi film replikleri söyleyeceğine, biraz da bu işlerle ilgilenebilseydi keşke!
Ağa ve sidikli ezikler!
TC Büyükelçiliği - Karma Ekonomik İşbirliği (KEİ) Ofisi KKTC’de bazı ihalelere sponsor olur…
Yani para verir!
Maddi karşılık sağlar!
Destek olur!
-*-*-
KEİ, iki ülke - yani TC ve KKTC arasında yapılan anlaşmalarla sponsor oldukları ihalelere ödeme yapar…
Bu yıl sekizinci ayı tamamlamak üzereyiz…
KEİ, hiç bir ödeme yapmadı.
Yapamıyor da…
-*-*-
Peki neden?
Çünkü TBMM de onayladı ama Recep Tayyip Erdoğan henüz onaylamadı…
-*-*-
Onaylayacak mı?
Vallahi yüce keyfi bilir…
-*-*-
Ve gelelim ahret sorusuna, “Bizim devlet tarafı, örneğin Maliye Bakanlığı ya da Maliye Bakanı, bu konuda ne yapıyor?”
Yanıt veriyorum, “bir şey yapacak bronzo değil bakanda, kimsede yoktur!”.
Efendiye, ağaya, hesap mı soracaksınız siz?
Sidikli ezikler!
-*-*-
Bir yığın insanın alacağı var!
TL cinsindendir alacaklar!
Her geçen gün eriyen bir para cinsinden bahsediyorum!
-*-*-
Amaaaaan; Rumlar bizi kesmesin da!
Gerisi yalan!
Kıbrıs’ın acısı
Kayıp Şahıslar Komitesi duyurdu…
Rum basınında okudum…
-*-*-
2024 yılında, kayıp şahıs olarak listelenen beş Kıbrıslı Rum ve iki Kıbrıslı Türk'ün kimlikleri tespit edildi.
-*-*-
Geçen yıl, kazı alanlarında bulunan 29 kişinin kemiklerinden toplam 15 Kıbrıslı Rum ve bir Kıbrıslı Türk tespit edilmişti…
-*-*-
Komite bugüne kadar toplamda 756 Kıbrıslı Rum ve 295 Kıbrıslı Türk tespit etti…
Kayıplar listesinde henüz bulunmayan 754 Kıbrıslı Rum ve 197 Kıbrıslı Türk daha var…
UBP başkanlık yarışında ibre kimden yana?
Bir gazetecinin ya da her hangi bir vatandaşın, UBP kurultayı ile yakından ilgilenmesi, görevidir…
-*-*-
Bazı UBP’li kardeşlerimiz “UBP’li değilseniz, kurultayımız size ilgilendirmez” demeye getiriyor…
-*-*-
UBP bu ülkenin bir siyasi partisidir, hükümetin büyük ortağıdır ve kesinlikle kurultay süreci hepimizi yakından ilgilendirmektedir…
-**-
Haaaa, sonuç itibarı ile kim seçilirse seçilsin, KKTC ilie ilgili kararların alındığı merkez Ankara’dadır gerçeği de değişmez ki o da ayrı bir mesele…
-*-*-
Evet, hafta sonu UBP’nin altı ilçedeki kurultayları yapıldı…
Özellikle bazı isimlerin ciddi oy farkı ile kazanmış olması ya da tam tersi bazı kişilerin ciddi oy farkı ile kaybetmiş olması, elbette bir ay sonraki genel kurultayı yakından ilgilendiriyor…
-*-*-
Bir kere, üye yazımları ile ilgili olarak yapılan 180 gün hatası ve Fatma Ünal ya da Fatoş Juju olarak bildiğimiz Girne Kadın Kolları Başkanı’nın yeniden aday olmasının, Başbakan Ünal Üstel’i olumsuz etkileyeceği inancındaydım…
Yanıldım…
-*-*-
Hakkında “başsavcılık ve polisten torpilli” de olsa “sahte diploma” suçlaması bulunan ve sanırım ülkede dedikodusu en çok yapılan Fatoş Ünal’ın kazanması, genel kurultayda Ünal Üstel adına çok büyük bir avantajdır…
-*-*-
Evet, bir ay kaldı…
Şu andaki gidişat, Üstel’in “atanmış genel başkan”lıktan, “seçilmiş genel başkanlığa” doğru yürüyor olduğu yönündedir…
-*-*-
Peki Hasan Taçoy kazanamaz mı?
Elbette kazanabilir!
Buse Savaşkan da Paris Olimpiyat Oyunları’nda 1.86 yerine, 2.05 atlasaydı, Yaroslava Mahuchikh’i geçecek ve birinci olacaktı!
-*-*-
İlçe kurultayları öncesi Taçoy’un en az Üstel kadar sıçrayacağından emindim…
Şimdi, günlük çalışma temposunu, beslenmesini, idmanlarını, antrenörlerini çok daha iyi seçmesi gerekiyor…
Bilmem anlatabildim mi?
Yani bahis oynanacak olsaydık, “Favori Ünal abi” derdim!
Buse Savaşkan Olimpiyatlar’da birinci gelemedi – favori de değildi… Ünal Üstel, hafta sonu yapılan ilçe kurultaylarından sonra ortaya çıkan siyasi tabloya göre, Eylül’deki genel başkanlık yarışının favorisi gibi duruyor… Peki Hasan Taçoy? Beklenmedik bir performans sergilemesi gerekiyor…