Emrullah abinin iskelesi ve çok  şükür ki bizden kötüsü de var!

Serhat İncirli

Dökülüyoruz!
Hem de tel tel!
İktidar partisinde, iktidar kavgalarıyla ayyuka çıkan iletişim eksikliği!
Yine iktidar partisinde, cumhurbaşkanının adının da karıştırıldığı “genel başkan yeme” operasyonları…

-*-*-

Bakanın, başbakanı takmaması!
Başbakanın, bakanı dinlememesi!
Bir birilerine telefonla ulaşamamaları!
Dışarıdan ahbap bakan atanması!

-*-*-

Borç, haciz, mazbata işlerinde büyük artış beklentisi!
Evet, artık kimse özellikle “döviz” olan borcunu, taksidini ödeyemez haldedir!

-*-*-

Esnaf batmıştır.
İş insanları çaresiz beklemektedir.
Restoranlar zarar etmektedir.

-*-*-

Borçlanıp ev ve otomobil alanlar çaresizdir!
Artık büyük çoğunluk, bankalara borçlarını ödeyemez durumdadır!

-*-*-

Özel okullardaki “Kıbrıslı” öğrencilerin çoğu, birkaç sene daha “neneleri – dedeleri” sayesinde idare edecektir ama ondan sonrası bilinmezdir!

-*-*-

Ülkeye, aşırı pahalı olduğu söylenen bilet paraları nedeniyle turist gelmez, gelemez durumdadır.
Öncül sektör felçtir!

-*-*-

Tıpkı alacak – verecek davaları gibi; hırsızlık ve hepsinden tehlikelisi fuhuş artmaktadır…
İktidar ortaklarından birinin bir yetkilisi kredi kartı intitaktanisinden tutukludur!

-*-*-

Elektrikte belirsizlik, parasızlık, yakıtsızlık ve kesintiler sürmektedir.
“Ödemeyin indirime gideceğiz” denilen Mart faturalarına, yarın Nisan faturaları eklenecek ve ikisini birden kimse ödeyemeyecektir.

-*-*-

Türkiye ile imzalanan protokolün ne olduğunu kimse bilmemektedir.
Yarın yumurta kırıldığında içinden çıkacak olan sürprizler kim bilir ne olacaktır?

-*-*-

Kıbrıs sorununda tüm çözüm umutları, Türkiye’nin Nasreddin Hoca’sının bir numaralı arkadaşı, ünlü eski kafa golcüsü Ersin Tatar tarafından “tatar böreği”ne çevrilmiştir!

-*-*-

Güney Kıbrıs’ta çalışan Kıbrıslı Türk sayısı her geçen gün artmaktadır… 
Gündüz saatlerinde sınır kapılarının olduğu bölgelere araçlarını park edip, yaya veya başkasının aracıyla çalışmaya gidenlerin sayısının her geçen gün arttığı gözle görülmektedir.

-*-*-

Mesarya’da sadece bir köyden aralarında KKTC’de öğretmen olarak atanmayı bekleyen üç kişinin de olduğu belirtilen yaklaşık 75 kişi, Aya Napa’da bir otelde çalışmaya başlamıştır.

-*-*-

Ve KKTC’de Ercan Havaalanı’nın sahibi ya da ömür boyu işletmecisi olan şahıs, Girne’de evinin bahçesindeki havuz ile denizi bir birine bağlayan iskele inşa ettirmiştir!

-*-*-

Türkiye Cumhurbaşkanı’nın “yakını” olduğu bilinen bu kişinin iskelesine nasıl izin verildiği “muamma” değildir.
KKTC’de her hangi bir yetkilinin bu iskeleye izin vermeme veya yıktırma gibi “selahiyeti” bulunmamaktadır!
Ama KKTC demokratik bir hukuk devletidir ve ayrıca eşit ve de egemendir!

-*-*-

Ve bunca zamandır hiç olmayan bir şey; “KKTC’ye artık TC’den kiralık katil servisi başlatıldığı” da dün bir gazetemizde yer almıştır!
Ne büyük bir hizmet!

-*-*-

TC’den gelen kiralık katil demişken aklıma geldi; polisimiz, başsavcılığımız, uzmanlarımız ve bilenlerimiz acaba hala Halil Falyalı’yı vurduğu iddia edilen iki adet Kalaşnikof marka silahın “kime ait olduğu” konusunda fikir sahibi olamamış mıdır?
O dava kapanmıştır değil mi?
Vurduğu iddia edilen bir ya da üç kişi üç beş seneliğine hapse gidecek, sekiz on ayda aftan yararlanacak, ama “tetiği çekeceksiniz” diyenler, tıpkı Hrant Dink veya Kutlu Adalı olayında olduğu gibi ebediyen bilinmeyecektir değil mi?

-*-*-

Hadi ekonomik sorunları “Dünya’daki krize, pandemiye, Ukrayna – Rusya savaşına” falan bağlıyorsunuz da; tüm bu rezaletleri nereye bağlayacaksınız?
Çok merak ediyorum doğrusu!

-*-*-

Eşit ve de egemen devlet mi demiştiniz?
Ne devleti?
Ne eşiti?
Ne egemeni?
Canlarım benim; son derece rezil bir şey, o kadar yani!
Bilmem anlatabildim mi?

-*-*-


Haa abu arada belirtelim; bizden kötüsü yok mu?
Var tabii!
Sevinin!
Mesela Sri Lanka!
Tarihinin en büyük ekonomik krizini yaşayan Sri Lanka'da Devlet Başkanı Gotabaya Rajapaksa, 17 bakandan oluşan yeni kabineyi kamuoyuna açıkladı. Rajapaksa'nın kardeşi Mahinda Rajapaksa başbakanlık görevini sürdürürken, hükümette Rajapaksa ailesinden başka bir isim yer almadı. 
(Tahsin bey kadroya alındıydı, Sunat bey Başbakan’ı sallamadıydı veya Ersin bey de Faiz beye komplonun içindeydi haberlerini geçin; devlet başkanının kardeşi başbakan; bizden kötü yani…)
Devlet Başkanı Gotabaya Rajapaksa protestolara karşın istifa çağrılarını reddetti. Ülkede doktorlar ise ilaç sıkıntısı nedeniyle uluslararası yardım çağrısı yaptı.
İngiltere'den 1948 yılında bağımsızlığını kazanan Sri Lanka, tarihinin en kötü ekonomik krizinden geçiyor. 
Ülkede gıda, petrol, ilaç ve diğer temel ihtiyaç maddelerinin tedariğinde ciddi sıkıntılar ve günlük elektrik kesintileri de yaşanıyor.


KKTC’yi en iyi anlatan çember!

Gönyeli Çemberi…
Sabah saatleri…
İngilizlerin “peak hour” dedikleri; bizim “mesai saatleri” olarak kullandığımız anlar…
Güzelyurt veya Girne istikametinden geliyorsunuz, Lefkoşa’ya gideceksiniz…
Sinirden çatlarsınız!
Allah korusun, hele bir de ufak trafik kazacığı olmuşsa; buradan gerektiği sürede çıkabilmek çok büyük bir başarı olur!

-*-*-

Bu çember, KKTC’nin ta kendisidir…
Özellikle Güzelyurt istikametinden çift şerit geliş, Gönyeli – Ali Boy çıkışında üç, hatta 3,5 veya 4 şerit oluveriyor…

-*-*-

Plansızlık…
Hesapsızlık… 
Tam bir karmaşa…
Kim daha cesursa, öne geçiyor…

-*-*-

Sağda ve solda yem yeşil çim alanlar…
Ne güzel!
Sağ kolunuzda ülkenin dev beş yıldızlı kumarhane – otellerinden biri…
Vay be!
Ve tam dibinde, Beyrut’ta savaş zamanında Hıristiyan Falanjistlerin bombaladığı Hamas’a ait bir apartman görüntüsü!
Ha yıkıldı ha yıkılacak
O binanın dibinde, mühürlenmiş, bitmemiş, bir yarım inşaat!
Ve pis görüntüler!

-*-*-

Nüfusun bilinmemesini, neredeyse tüm Güzelyurt’un, “Türk toprağı” diye Gönyeli’ye yerleşmesini mi konuşalım; yolların araçlara yetmediğini mi?
Çevre plansızlığı ve kirliliğini mi?
Yoksa umursamazlığı mı?

-*-*-

Gönyeli kavşağında, sadece plansızlık, hesapsızlık, düzensizlik yok!
Orada, çözümsüz ve kaybedilmiş Kıbrıs davası bile var!


 


Bir bu eksikti… Oxford Üniversitesi'nden bilim insanları, NASA'nın Dünya'nın konumunu içeren, mesaj niteliğindeki radyo sinyallerini uzaya gönderme planlarının uzaylı istilasına neden olabileceğine dair uyardı.

Oxford'un İnsanlığın Geleceği Enstitüsü'nde (FHI) kıdemli araştırma görevlisi Anders Sandberg, bu tür bilgileri olası zeki yaşam formlarıyla paylaşmanın risk teşkil ettiğini savundu.

The Independenet Türkçe’nin haberine göre 2018'de hayatını kaybeden ünlü fizikçi Stephen Hawking de (Fotoğraf) insanlığın uzaylılar nedeniyle varoluşsal bir riskle karşı karşıya kalabileceğini savunmuştu.

2010'da Discovery Channel'a konuşan Hawking, uzaylıların dünyayı kaynakları için talan edip yoluna devam edebilme ihtimalinden endişelendiğini kaydetmiş ve şunları söylemişti: “Eğer uzaylılar bizi ziyaret ederse Kristof Kolomb'un Amerika'ya ayak basması gibi olacaktır. Bu yerli Amerikalılar için hiç iyi olmamıştı. Akıllı varlıkların tanışmak istemeyeceğimiz türden şeylere nasıl dönüşebileceğini görmek için kendimize bakmamız yeterli.”